13. Bölüm

3.8K 315 269
                                    

Yazarken birazcık duygulanmış olabilirim 🤏 

Vee sonraki bölüm FİNAL!

Tüm gün çektiğim sancı sinirlerimi bozmuştu. En ufak şeye bile hemen sinirleniyordum ve sebebi sadece sancı mıydı bilmiyordum. Huzursuzdum biraz. Yine de belli etmemek için çok uğraşmıştım.

Kapı çalınca annem -Chan'ın annesi ona böyle seslenmemi istemişti- kapıyı açtı.

Chan'ın, yüzünden ne kadar yorgun olduğu belliydi, yine de hem anneme hem de bana kocaman gülümsemişti.

"Nasılsınız bakalım?" dedi çantasını kenara koyarak.

Annem, "Biraz gerginiz." diyerek beni işaret etti. "Çok sancısı vardı bugün."

Chan ellerini yıkadıktan hemen sonra yanıma gelip sarıldı. "Sürekli de evdesiniz, sıkılmışsınızdır." diye mırıldandıktan sonra, "Yemek yiyip yürüyüşe çıkalım mı?" demişti.

Çok iyi olurdu çünkü duvarlar üstüme üstüme geliyordu sanki. Annemle arada dışarı çıkıyorduk ama bunalıyordum yine de.

Yemekten sonra hazırlanıp çıktık. Bir yandan konuşup bir yandan yürüyorduk. Annem koluma girmişti, Chan ise yanımda yürüyordu. Annesiyle hemen yakınlaşmamdan çok memnundu.

"Chan çocukken çok fenaydı. Babasıyla ne kadar saklarsak saklayalım hep içkileri bulup içerdi. Sonra tüm günü bize zehir ederdi. Bir keresinde biz evde yokken içmiş, sanırım 10 yaşındaydı. Komşuların evine gidip etrafı dağıtmıştı, zar zor durdurduk."

Chan utanarak ensesini kaşırken güldüm. Annem, Chan'ın utanç verici çocukluk anılarını anlatmaya devam ettikçe Chan utanmış, benim ise gülmekten gözümden yaş gelmişti.

"Bir keresinde de erkek kardeşini saklambaç oynama ayağına çöpe saklamış. Gece oldu, bekliyoruz Lucas bir türlü gelmiyor. Chan zaten hiç umursamıyor. Gece boyunca aradık çocuğu da en sonunda Chan dayanamayıp söyledi."

Chan en sonunda isyan etti. "Ama Lucas'ı daha çok seviyordunuz."

Annem kolumdan çıkıp Chan'ın omzuna vururken ikisini gülerek izledim. "Lucas küçüktü o zaman!" dedi annesi.

Chan ise, "Ben de küçüktüm." diye savunmuştu kendini.

Tekrar sancı girince derin bir nefes almak için kendimi zorladım ve kenardaki banklara oturdum. Chan ve annem de tartışmayı bırakarak hemen yanıma gelmişti.

"İyi misin bebeğim?" dedi Chan endişeyle.

"Sancı, geçer birazdan." demekle yetindim. Geçene kadar Chan elimi tutmuş ve bana destek olmaya çalışmıştı. Aslında bugün sinirli olmamın bir nedeni de Chan'ın yanımda olmamasıydı. Okul bitmişti ama bitirme ödevi yüzünden sürekli gitmesi gerekiyordu, ayrıca çalışıyordu da. Sinirim Chan'a değildi zaten, kime olduğunu ben de bilmiyordum. Tek bildiğim onun yanımda olmasını istediğimdi.

Normalden daha uzun sürmüştü geçmesi. Geçtiğinde rahatlayarak ayağa kalktım. Yürüyüşe kaldığımız yerden devam etmiş, sonra eve dönmüştük. Eve gidince ağırlık bastırdığı için yatıp uyudum. Chan ve annem henüz yatmamıştı, meyve yerken sohbet ediyorlardı.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, uyandığımda karnım sepsertti. Annem ve Chan uyuyordu. Sabahtan beri içimde olan huzursuzluk daha fazlaydı şimdi. Ayrıca sancılarım da normalden daha şiddetliydi.

Kendimi zorlayıp kalktım ve mutfağa gidip su içtim. Yatağa ilerlediğimde bacaklarımdan süzülen ıslaklıkla gözlerim kocaman olmuş,  donakalmıştım.

Blueprint | Bang ChanWhere stories live. Discover now