• kırk dokuz •

7.1K 434 14
                                    

Okumadıysanız önce 48.bölüme bakınnn

Bu bölüm biraz özel bir bölüm. Geçmişe doğru minik bir yolculuk yapıyoruz. Egemen'in Hazel'i ilk kez gördüğü geceye konuk oluyoruz. Hazel, Ege'nin kalbine ve aklına nasıl düşmüş bakıyoruz :)

Bölüm bu kez benim anlatımımdan...

İyi okumalar!

~~~

6 Kasım, 2018

"Biraz daha bas şu gaza Ege, bu saate ne trafiği bu amına koyayım ya!"

Egemen, yan koltukta bacaklarını sabırsızca titretip duran ve bir yandan da bir kendisine bir de trafiğe söylenen arkadaşının bu haline anlam veremiyordu. Bu kadar acil olan neydi tahmin edemiyordu. Sormuştu sormasına fakat doğru düzgün bir cevap alamamıştı karşı taraftan.

"Kime gittiğimizi söylememekte kararlı mısın halen?" derken bir amacı da Yunus'u oyalamak, paniğini azaltmaktı.

"Vefat eden dayımdan bahsetmiştim sana. Hatırlıyor musun?"

Egemen onaylar bir mırıltı çıkarttı. Hatırlıyordu.

"Kızı olduğundan bahsetmemiştim hiç ama değil mi?"

Egemen'in kaşları çatılır gibi oldu. Yunus'un bir kuzeni olduğundan haberdar değildi. "Hayır, kuzenin yok sanıyordum."

"Kuzenim değil zaten, Ege. Kardeşim o benim, hatta daha da fazlası belki. Bilmiyorum."

"Onun yanına mı gidiyoruz şimdi?"

Yunus sıkıntıyla bir nefes verdi. "Evet, ona gidiyoruz."

"Onun özeline girmiş olmayacaksam..." Egemen tereddüt etse de Yunus gibi oldukça muzip birini bu denli ciddiyete büründürenin ne olduğunu merak ediyordu. "Neden gidiyoruz?"

"Bilmiyorum." Yunus'un verdiği kısa ve net cevapla Egemen afalladı. Kendisini tehlikeli ya da hüzünlü bir şeyler duymaya hazırlamıştı.

"Ne demek bilmiyorum? Ne bu halin o zaman? Apar topar kalktın mekândan, ne olduğunu nasıl bilmiyorsun?"

"Birlikte karar verdiğimiz bir şifremiz var. Acil durumlar için onu kullanıyoruz hep birbirimize ihtiyaç duyduğumuzda. Telefonuma tek bir mesaj geldi, o şifre vardı ve o andan sonra ona ulaşamadım." Elleriyle sertçe yüzünü ovuşturdu. "Aklıma tonla kötü şey doluyor."

Egemen telefonundaki konuma kısaca baktı bir kez daha. "Peki bizim burada ne işimiz var? Dağ başı burası Yunus, kızı ormanda mı bulacaksın? Evine gitsek önce..."

"O kadarını da bırak ben bileyim kardeşim, sen şu gaza bas. Geldik zaten."

Egemen dakikalar sonra arabayı durdurdu. Yunus onu beklemeden arabadan inerken, kendisi de önce camdan etrafa kısaca bakıp kapısını açtı ve indi.

Görüş mesafesi kısıtlı olsa da Yunus nereye gittiğini bilir adımlarla yürümeye başlamıştı. Bir şey söylemeden onun peşine takıldı.

"Hazel! Geldim abicim, neredesin?" Yunus'un yankılanan sesiyle birlikte etraftan gelecek olan ses ve hareketlere dikkat kesildi. Görünürde hiçbir farklılık yoktu.

Egemen, biraz önce kendisinden emin konuşan Yunus'un yanılmış olabileceğini söylemek için ağzını açmışken birden hışırtılar duymaya başladı. Sesin geldiği yöne bakıp bir şeyler görmeye çalıştı.

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin