-24-

1.5K 176 10
                                    

Hepsi yorgun bir şekilde televizyona bakıyordu. Junwoo, Minho ve Jisung'un arasında oturuyordu. Kafasını Minho'ya yaslayıp uyumuştu.

Jisung onu alıp yatağına yatırmıştı. Aşağı indiğinde Minho ile filme devam ettiler. Minho elini Jisung'un uyluğunda koymuştu ve boynunu öpmeye başladı.

Jisung anlamıştı ne yapmak istediğini.
Minho Jisung'u belinden tutup kucağına aldı ve dudağına yumuşak öpücükler kondurdu.

-Minho odaya gidelim.
Minho kafasıyla onaylamıştı. İkisi odaya çıktığında Minho kapıyı kitledi.
Jisung'u yatağa yatırıp üstüne çıktı. Sertliğini, Jisung'a sürtüyordu. İkisi de deli gibi inliyordu.

İkisini uzun bir gece bekliyordu.

Sabah Minho uyandığında  Jisung,  göğüsünde uyuyordu. Jisung'un saçlarıyla oynamaya başlamıştı.

Daha sonra yavaşça yataktan kalkıp Junwoo'nun odasına girdi. Oyuncaklarıyla oynuyordu. Onu alıp aşağı kahvaltı hazırlamaya inmişlerdi.
Bugün çocukları kahvaltıya çağırmışlardı.

-Jisung babam nerede?
-Uyuyor bebeğim.
-Ama kalkması gerekmiyor mu?
-Bırak uyusun bebeğim dün çok yorulmuş.
Minho sırıttığında Junwoo anlamamıştı.

Minho salatalar doğruyordu. Junwoo ise yiyordu.
-Ama bebeğim onlar kahvaltı için.
-Ama ben yemek istiyorum.
-Ye bakalım.
Minho tabakları bahçede ki masaya yerleştiriyordu. Junwoo'da ona yardım etmek için kendi sandalyesini taşımaya çalışıyordu.

Junwoo sandalyeyi taşırken takılıp düşmüştü ve kafası sehpaya vurmuştu.
-Junwoo?!
Minho hızlıca yanına gitmişti. Ağlıyordu.

Minho paniklemişti. Ne yapacağını bilmiyordu. Jisung aşağıdan gelen sesle hızlıca kalkıp oraya gitti.
-Ne oldu?!
-Kafasını sehpaya vurdu.
Jisung hızlıca kafasına baktı.

-Dolapta kremi var getirir misin?
Minho koşarak kremi getirdi. Jisung, Junwoo'nun saçına kremi sürüp ona sarılmıştı.

-Keşke beni kaldırsaydınız.
-Yorgunsun diye kaldırmadık seni baba özür dilerim.
-Niye özür diliyorsun bebeğim?
-Size yardım etmek istemiştim ama kafamı vurdum.
-Bebeğim bunun için özür dilemene gerek yok.

Hızlıca onu yerden kaldırıp sandalyesini masaya taşıdı. Jisung gidip Minho'ya yardım ediyordu. Junwoo'da bahçedeydi. Bahçe kapısı açıldığında çocuklar gelmişti ve Junwoo koşarak Chan'a sarılmıştı.

-Bize sarılmak yok mu küçük bey?
Seungmin'e de sarılmıştı. Beraber masaya ilerlediğinde Minho ve Jisung'ta gelmişti. Hep beraber oturup kahvaltılarını etmişlerdi.

Hyunjin, Minho'nun kedilerini getirmişti. Junwoo, Doongie ve Doori oynuyordu. Soongie de Minho'nun yanında yatıyordu.

-Baba artık bizle kalabilirler mi?
-Tabiki bizimle kalıcaklar bebeğim.

Junwoo çok mutlu olmuştu. Elinde ki topu atıyordu Doori ve Doongie koşarak alıyordu. Minho'da onları izliyordu. Bebeklerini böyle görmek onu mutlu etmişti.

Destiny|MinSungWhere stories live. Discover now