7 て I'm Gay but Not For You

563 84 32
                                    

"Hongjoong, rektör seni odasına çağırıyor."

Alt sınıflardan Jongho nefes nefese konuştuğunda kafasını okuduğu kitaptan kaldırdı. "İyi." Kitaba geri döndüğünde Jongho homurdandı. "Duymadın mı? Rektör seni çağırıyor dedim." Hongjoong okuduğu paragrafı bitirip kitabı kapattı. "Ve ben de iyi dedim."

"Sokuk." Jongho kırmızı saçlarını eliyle dağıtıp sınıftan çıktı. Bu sırada Hongjoong da sınıftan çıkmış rektörün odasının önünde durmuştu. Genelde Bay Park öğrencilerle pek iletişime geçmezdi ve şimdi onu odasına çağırması biraz korkutmamış değildi.

Kapıyı tıklatıp bekledi. Kimse gel demediğinde merakla kapıyı yavaşça açıp içeri girdi. Oda bomboştu. Arkasındaki kapı kapandığında oraya döndü. "Babamı mı arıyorsun?" Seonghwa gülümseyerek sormuştu.

"Evet rektörü arıyordum ama bulamadım. Ve şimdi de çıkacağım çekil." Kapının önündeki Seonghwa'yı ittirmeye çalıştığında Seonghwa elindeki anahtarla kapıyı kilitleyip çekildi. "Peki çık o zaman."

"Seni çekecek havamda değilim Seonghwa Park. Anahtarı ver ya da kapıyı aç." Seonghwa omuz silkip masanın önündeki sandalyelerden birine oturdu. "Seninle düzgünce konuşmaya çalışıyordum ama sen sürekli kaçıyordun. Madem güzellikten anlamıyorsun o halde ben de zoru seçtim. Otur şuraya."

Gözlerini devirdi ve Seonghwa'nın karşısındaki sandalyeye oturdu. "Ne konuşacaksın acaba çok merak ettim şuan." Kollarını göğsünde birleştirip sağ bacağını diğerinin üstüne attı.

"Şu üniversite masrafları konusu. Bak benim gerçekten kesinlikle öyle bir amacım yoktu. İnan kötü bir şey düşünmemiştim. Sadece sana yardım etmek istedim ve sanırım pek başarılı bir yardım olmadı."

"Senden yardım istediğimi hatırlamıyorum. Hem sana ne? Benim masraflarım seni mi ilgilendirir? Hadi tamam ben seni affettim diyelim dedikoduları bitiremezsin. Bu arada duydun mu masrafları ödetmek için seninle yatmışım. Okuldaki herkes böyle söylüyor." Kahkaha attığında Seonghwa dudaklarını ıslatıp ensesini kaşıdı.

"Ben onları hallederim. Sen yeter ki affet beni lütfen." Doğrusu Seonghwa Hongjoong'un umrunda değildi. Yani onu affetmek ya da küs kalmak pek önemli değildi onun için. "Eğer benim adıma ödediğin tüm parayı geri çekersen neden olmasın?"

"Tamam onu da halledeceğim. Ama sen çok yorulmaz mısın? Kafede çalışırken işte."

"Yorulacaksam da ben yorulacağım. Seni ilgilendiren bir durum yok?" Sorarcasına karşısındaki gence baktığında Seonghwa ofladı. "Gerçekten çok inatçısın biliyor musun?"

"Hmhm." Kafasını sallayıp ayağa kalktı. "Başka bir şey yoksa aç kapıyı." Seonghwa aklına gelen şeyle Hongjoong'un karşısında durdu. "Eunji'ye gay olmadığını söylemişsin. Ama bunun yalan olduğunu biliyorum."

"Sen nerden duydun bunu?"

"Kızlar yanımdan geçerken konuşuyorlardı. Neden gerçeği söylemek yerne yalan söylemeyi seçtin?" Tek kaşını kaldırıp kafasını eğdi. Yüzleri aynı hizadaydı şimdi.

"Çünkü eğer gerçeği söyleseydim dedikodular daha da artacaktı. Ve gay olabilirim ama bu senin için geçerli değil." Dişlerini göstererek samimiyetten yoksun bir şekilde gülümsedi. Seonghwa anlamazca baktı. "Nasıl yani?"

"Yani," dudaklarını ıslatıp Seonghwa'ya yaklaştı. "evet gayim. Ama konu sensen dünyanın en hetero insanı bile olabilirim. Boşa yorma kendini."

Göz kırpıp Seonghwa'nın elindeki anahtarı aldı ve kapının kilidini açtı. Odadan çıkmadan önce arkasını döndü ve anahtarı Seonghwa'ya attı. Hongjoong çıktığında Seonghwa arkasından baktı yüzündeki yarım gülümsemeyle. "Göreceğiz Hongjoong Kim."

Star road あ seongjoongWhere stories live. Discover now