elli beş E-A

38.1K 3.1K 1.4K
                                    

İki gündür olduğu gibi üst katın kapısının önünde kamp kurmuş bekliyorlardı Erhan ve Kerem. Turgay bu grubun içinde yoktu. Çünkü kendisi kaşınmıştı ve hepsini beraber yakmıştı.

"Erhan şu ayağını çek biraz, yerimi daraltıyorsun." dedi Kerem ayakkabısının ucu ile Erhan'ı iterek. Erhan sinirle onun vurduğunun iki katı kadar itti, çocuğun şekli kaymıştı.

"Zaten sinirliyim rahat dur." dediği sırada kapı açıldığında ikisi de az önceki itişmeyi unutup birbirlerinden destek alarak ayağa kalktılar.

Arda, Asef ve Bulut üzerlerini giyinmiş kapının önünde duruyorlardı. Muhtemelen iki gündür olduğu gibi dışarı çıkacaklardı. Erhan kısa boylu çocuk ile göz göze gelince hevesle bir adım öne attı.

"Kapıda köpek oldular resmen." dedi Bulut gözlerini devirerek. Bu durumdan oldukça rahatsızlardı.

Asef soğuk ifadesinden hiç taviz vermeden ayakkabısını giyer giymez bir iki adım atarak Kerem'in önünden geçip gitti.

"Asef..." dedi Kerem ama dinlenmeyeceğini biliyordu. Bulut'da omzu ile onu itip merdivenin başına geçti.

Arda bir adım attığında Erhan tam önüne geçtiğinde dayanamayarak kafasını kaldırıp baktı. Erhan'ın bir suçu olmadığını zaten dün öğrenmişti ama abilerini tek bırakmamak ve biraz tavırlı durmak için böyle davranıyordu.

"Yavrum ben bir şey yapmadım, özür dilerim." dediğinde Arda tüm yelkenleri suya indirmişti bile.

"Arda!" Bulut'un sinirli sesi kulaklarına geldiğinde Erhan artık bu çocuk oyununa müdahale etmesi gerektiğini anlamıştı. Arda'nın elinden tutup kendine çekti ve merdivenin başında durup kendisine bakan gençlere kaşlarını çatarak cevap verdi.

"Ulan bizi rahat bırakın, çocuğu da kendinize alet etmeyin." Arda hiç cevap vermeden elini sıkı sıkı tutuyordu.

"Arda gelsene yanıma." dedi Asef.

"Erhan'ın bir suçu yok ki." Arda sonunda söylemişti içinden geleni.

"Pü." dedi Bulut ve kafasını olumsuz anlamda sallayarak merdivenden inmeye başladı.

Asef ters ters bakarak diğerinin peşinden giderken Kerem birkaç saniye kıskançlıkla bakıp hemen diğerlerinin peşine takıldı. Arda ve Erhan kapının önünde tek kalmıştı. Erhan bakışlarını yanındaki küçüğe çevirdi.

"İki gün..." dedi Erhan büyük bir özlemle. Biraz da sinirle. "İki gündür sıçtın ağzıma."

Arda cevap vermeden omuz silkti, biraz haketmişti dışarıdan bakılınca. Erhan derin bir nefes alıp kafasıyla kapıyı gösterdi.

"O zaman bugün dışarı çıkmak yok, özlem gidereceğim." dediğinde Arda karnınında uçuşan kelebeklere engel olamamıştı.

"Olabilir." dediğinde Erhan zaten kendini kaybetmiş bir şekilde elinden tutarak Arda'yı içeri götürdü ve kapıyı çekip kilitledi.

Beraber Arda'nın odasına giderken Erhan diğer yandan da elini onun kalçasına atmış okşuyordu. Neden bilmiyordu ama Arda'nın içinde sekse düşkün bir yanının olduğunu biliyordu. Aynı kendisinin ki gibi.

Odaya geçtikleri anda Arda'yı kucağına alıp yatağa oturdu. İşte şimdi iki günün acısını çıkarmanın tam vaktiydi. Arda kucağına yerleşince masum masum yüzüne bakmaya devam etti.

"Tokat attığım için özür dilerim." Erhan tokadı bile unutmuştu, zaten çok da yaralayıcı bir tokat değildi.

"Abilerine her şeyde uyum sağlamayı bırakmalısın, onlar her zaman haklı değiller yavrum." dedi Erhan dayanamayarak. Arda bunun bilincinde bir şekilde kafasını salladı.

NO:31 Where stories live. Discover now