3 • you say so, Styles?

449 51 73
                                    

Louis'yle son yüz yüze gelişimizin üzerinden bir hafta geçmiş ve okulda sık sık karşılaşmamıza rağmen henüz yeni bir şey olmamıştı. Okulda iyiden iyiye çevre ediniyor, çocukluğumdan beri üzerimden gitmeyen çekingenliğimi atmaya başladığımı hissediyordum. Niall'ın etkisi büyüktü bunda tabii.

Niall Louis'yle aramızda bir şeyler olması için uğraşıyor gibiydi. Camdan dışarıyı izlerken bir anda dışarı çıkası geliyordu ve bir görüyordum ki Louis bahçede oturuyor. Bir anda tuvalete gidesi geliyordu ve bir bakıyordum ki Louis sigarasını bitirmiş kabinden çıkıyor.

Onun tüm bu çabasının karşılığı olarak denk geldiğimizde yaptığımız tek şey birbirimize buz gibi bakışlar atıp hayatımıza devam etmekti.

Niall bakışlarımızı görüp her seferinde ağlayacak gibi ofluyordu.

Bugün yine beni çekiştirerek bahçeye götürürken Louis'nin orda olduğunu anlayıp söylenmeye başladım. "Niye çocuğu her gördüğün yere beni sürüklüyorsun ya? Bir şey olduğu yok işte, dedim ben sana saman alevi olacak diye."

Birden durup bana baktı. "Gerçekten hislerin sana bunu mu söylüyor Harold?" Cevap veremeyince yapmacık bir şekilde gülümsedi. "Ben de öyle düşünmüştüm. Bir gün bana teşekkür edeceksin. Çocuk 12. sınıf ve zar zor dışarı çıkıyor, bunları kaçırmamamız lazım."

Bahçede boş boş volta atarken köşedeki kırmızı bank dikkatimi çekti. Ağaçların arasında kaldığı için okuldaki camlardan bakıldığında belli olmuyordu. Niall'a işaret edip o tarafa ilerledim. Beni şaşırtarak hiç itiraz etmeden arkamdan geldi.

Ağaçların arasına girdiğimde karşımda Louis'yi buldum. Hep yanında gördüğüm esmer çocukla birlikte sigara içiyorlardı.

Tabii ki. Okuldan görünmeyen bir bankın sigara içmek için kullanılacağı aklıma gelmeliydi.

Sanki onu takip etmiş gibi buraya daldığımı fark edip yüzümü buruşturdum. Niyetim bu değildi ve beni yanlış anlamasını istemiyordum.

Tam arkamı dönmüş geri gidecekken duyduğum ses beni durdurdu. "Hey Styles, nereye gidiyorsun?"

Arkamı dönüp mavi gözlere diktim gözlerimi. "Sakin bir yer gibi görünüyordu. Nefes alalım diye gelmiştim." deyip elindeki sigarayı işaret ettim.

Gülüp sigarasını kırmızı bankın arkasında söndürdü ve hemen yanındaki çöpe attı. Yanındaki esmer çocuğa bakıp çöpü işaret etti. İstemeye istemeye o da da sigarasını söndürüp attıktan sonra Louis bana döndü ve alaylı bir şekilde gülümsedi. "Buyrunuz Styles, rahat rahat nefesinizi alabilirsiniz."

Kaşlarımı çatıp banka oturdum. "Bunu yapmana gerek yoktu." Bankın sırt kısmına kollarını yaslayıp çenesini dayadı. Kafamı çevirdiğim an burun buruna geleceğimizi bilerek karşımdaki orman manzarasında gezdirdim gözlerimi.

Kısık bir sesle konuştu, sesinden güldüğü anlaşılıyordu. "Beni mi düşünüyorsun?"

Kafamı iki yana salladım. "Hayır Tomlinson, bunun yaşanması için dünyada sadece ikimizin kalması gerekir."

Sessizce tıslayarak güldü. "Şu an başbaşayız ama bak."

Kaşlarımı çatıp arka tarafa baktım. Tahmin ettiğim gibi burun buruna gelmiştik. "Niall ve..." Diğer çocuğun adını bilmediğim için duraksayıp her detayını görebildiğim gözlerine baktım, derin mavilerinin içinde yer yer yeşillikler vardı.

Gözlerini kısıp "Zayn." dedi usulca. Gerçekten burun burunaydık ve bu çok tahrik ediciydi. Kelimeleri seçmekte zorlanıyordum bu haldeyken.

"...ve Zayn senin için tatlı küçük bir şaka galiba."

Düşünür gibi büzdü ince dudaklarını. "Ben şu an sadece seni görüyorum."

Gülümsedim az önceki alaylı halini taklit ederek. "Aşktan mı kör oldu gözün?"

Tek kaşını kaldırıp doğruldu. Elleri hala banka yaslanıyordu. "Sana aşık olmamı çok istediğini anlayabiliyorum, Styles. Ama bunu ancak gece gözlerini kapattığında hayallerinde görebilirsin."

Gözlerimi kısıp başımı iki yana salladım ve tekrar ormana döndüm. "Uykularımın kaçmasını istemem, pek hoş bir görüntü olacağını sanmıyorum."

Sessiz gülüşünü duydum yine. Birkaç saniye sonra kulağım ve çenemin birleştiği noktada sıcak bir rüzgar hissettim. Tüylerimin ürpermesine ve karnımın alt kısmında ince bir sızıya sebep olmuştu bu rüzgar. Ve fısıltısını duydum. "Öyle mi dersin, Styles?"

Fısıltısının etkisinin geçmesini bekledim bir-iki saniye gözlerimi kapalı tutarak. Ona belli ettiğim an dilinden kurtulamayacağımı tahmin etmek zor değildi.

Ardından kendime geldiğime emin olup derin bir nefes alarak ayaklandım. O da benimle birlikte doğruldu. "Aşık olduğun zaman görüntün hakkında birkaç yorum yapabilirim Tomlinson. Henüz başlarında olduğun için pek bir şey söylemek doğru olmaz, hevesin kırılmasın."

Gülerken dilini yanaklarının içinde gezdirerek dinlemişti beni. Rol çalarak cevap vermesine izin vermeden Zayn'le sohbet eden Niall'ın yanına gittim. "Hadi gidelim sarışın." Başımla Zayn'e selam verip okula yöneldim. O da aynı şekilde alttan alttan gülümseyerek selam verdi.

Heyecanlı heyecanlı geldi peşimden. "Neler oldu? Harry hemen anlat, neler oldu? Çatlayacağım meraktan."

Güldüm haline meraktan kıvranışını izleyerek. "İki inatçı keçi hikayesini biliyorsun değil mi? Köprüde karşılaşıyorlar falan..." Anlamayarak evet anlamında başını salladı. "Şu an o köprünün iki ucundayız ve son hız birbirimize doğru ilerliyoruz. Umarım sonunda ikimiz de suya düşmeyiz."

"Harry, metafor yapma bana. Ne oldu, ne oldu? Öyle bankın üstüne yatmış halde ne diyordu?"

Kısaca yaşananları anlattım. Olayları kafasında tartar gibi düşündü bir süre. "İkiniz de boş değilsiniz, gayet belli. Niye birbirinize dikleniyorsunuz anlamıyorum."

"Yok, hayır. Ben son derece boşum. Sürekli konuyu oraya çeken kişi Louis."

"Aynen, Harry. Aynen." Gözlerini devirip sınıfa girdi. "Ben de tokum." dedi imalı bir şekilde. Duraksayıp bana baktı. "Tokluk falan demişken, kantine mi ins-"

"Sıçacağım artık midene ya."

"Kırıcısın."

Hi lads and ladies!

Ariadne bi şeyler deniyor, beklemede kalın akjskjxks

Ağır ilerliyor farkındayım ama yavaş yavaş hızlanıyoruz. Uçak kalkmak üzere...

Louis'cim uyarır mısın arkadaşları?

Louis'cim uyarır mısın arkadaşları?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Teşekkürler bebeğim. 💕

-ariadne

The Falling Game //LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin