bir, iki ve üç...

544 70 15
                                    

Take my hands
And bring me back

"chris'i ikna edebilirsin, biliyorsun değil mi?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"chris'i ikna edebilirsin, biliyorsun değil mi?"

felix, sevgilisinin bacaklarının arasına girmişti ve başını göğsüne yaslamıştı. televizyon izleyen sevgilisinin çenesiyle küçük elleriyle oynuyordu.

"bebeğim, günlük işlerimden bir tanesi chris'i ikna etmeye çalışmak. sanırım beceremiyorum... iyi bir dost değil miyim?"

felix kaşlarını çattı ve yavaşça doğruldu, changbin'in kucağına bir bebek misali oturduktan sonra iki parmağıyla çenesinden tuttu ve yavaşta kaldırdı. gözleri birbirlerini bulduğunda felix hafifçe gülümsedi ve sevgilisinin çenesindeki yara izine küçük bir öpücük bıraktı.

"sen iyi bir dostsun, iyi bir sevgilisin...sen iyi bir adamsın changbin. sakın böyle düşünme tamam mı? ben en çok kalbine aşığım senin."

changbin, kucağındaki pembe saçları olan çocuğun çillerine küçük bir öpücük bıraktı. "ikna edebilirim değil mi?"

"chris senin çocukluk arkadaşın ve onun mutluluğu çok değerli...ben senden önce hiçbirini tanımıyordum ama emin ol çok istiyorum mutlu olmalarını... hele hyunjin, gerçekten sanki senin sayende tanışmış gibi değil de yıllardır arkadaşım gibi hissediyorum ve onun... onun sürekli üzülmesi kalbimi acıtıyor."

"benim arkadaşlarım senin de arkadaşın,sevgilim. sen ben yok demiştik değil mi?"

"hmhmm." felix sevgilisine sarıldı ve boynundan bir tane öptü. "o zaman sana bir görev vereceğim hazır mısın?" "her zaman hazırım."

"bu hem sevgililik hem de arkadaşlık görevi ve eğer başarırsan hepimiz mutlu olacağız." "seni dinliyorum."

"chris'i ikna et ama bu sefer bunu benim için yap. ikna olursa hyunjin mutlu olacak ve o olursa da ben. benim için chris'i ikna et, hyunjin'i mutlu etsin."

"edeceğim." dedi sessizce ve felix'e baktı. hafifçe gülümsedikten sonra sevgilisinin dudaklarına uzandı.

felix.

lee felix, changbin'in başına gelmiş en güzel şeydi. dört sene önce bir kırtasiyede çalışıyordu felix, orada karşılaşmışlardı. doğru düzgün konuşamıyordu, kore'ye yeni geldiği çok belliydi. changbin her gün felix'i görmek için evine iki saat uzaklıkta olan kırtasiyeye gidiyordu, en fazla on beş saniye gördükten sonra geri gidiyordu.

bir, iki ve üç.

neredeyse üç ay boyunca changbin her gün bıkmadan oraya gidiyordu. ta ki felix bir gün changbin'in önünü kesip 'gitme' diyene kadar. o günden sonra felix changbin'in her şeyi, chris'in aşk doktoru, minho'nun küçük kardeşi, hyunjin'in en güvendiği kişi, seungmin'in de dert ortağı olmuştu.

doğru ya seungmin ve minho, onlarında karşılaşması bu ikiliden farksızdı. üniversitesi için sokakta broşür dağıtan seungmin ve cesaretini toplayıp koca meydanın ortasında seungmin'in dudaklarından öptüğü güne kadar her gün ondan broşür alan minho. çok aşıktılar birbirlerine...

12345 / hyunchan ✔️Where stories live. Discover now