25| Senden kendimi almayı unutmuşum

3.8K 385 242
                                    

Partiye gelen herkes çıldırmış bir şekilde dans ederken köşeye çekilmiş onları izliyordum.

Büyük bir coşku hakimdi. İnsanların enerjisi asla bitmiyordu ve garsonlar durmadan içki servisi yapıyordu. Parti başlayalı bir saat olmasına rağmen felaket bir dağınıklık vardı. Müdürün yarın ne yapacağını gerçekten çok merak ediyordum.

Partide ne işim olduğunu bilmiyordum. Başlarda bu fikir hoşuma gitse de sonradan vazgeçmiştim ama yine de Jimin'in zoruyla buradaydım. Asla rahat değildim, sürekli içki içiyor ve etrafı gözetliyordum.

O hala burada değildi.

Onu gördüğümde ne yapacağımı bilmiyordum. Nasıl tepki vereceğimi, ona ne kadar süre bakacağımı, eğer Jongin ile yakınlaşırsa ne hissedeceğimi bilmiyordum. Sadece korkuyordum. Jeongguk'un başka birini sevme ihtimalinden, beni unutmasından korkuyordum.

Onsuz bir sene geçirmiştim. Sesini duymak istemiştim, arayamamıştım. Özlemiştim, ona gidememiştim. Ona ihtiyacım olmuştu, sadece ağlamakla yetinmiştim.

Hayatıma kimseyi almamıştım ondan sonra. Yeni biriyle tanışmak, ona alışmak, ona güvenmek, ona hayatımı özetlemek istememiştim. Çünkü biliyordum, yine bu noktadan vurulacaktım. Birisine zayıflığınızı gösterirseniz o noktadan zarar görüyordunuz.

Canım yeterince yanıyordu, Jeongguk'tan gelecek yeni bir darbeye hazırlıklı değildim.

"Taehyung? Sıkılmış görünüyorsun." dedi Hoseok. Hafifçe başımı salladım. "Gerilme bu kadar. Belki de gelmekten vazgeçmiştir."

"Gelecek." diye mırıldandım. Burada olduğumu biliyordu, geleceğinden emindim.

"Nasıl bir şey göreceğini bilmiyoruz fakat Taehyung ne olursa olsun dik durmak zorundasın. Hepimiz yanındayız, gardını düşürme."

Derin bir nefes aldım. Benim kadar gergin miydi o da? Yoksa gerçekten umrunda değil miydi? Onu çok merak ediyordum. Ve bir an önce görmek istiyordum, canım yanacak dahi olsa.

Jimin yanımıza kahkahalar eşliğinde geldiğinde bakışlarımı ona çevirip gözlerimi devirdim. Sarhoş olmaya başlamış, yerinde dans ederek kahkahalar atıyordu.

"Geldiğinizden beri içiyorsunuz. Gidin bir dans edin kendinize gelin." dedi ciddi kalmaya çalışıp fakat saniyeler sonra tekrar gülmeye başladı. Ah, gecenin sonunda onunla kesinlikle ilgilenmeyecektim.

Sarhoş bir Jimin ile ilgilenmek korkunçtu çünkü mızmız küçük veletlerden farkı yoktu.

Jimin bakışlarını bir noktaya sabitlediğinde gülüşü yavaşça kayboldu. Ardından tedirgin bakışları bana çevrildiğinde anlamıştım. Dizlerim titremeye başlarken kollarımı masaya yasladım güç almak için ve bakışlarımı yavaşça o tarafa çevirdim.

Jongin ile el ele tutuşmuş, gülerek kendileri için ayrılmış yere ilerliyordu.

Pekala, bu hayal ettiğimden çok daha zor bir durumdu çünkü şimdi tüm vücudum titriyordu.

"Sakin ol. Onlara bakmayı kes." dedi Hoseok ve iyice yanıma yaklaşarak benimle muhabbet ediyormuş havası vermeye çalıştı.

Bakışlarımı Jeongguk'tan zorlukla çekerek dans eden insanlara çevirdim. Bundan kötüsü olmaz dediğim her şeyin daha kötüsünü görüyordum. Zaten bir beklentim yoktu fakat içimde bir yerde ufak bir umut vardı her zaman. Ama bilmeliydim.

Karanlığımı aydınlatmak için yıldızlar arasından çıkıp gelmeyeceğini bilmeliydim.

Ona kızmıyordum. Kendi hayatını yaşaması gerekiyordu, ona hak etmediği şeyler yaşatmıştım. Kaldıramamıştı doğal olarak. Ben bile kendime katlanamıyordum, Jeongguk nasıl dayanacaktı?

liar | taegguk {düzenlendi!}Where stories live. Discover now