42.Bölüm

12 7 0
                                    

Üniversitelerin açılmasına daha 2 hafta vardı. Bulut çantasını aldı Yıldız'ı da içine koydu. Fermuarları tam olarak çekmedi. Yıldız'ın kafası dışarıdaydı. Çantayı sırtına değil önüne taktı. Böylece Yıldız'ı daha iyi görebilirdi. Pansiyondan çıktılar. Ne kalacak bir yerleri, ne de yiyecek bir şeyleri vardı. Elinde çok az bir para kalmıştı. Ama iş aramak ve kalacak bir yer bulmak için dolaşması şarttı. Bunca yolu aç karnına ve yayan yürümek olanaksızdı. Ama yine Allah'a güvendi ve gönül rahatlığı ile yürümeye başladı. Tam o sırada önünde 4 tane bisiklet olan bir adama rastladı. Neyse ki Fransızca biliyordu. Adamın yanına yaklaştı ve:

- Merhaba.

- Hoş geldin, ne bakmıştın?

- Bisikletler kiralık mı?

- Evet delikanlı, bir günlüğüne kiralayabiliyorsun.

- Tamam, şunu alayım.

Diyerek kırmızı olanı gösterdi ve otelden kalan son parasını da kuruşu kuruşuna adamın eline saydı. Bu adam kirli dağınık sakalları olan, yeşil gözlü, kafasında siyah bir fötr şapka, üzerinde siyah bir palto olan orta yaşlarında, ama Fransızcayı doğru düzgün konuşan biriydi. Bulut bisikleti tam almış binecekken Yıldız çantadan fırladı ve miyavlayarak adamın sandalyesine koştu. Sandalyenin üzerinde bir poşet vardı. Bulut, hemen Yıldız'ı kucağına aldı.

- Kusura bakmayın.

- Hayır, sorun değil.

Diyerek poşeti eline aldı ve Bulut'a uzattı.

- Delikanlı ben kahvaltımı yaptım. Burada 2 simit var. Kedin acıkmış size hediyem olsun. Siftahı sizin sayenizde yaptım.

Bulut kabul etmek istemese de adamın bu samimi ve gülümseyen haline dayanamadı. Oturdu ve bir süre sohbet ettiler. Adamın adı Johnny'ydi. Bir torunu vardı. U bisikletleri hurdacıdan almış ve onarıp, tamir etmişti. Torunu da boyamış ve süslemişti. Bu bisiklet turundan aldıkları para ile geçiniyorlarmış. Torunu 8 yaşında ve okula gitmiyordu. Bulut o an bunu aklının bir köşesine yazdı. Simitleri küçük küçük yapıp Yıldız'a yedirdi. Tatlı şey de onları hapur hupur yutuyor, ara ara miyavlayarak sohbetlerine katılıyordu. Sohbet bittiğinde Johnny, bir yer bulana dek onlarda kalabileceklerini söyledi. Bulut yük olmak istemediğini söylese de adam kabul etmedi. Akşam onlarda kalacağını ve itiraz istemediğini söyledi. Bulut'un başka çaresi yoktu. Mecburen kabul etti. Bisikletine atladı. Çantası ile beraber. Yıldız da içindeydi. Johnny'e veda edip oradan uzaklaştı. Johnny mutluydu. Çünkü bir gence daha yardım etmişti. Tıpkı şu bir ay önce tanıştığı aynı Bulut gibi kedisi olan o kıza ettiği gibi. Kız adını söylememişti. Ama bisiklet kiralayacak parası yoktu ve Johnny ona izin vermişti. Kız da güvence olarak kedisini ona bırakmıştı. Döndüğünde ona çok teşekkür etmiş ve parayı 1 hafta sonra getireceğini söylemişti. Ve dediğini yapmıştı. Johnny kızın adını bilmese de kedisine şöyle seslendiğini hatırladı.

- Sütlü Kahve, seni çok özledim.

BULUTKU (Kitap Oluyor)1( YILDIZLARIN DANSI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin