7

116 17 5
                                    

Finn arabayı durdurdu. Sadie arabanın kapısını yavaşça açtı. Kendini dışarıya çevirdi ve ayaklarını yere bastı. Koltuktan kalktı ve arabanın kapısını kapattı. Biraz stresliydi. Finn Sadie'nin yanına geldi. Tek kaşını kaldırarak Sadie'e baktı.

" Sen biraz stresli misin?"

Sadie Finn'nin bu sözü üzerine irkildi. Telaşlandı.

" Yani...-ımm- bilemiyorum... şey... ımm-"

" Tamam sakin"

Diye Sadie'i durdurdu Finn. Eliyle eve gidelim işareti yaptı. Birlikte eve doğru yürüdüler. Finn zile bastı. Sadie o sırada parmak ucuna kalkıp iniyordu. Finn bunu fark etti. Elini Sadie'nin omzuna koydu. Bu Sadie'i durdurdu.

" Korkma annem kimseyi yemez"

Mary kapıyı açtı. Sadie ve Finn Mary'e döndü. Mary karşısında bir kız görünce biraz şaşırdı. Ama sıkıntı etmedi. İkisine de gülümsedi. Finn annesine sarıldı. Ayrıldılar. Sadie Mary'e elini uzattı. Mary elini tuttu.

" Sadie" 

" Mary" 

Ellerini ayırdılar. Mary içeriye geçmeleri için geri çekildi. Sadie ve Finn içeriye geçtiler. Finn ceketini askıya astı. Sadie Mary'e döndü. Eliyle Lily'nin odasını gösterdi.

" Acaba Lily'nin yanına gidebilir miyim?"

Dedi Sadie. Mary gülümsedi. Kafasını olumlu anlamda salladı. Sadie elini indirdi ve merdivenlerden çıktı. Lily'nin odasının önüne gelince durdu. Eliyle kapı kolunu kavradı. Derin bir nefes aldı ve kapıyı çalıp içeriye girdi. Lily, Sadie'nin geldiğini görünce dikleşti. Sadie gülümsedi ve kapıyı kapattı. Lily'nin yanına gitti ve yatağın ucuna oturdu.

" Daha iyi misin?" 

Diye sordu Sadie. Lily gülümsedi.

" Sabaha göre daha iyiyim"

Sadie, Lily'nin daha iyi olmasına sevinmişti. Lily'nin yüzünden bitkin olduğunu anlıyordu. Onu rahat bırakmayı düşündü.

" Sen dinlen, yarın daha iyi olursun"

Sadie kalkacaktı ki Lily onu durduracak bir cümle söyledi.

" Aslında yanımda dursan daha iyi olurum"

Lily bunu hangi cesaretle söyledi bilmiyordu. Ama Sadie'nin gitmesini istemiyordu. O gidince kendini boş hissediyordu. Sadie'nin içine bir mutluluk girdi. Karnında kelebekler uçuşmaya başladı. 

" İyi hissedeceksen neden olmasın?"

Dedi Sadie gülümseyerek. Lily Sadie'nin gözlerinin içine bakarak gülümsedi. Sonra Sadie yanına yatabilsin diye yana kaydı. Sadie bunu anladı. Lily'nin yanına kaydı. Ayakkabılarını çıkardı ve yatağın içine girdi. Lily yatarmış gibi bir pozisyon aldı ve kafasını Sadie'nin karnı ve bacaklarının arasına koydu. Sadie bir eliyle Lily'nin göğüs altına koydu. Diğer eliyle Lily'nin başını okşamaya başladı. 

İkisi de ne kadar içine kapanık, utangaç olsa da şu an kendilerini tutamıyorlardı. Tutmak istemiyorlardı açıkçası. Hallerinden mutlulardı. Sadie umutlu düşünüyordu. Tüm negatif düşüncelerden kurtulmuştu. Lily kendini daha iyi hissediyordu. Hem ruhsal hem bedensel olarak. Onlar için huzur denilen şey buydu.

Mary Sadie'nin yukarı çıkması üzerine Finn'e döndü. Finn annesinin açıklama beklediğini hemen anladı.

" Salonda konuşalım  mı?"

Dedi Finn. Mary kafasını sallayarak onay verdi. Birlikte salona geçtiler ve yan yana koltuğa oturdular.

" Biliyorum, bir kız değil erkek bekliyordun"

" Zaten en başında anlamalıydım. Sen asla bir erkeğin ona bakmasına izin vermezsin"

" Bu sadece erkekler için geçerli değil anne. Sadie'den de korkuyorum. Ya Lily'nin kalbini kırarsa diye"

" Bu sefer ne değişti Finn?"

" Lily onu seviyor anne, çok seviyor. Onu görünce gözlerindeki parıldamayı gördüm"

Mary gülümsedi. Oğlunun kardeşine verdiği değeri görüyordu.

" Ve bence Sadie de Lily'i seviyor"

" Bunu sadece Sadie ve tanrı bilir Finn"

Finn sabırsızdı. Hemen olsun istiyordu. Böylece kardeşi beklerken üzülmezdi. Başını yavaşça yere eğdi. Mary Finn'nin sabırsız olduğunu çok iyi biliyordu. Elini Finn'nin çenesine koydu ve yüzünü kendine çevirdi.

" Finn, sabırlı olmalısın. Bu onların akışı. Ve biliyorsun ki, akışa başka bir şey karışırsa akış bozulur. Akışın bozulmasını istemiyorsak tek yapacağımız beklemek. Onların arasına işler hızlansın diye dahil olunmamalı, olmamalıyız. Bırak, Lily ve Sadie aşk akışı hikayelerini kendi yazsın"

Mary, elini Finn'nin çenesinden çekti.

" Ama... Lily beklerken üzülmez mi?"

" Sadece Lily değil, Sadie de üzülebilir. Belki bu üzüntünün sonu mutluluk olur, belki hüsran. Biz durduramayız. Sadece anlamalarını bekleyebiliriz"

" Ya hiç anlayamazlarsa ?"

" Elbet anlayacaklar. Belki başlarında, belki sonunda, belki bittikten yıllar sonra"

Finn'nin gözleri doldu. Kız kardeşi için üzgündü. Yüzünü yere eğdi

" Ama anne Lily buna dayanamaz"

" Finn, bırak da kız kardeşin, bir kere de kendi için kendi karar versin. Sonuçta o bir yetişkin"

Finn, yüzünü yeniden annesine çevirdi.

" Umarı bu akışın sonunda aşıklar şelalesi vardır anne"

Mary burukça gülümsedi.

" Umarım"

Dedi ve yüzündeki gülümsemeyi bitirdi Mary.

.

Sadie ve Lily odada birlikte uyuyorlardı. İkisi de rahattı. Birbirlerinin kokusu onları hoş ve rahat hissettiriyordu. Aslında kokuları değil aşkları onları hoş ve rahat hissettiriyordu. 

Finn, Sadie ve Lily'nin ne yaptığına bakmak istiyordu. Ama annesinin 'onları rahat bırak!' demesinden korkuyordu. En sonunda annesi bağıracak olsa da salondan çıktı. Mary mutfaktan, Finn'nin çıktığını gördü. Finn merdivenlere doğru sakince yürürken Mary mutfaktan çıktı.

" Nereye gideceksin Finn?"

Finn, annesinin sesi üzerine sessizce ofladı. Ve annesine döndü.

" Lily'e bakacağım anne, umarım sakıncası yoktur"

Dedi Finn. Mary tek kaşını havaya kaldırdı ve elini beline koydu. Oğlunun ne kadar inatçı olduğunu biliyordu. Yapma derse elinde sonunda yapacaktı. Derin bir nefes aldı.

" Eğer birlikte bir şeyler yapıyorlarsa geri geleceksin, tamam mı?"

Dedi Mary. Finn kafasını olumlu anlamda salladı.

Benden bu kadar. Hadi yallap bacım Arabistan'a. Oy verirseniz iyi olur

lipstick girlWhere stories live. Discover now