BÖLÜM 7 "DAVETSİZ MİSAFİRLER"

5.5K 464 221
                                    

Selammmm uzuuuuuuuun bir zaman sonra tekrar yepyeni bir bölümle sizlerleyim. Umarım bölümden keyif alır ve okurken zamanın nasıl geçtiğinin farkında olmazsınız.

Keyifli okumalar

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :)

Hayatımızda bazı anlar vardır ; her şeyin bittiğine inandığımız...
Oysa ki aslında hayat tam da o anda yeniden başlar. Hayat ; bambaşka , hiç bilmediğimiz bir yüzüyle görünüverir insana. İşte bende tam her şeyin bittiğine inandığım anda bambaşka bir hayata yelken açmıştım.

Hayat daha önce hiç görmediğim bir yüzüyle gülümsemişti bana. ben bunun her ne kadar farkında olmasam da , yeni başladığım bu hayat bana mutluluk getirecekti. şu sıralar o güzel, aydınlık ve güneşli günleri her ne kadar göremesem de hissediyordum. içimde bir yerlerde yeni bir başlangıç için attığım bu adımın hayatımdaki birçok şeyi hatta hayatımın tamamını değiştireceğini ve her şeyin güzel olacağını söylüyordu.

Dün gece Asi ile konuşmak bana çok iyi gelmişti. sanki omuzlarımda tonlarca ağırlıkta bir yük vardı ve Asi ile konuşunca bu yükün ağırlığı biraz da olsa azalmıştı. Nedensizce rahatlamıştım. Meğer birinin beni dinlemesine dahi o kadar çok ihtiyacım varmış ki... ve ben bunun farkında bile değildim.

Yatmak için odaya geldiğimde saat epeyce geç olmuştı. uzun bir süre boş boş tavana baktıktan sonra uykunun o rahat kollarına bıraktım kendimi. sabah gözlerimi konaktan gelen bağırış sesleriyle açtım.

Asi ile babası şiddetli bir şekilde kavga ediyordu. Eminim sesleri sokaktan bile duyuluyordur. kavganın epey büyük olduğu belliydi ancak ne için olduğunu kestirememişken birden kavganın sebebinin Dilan olabileceğinden şüphelenip hemen yataktan kalktım ve sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Şüphelerimde yanılmamıştım, Harun Bey dün gece kaldığı yerden devam ediyordu.

" Senin yüzünden insanlara selam verecek yüzümüz kalmadı!"

"Ben doğru olanı yaptım baba. Yaptığım şeyden zerre pişmanlık duymuyorum. Eğer senin sözünü dinleyip kardeşime zarar verseydim asıl o zaman değil insanların yüzüne, aynadaki yansımama bile bakacak yüzüm olmazdı."

Asi'nin söyledikleri çok hoşuma gitmişti. Özelikle söylediği son sözden çok etkilenmiştim. Sonuna kadar haklıydı ve kendi bildiği doğrudan şaşmamıştı. Her ne kadar dışarıdan sert biri gibi görünse de çok güzel bir kalbi vardı. Bunu onu tanıdığım bu kısa süre zarfında anlamıştım. Ayrıca kardeşini çok seviyor, her durumda kardeşinin yanında olup onu destekliyordu.

Son sözlerini söyleyip büyük bir öfke ile odadan çıktı. Tam o sırada beni kapının yanında görünce biran duraksadı, Ben de onu karşımda görünce biraz utanmıştım. Sonuçta gizli gizli onları dinlemiştim. Tabi her zamanki halimden ödün vermeyip çatık kaşlarımla ona baktım.

"Sen bizi mi dinliyorsun? Gizi gizli!"

"Evet sizi dinliyorum çünkü başka hiçbir işim gücüm yok. Acaba Asi ve babası ne konuşuyor diye düşünüp duruyorum, bunun dışında başka hiçbir derdim yok. Tek derdim sizin sohbetiniz biliyor musun? Te Allahım ya! Ne dinleyecekmişim sizi? Sesiniz içeriye kadar geliyordu, bağırışlarınızla gözümü açtım. Dilan'ın ismi geçince de dünkü olayla ilgili olabileceğinden şüphelenip geldim." Dedimmve gözlerimi devirdim. Ardından derin bir nefes aldım. Resmen makinalıya bağlamıştım.

"Ha Yani böyle olunca bizi dinlemiş olmuyor musun?"

"Keyfimden dinlemiş olmuyorum. Benimki tamamen iş gereği. Dilan'ın hayatı söz konusu olduğu için. Yani sadece meslek icabı, bir şeylerden şüphelendim ve bir polis olarak ne olduğunu araştırdım."

BİR ASİ FIRTINA [DÜZENLENİYOR]Where stories live. Discover now