🍷1

153 16 27
                                    

¹🍷

Düne göre bu gün hava oldukça farklıydı. Güneş tüm yarım küreyi aydınlatıyordu. Kuşlar şarkılarını söylüyor, dünün aksine bu gün rüzgar yanakları nazikçe okşayarak geçip gidiyordu. Hava serindi ama yinede güneş parlamayı ihmal etmiyordu.

Genç adam kafasını yavaşça havaya kaldırdı. Dün gece gri saçlı geç oradan uzaklaşınca adamın küle dönen bedeni arazide rüzgar eşliğinde uçuşmuştu.

Kafasını oturduğu sandalyede geriye attı. 'Buda fiyasko' diye düşündü. Bir casusa ihtiyacı vardı. Ama o kadar sıradan ve masum olmalıydı ki rakipleri asla fark etmemeliydi.

Derin bir nefes aldı. Şehrin dışındaki bu iki katlı bahçeli evinin verandasında oturmuş sipariş ettiği pizzasını bekliyordu. Aç olan karnı aralıklı gurulduyor ve kasılıyordu. Genç en son dün sabahın erkan saatlerinde bir şeyler atıştırmıştı. Sonra ise bir şey yeme fırsatı bulamamıştı.

Belkide bu onun kendini cezalandırma şekliydi yada ödüllendirme ?

Seyrek ağaçların süslediği bozuk asfalt yolda evine doğru gelen turunculu motosikleti görünce gülümsedi. Geç gelmesi grili genci bir nebze sinirlendirse de bunu dert etmemesi gerektiğini düşündü. Sonuçta ufak hataların affı olurdu.

Olur muydu?

Gri saçlı genç sandalyesinden kalkmadan karşısındaki pizza kuryesini izlemeye başladı.

Genç kurye motorundan indi. Önce kaskını çıkarttı. Ardından sağ eli ile mavi saçlarını karıştırdı. Kafasını eve doğru çevirince verandada ki esmerin en güzel tonlarında olan gençle gözleri kesişti. İki oğlan birbirlerine kısa bir süre baktılar. En sonunda mavi saçlı kurye müşterisine içten bir şekilde gülümsedi.

Gri saçlı elindeki kalemi kemikli parmakları arasında çevirirken, kendinin tam aksi olan, hayat dolu kuryeye bakmaya devam ediyordu.

Gülümsemeyi görünce burnundan nefesini verdi. 'Acaba beni tanısan gülümser miydin?' Aklından geçen soruya göz devirdi.'Bırak gülümsemeyi şehrin bu tarafında bile geçmez' diye yanıtladı kendi sorusunu.

Geçmez miydi gerçekten ?

Mavi saçlı kurye motorunun arkasındaki küçük hazneden üç kutu pizzayı alarak gri saçlıya doğru ilerlemeye başladı

Mavili genç grilinin karşısına gelince gülümsedi ve neşeli sesi ile gülümsemesinin ardından konuşmaya başladı.

"Oh gecikme için çok üzgünüm."

Mavi saçlı genç konuşurken bir yandan da verandadaki grilinin önündeki cam masaya bırakıyordu kutuları. Kutuları bıraktı ve terleyen beyaz elini diz kapağının bir karış üzerinde biten lacivert kazağına sildi.

Grili genç elindeki kalemi bırakmaksızın çevirirken ifadesizce kuryeye bakmaya devam ediyordu. Sonra nemli sesi ile mırıldandı grili genç.

"Geç kalmanın bir bahanesi var mı?"

Genç kurye duygudan mahrum çehreyi inceledi. Ve canlı sesi ile konuştu.

"Oh. Eviniz şubemize oldukça uzak ve evinizi bulmakta biraz zorlandım."

'evinizi bulmakta biraz zorlandım.' Mavili gencin kurduğu bu cümle grilinin beyninde bir kaç kez yankılandı.

Kimse. Kimse onun evini kolay bulamazdı. Evi bulsa da onu karşılayan bu gri saçlı gençten başkası olmazdı. Olamazdı. Ölüydü gri saçlı genç. Eskiden saçları kırmızıydı. Kan kırmızısı ama masumdu o zamanlar.

GOOD KİLLER | TAEGİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin