The Most Beautiful Coincidence

GÜZEL OLAN HER ŞEYİN BİR SONU VARDIR

  Sirius Black bara gitmesinden iki hafta sonra düğünde bulmuştu kendini. Kumral'ın tavsiyesi iyi gelmişti, düğünden iki gün önce düğünün yapılacağı yeşillik alana gittiklerinde James ile konuşmuş; çocuk özürler dilemişti. Sirius da biraz kendisinin bencillik ettiğini, yeni bir hayata başlarken tabii ki de arkadaşının odağının yeniliklere yönelik olduğunu söylemiş, olay tatlıya bağlanmıştı. Gelin ve damat evlilik yeminlerini etmişti, herkesin mutluluğu yüzlerinden okunuyordu. Sirius Brook ile -Lily'nin nedimesi- dans etmesi gerektiğini hatırlayıp kibar bir şekilde onu dansa kaldırdı. Brooke muggle'dı, gerçekten güzel bir kızdı ama Sirius'un ilgisini kızlar biraz olsun cezbetmiyordu.

Dördüncü sınıftayken yatakhanesindeki çocukların kızlarla olan konuşmalarını garipsemeye başlamıştı. İçinden hiçbir zaman bir kızı öpmek, elini tutmak gelmiyordu ve kimseyle ilişkisi olmuyordu. Daha sonra Lily'nin David Bowie isimli bir muggle şarkıcıyla ilgili söyledikleri ilgisini çekmişti. Adamın hemen her konuda aşırı açıksözlü olmasına hayran kalmış, kendi cinselliğini keşfetmesine de ön ayak olmuştu. Açıldığı ilk kişiler Lily ve James olmuştu. Lily'nin zaten sorun etmeyeceğinin farkındaydı, James ilk başta garipsese de sonradan alışmıştı. Eşcinselliğinden utanmıyordu ama zaten homofobik bir toplumda yaşamasından ötürü direkt olarak kendisine bu konu hakkında soru sorulmadığı sürece cinsel kimliğini çok dile getirmiyordu.

Brooke'un flörtleşme çabalarını ustalıkla savuşturduktan sonra şarkının bitimiyle gelin ve damadın yanına gitti. İkilinin şen şakrak bir şekilde sohbet ettiğini görünce çok keyiflendi.

"Dikkat et Evans, kocanı her an elinden alabilirim."

" Hiç sanmıyorum Black, ayrıca artık Evans değil, Potter oldu." Lily'nin bu lafıyla James'in yanakları al al oldu. "İnanabiliyor musun Keçiayak, Zambağım sahiden benimle evlendi!"

"Düğüne animagus halinle damga vurmayı istemeye devam edeceksen bu kararımı sorgulayacağım ama." 

Yoldaşlığa girdikleri zaman Dorcas tarafından ortaya atılan fikirle Sirius siyah kocaman bir köpek, James geyik, Dorcas'ın kendisi de bir tilki olmuştu. Ölümyiyenlerin takibi ve gizlilik açısından Dumbledore animagus hallerinin gizli tutulmasını söylemiş; Voldemort'un düşüşünden sonra bile tedbiri elden bırakmamak amaçlı kayıt altına alınmamışlardı. Dorcas'ın ölümünden sonra da kayıtsız animagus olarak bir tek James ve Sirius kalmıştı.

Düğün sorunsuz bir şekilde tamamlanmış, herkes evlerine dağılmıştı. Çifti ise iki hafta sürecek balayına yarından itibaren başlıyordu. Sirius Godric's Hollow'daki evine gitmiş, duş aldıktan sonra kendini yatağa bırakmıştı. Aynı saatlerde Remus Lupin evinin salonunda,karşısındaki saçı sakalı ağarmış adamın neden orada olduğunu sorguluyordu.

"Öldü, değil mi?"

Soruyu sormasıyla Dumbledore'un yüzünde okunamaz bir ifade belirdi. Remus bu ifadeyi pek çok kez görmüştü. Yoldaşlıktan birisi ölünce, işler çıkmaza girince yüzüne bu maskeyi takardı yaşlı adam. Tüyleri diken diken oldu. Yaptıkları onca şey, verilen onca kaybın boşuna olması gerçeğiyle başından aşağı kaynar sular döküldü. Voldemort güçlü ya da değil, dışarıda bir yerlerdeydi, nefes alıyordu. Ajanlık yaptığı sürede öğrendiği tek bir şey varsa o da Karanlık Lord'un ölmediği sürece emellerini gerçekleştirmek için geri döneceğiydi. "Ölmedi, hala dışarda." Diye kısık bir ses tonuyla kendini inandırmak istercesine konuştu genç adam.

"Remus öncelikle sakin olmanı istiyorum hiçbir şey kesin değil, sadece teorilerim üzerine hareket ediyorum ve bunun duyulup insanları paniğe sürüklemesini istemiyorum, tamam mı?" Her ne kadar adamdan hazzetmese de haklı olduğunun farkındaydı, insanlar daha yeni yeni toparlanıyordu. Çenesini kapalı tutacağına dair söz verdi; Dumbledore da çok durmadı, herhangi bir gelişme olursa haber edeceğini söyleyerek evden ayrıldı.

Arkadaşlar herkese yeniden merhaba, bazı konulara açıklık getirmek istediğim için yazıyorum bu notu. Öncelikle David Bowie biseksüel bir rock'n roll yıldızıdır -belki aranızda bilmeyenler vardır- ve 70'lere günümüzde bile tartışmalara yol açan konulardaki cesur yorumlarıyla ve Ziggy Stardust isimli karakteriyle tanınır. O dönemdeki pek çok LGBTQ+ topluluğundan insana rol model olmuştur, tıpkı Sirius gibi. James'in de ilk başta Sirius'un cinsel kimliğini garipsediğini yazdım, bu kesinlikle homofobiklik değil, daha önce karşılaşmadığı için tuhafına gitmişti sadece. Okurken yorum bırakıp oy kullanmayı unutmayın lütfen, iyi günler herkese!