Bölüm 3: Eğitim ve Dönüş

3.7K 118 4
                                    

Uçağa bindiğimizde sağımı Oğuz, solumu ise Polat almıştı. İstanbul'da ki kolejde olanları takip edebilmek ve haberdar olabilmek için kolejden birini bulmamız gerekiyordu.

Aklımda biri vardı. Tuvaleti beraber temizlediğimiz kız, Deren Aksu. Polata kısaca kız ile konuşması ve kolejde olanları bize bildirmesi için ayarlamasını söylemiştim. Birini ayarlayıp kızla konuşacağını söylemişti.

" Anladın mı Polat?"

"Evet, Çoculardan birini ayarlarım. Kız ile konuşur."

"Ayarlayacağın adama söyle, kızın üzerine gitmeden ikna etsin. Kız en küçük şeyde ağlıyor, korkak biridir. İkna edeceğim diye bok etmesin."

"Tamam ben halledeceğim... Lütfen bana biraz güvenir misin?"

"Henüz sana güvenecek kadar iş yapmadık seninle. Sana neden güveneyim?"

"Çünkü ben işimi bilen ve sadakatli bir arkadaşım"

"Bir, bence daha çok egoist birisin. İki, sen sadece benim yanımda çalışan, birisin,arkadaşım değilsin sadece öyleymiş gibi davranıyorsun, bu da beni sinirlendiriyor. Konuşma tarzınıda ona göre takın. Aksi halde geçici biri olursun. Ha yok. Ben bu işi istemiyorum,dersen, doğru yoldasın böyle devam et."

"Bu işi çok istiyorum. Ayrıca henüz arkadaşın değilim. Zaman ile güvenini kazanacağım. Konuşma tarzıma gelecek olursak, zaman ile iyi bir dostluk kuracağımız için gerek yok. Hem sen benden iki yaş küçüksün. 16 yaşındasın sen, bense 18."

"Evet senden küçüğüm. Ve senin iş vereninim yani patronunum. Son kez söylüyorum. Fazla ileri gidiyorsun. Böyle davranmaya devam edecek olursan seninle olan serüvenimiz başlamadan biter."

"Tamam. İsteğiniz gibi olsun."dedi. Ellerini havaya kaldırıp pes ederek

Gözlerimi devirdim. Bakışlarım Oğuz' u buldu. Önünde ki kız ile muhabbet ediyordu. Ne yaptığını anlamaya çalışmak zor değildi.

***************

Muğla' ya geldikten sonra halam dinlenmemize  izin vermeden işleri öğretmeye başlamıştı. İlk önce kendimizi koruyabilmek için silah ve dövüş eğitimi almaya başladık.

Her sabah bizi bahçeye çıkartıyor, dövüş tekniklerini ve silah kullanımını öğreniyorduk. Bir tek silah değil, bıçak ya da el bombası gibi şeylerin kullanımında öğreniyorduk.

Onun haricinde Aslı' yı Oğuz'u ve beni bir barın başına geçirmişti. Burada yönetimi öğreniyorduk. Fakat benim üzerimde daha çok duruyordu. Çünkü Aslanerlerin asıl varisi bendim. Bir barı yönetmek Aslanerler holdingi ve servetini yönetmek ile tabiki eş değer değildi. Sadece yavaş yavaş öğreniyordum.

Benim yönettiğim bar ise biraz daha farklıydı. Bu bölgedeki torbacılar malları buradan alıyordu. Bardan ziyade uyuçturucuların sevkiyatı ile ilgileniyordum. İlk günler küçük hatalar yapmıştık üçümüz. Ama sonraki haftalar bu küçük sorunların altından kalkmayı öğrenmiştik.

Zaman geçtikçe halamın bize verdiği sorumluluklar arttı. Mesela bir ara Amerika'dan ve Rusya'dan gelecek olan malların sevkiyatın başında ben durmuştum. 

Yeri geldiği zaman mekan basmayada gitmiştik. İsyan çıkartanların, borcunu ödemeyenlerin mekanlarını basmış ve dağıtmıştık. İlk zamanlar bastığımız yerlerdeki bazı kişileri, korkutmak adına öldürmüştüm. O gün çok korkmuştum ve karanlığın beni içine çekmeye başladığını anlamıştım. Ellerim yavaş yavaş kirleniyordu. Katil oluyordum. Ellerim karanlığın koleksiyonlarından biri haline geliyordu. Acımak yani merhamet duygusu kendini belli etmiyordu artık. Benim kişiğimden hissettirmeden siliniyordu.

TurnaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin