12

2.9K 272 778
                                    

Kageyama misafir odasının duvar rengini sorun edip Hinata'nın yatağını çalmayı başarmıştı. Aslında amacı onunla birlikte yatmaktı ama Hinata horlamayı bahane edip misafir odasında kaldı. Sabah olduğunda uyanan ilk isim Kageyama'ydı. Kendini mutfağa atmış ve değişik tarifler denemeye başlamıştı.

"Ne yapıyorsun Kageyama"

"Kahvaltı hazırlıyorum"

"Mutfağı batırmışsın! Topla burayı"

Kageyama söylenen Hinata'nın yanağını okşayıp tabakları aldı. Masayı da kurduğu için turuncu saçlı kaşlarını çatımıştı. Tüm kahvaltı hazır Hinata'yı bekliyordu. Gülümseyerek yerleşti masaya. Güzel kokular mutfağın dağınıklığını çoktan unutturmuştu.

"Kageyama sen mükemmelsin"

"Bana bilmediğim bir şey söyle Shoyo"

"Senden hoşlanıyorum"

Kageyama'nın kalbi teklediği anda elinde ki tabağı yere düşürdü. Arkasına dönüp yüzüne bakamıyordu. Hinata birden gür bir kahkaha alıp ellerini birbirine vurdu. Kageyama oyuna geldiğini anlayıp iç çekti.

"Ş-şaka yaptım Bakayama hahahaha"

Mavi gözlerini devirip sinirle oturdu masaya. Onunla dalga geçen minik turuncu onu sinir etmişti. Kageyama'nın duyguları dalga geçilmeyecek kadar gerçekti. Ama sorun şu ki Hinata, Kageyama'nın kendisine aşık olduğunu bilemeyecek kadar saf biriydi.

"Bakıyorum da enerjin yerinde Hoca"

"Evet enerjim yerinde. Bugün okula gelmeyeceğim"

Kageyama kaşlarını çatarak elinde ki ekmeği geri bıraktı. Hala gülen hocası oldukça heyecanlı görünüyordu.

"Neden ki Sho"

"Babam bugün beni ziyarete geldi. Biliyor musun beni yemeğe götürmekten utanan adam lokanta da beni bekliyor"

Birden kafasını eğip acı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Kageyama'nın canını yakmıştı bu.

"Söylesene Kageyama..."

"Neyi Shoyo"

Kahverengi gözlerini Kageyama'nın mavilerine kilitledi. Çok umut dolu bakıyordu.

"Benden özür diler mi Kageyama. Belki gerçekten baba oğul gibi oluruz. Belki-belki balık bile tutarız, beni kabul eder. Sarılır filan ne bileyim bana 'seninle gurur duyuyorum' der. Yapar mı Kageyama?"

Kageyama bıyık altından gülümsedi, öyle birinin aklı başına gelmezdi. Karşısında ki minik çocuğun umutlarını da yıkmak istemiyordu. Yalan da söylemek istemiyordu ama. Masanın üstünde uzanarak Hinata'nın elini tutup ovdu. Turuncu saçlının yanakları kızardı.

"Baban sana nasıl davranırsa davransın ben her zaman seninle gurur duyuyorum Shoyo. Eğer balık tutmak istiyorsan benim oltam var, birlikte yakalayarak pişiririz ne dersin"

Hinata anladı Kageyama'nın ihtimal vermediğini. Babası olmasa bile Kageyama buradaydı. Gözlerini silip kocaman bir gülümseme ekledi yüzüne.

"En büyük balığı tutan kazanır o zaman?"

"En büyüğü ben tutarım Shoyo"

"İddiaya var mısın?"

İkisi de rekabetlere alışmıştı. Ama bu rekabetler düşmanca değil dostça yapılıyordu. Kaybetsen bile mutlu olacağın rekabetlerdi bunlar.

"Eğer kazanırsan beni yıldızları görebileceğim bir yere götüreceksin. Ben onları bir kez izledim, o günde seninleydim. Bu sefer öyle bir yere gidelim ki sadece ikimiz olalım Kageyama"

𝘛𝘖𝘜𝘙𝘌𝘛𝘛𝘌 𝘚𝘠𝘕𝘋𝘙𝘖𝘔𝘌 ¦ 𝘒𝘢𝘨𝘦𝘩𝘪𝘯𝘢 Where stories live. Discover now