13.Bölüm

1.3K 172 373
                                    


Keyifli okumalar canlarım❤️

...

Yazarın Anlatımından

Bıraktığı yerde bulamadığı çocuk yüzünden deliye dönen Jisung, başlarda fazla uzaklaşmadığına kanaat getirmiş, en azından öyle olsun istemiş, irislerini dört bir yanda gezdirmişti.

Endişeliydi. O çocuk için endişeleniyordu.

Kafası yerinde bile değildi. Bu halde insanlara çatıp dayak yiyeceği ya da olup olmadık yerde sızıp kalacağı ve onu bulamayacak olduğu düşüncesi genci oldukça korkutmuşken anın etkisiyle yanağının iç tarafını dişlemeye başlamıştı çoktan.

Onu buraya getiren kendisiydi ve aklı başında olmadığı için de sorumluluğunu kendisine ait hissediyordu.

"Neredesin be adam?"

Olduğu yerde durarak bir sonuca varamayacağının farkına varan genç bu sefer okulun etrafında büyük adımlarla dolaşmış bir süre sonra istemeden koştuğunu fark etmemişti bile.

Okulun sağ tarafındaki ana yol ve oradaki yoğun trafik yutkunmasına sebep oldu.

'Bir şey olmamıştır öyle değil mi' diye düşünmeden edemedi o an.

Belki de eve gitmişti...

Bu düşüncenin hemen ardından saçmaladığını anlamış kafasını iki yana sallamıştı. Evi buradan kilometrelerce uzakta olduğundan oraya yürüyerek gitmeyi düşünmesi için zevkine bayılana kadar yürüyen birisi falan olması lazımdı.

Gerçi parası varsa taksiye binmiş de olabilirdi ama o an bunu düşünebilir miydi ki?

Eğer sarhoş olunca kendinde olduğu gibi o da kendini tamamen kaybetmiyorsa bu olasılığın doğru olma ihtimali yüksekti.

Ama tabii ki sadece bir varsayıma dayanarak rahatlayamaz, aramayı bırakamazdı.

Bunca şeyi düşünürken aynı zamanda sağa sola koşmaya devam ediyor, olabilecek her yere bakıyordu.

Aniden aklına gelen şeyle duraksadı.

Tabii ya, bunu neden düşünememişti ki?

Telefonunu eline alarak uzun zamandır tuşlamadığı o numarayı aramış kulağına götürmüştü.

Uzun süreli çalışların ardından bir türlü açılmayan telefon sinirlerine dokunuyordu kahverengi saçlının.

Yakınlarda olsaydı muhtemelen çaldığını duyardı, o halde yanlış yönde olmalıydı, bu çıkarımına dayanarak istikametini tersi yöne çevirdi.

Düşüncelerinin arasında bu sefer de tırnaklarını kemirmeye başlarken bel hizasına indirdiği telefon nihayet açılmış tok bir ses duyulmuştu.

"Alo."

Bu duyduğu orta yaşlı bir adam sesi gibi gelmişti ona.

Telefonu hızla kulağına götürüp konuşmaya başladı.

"Merhaba beyefendi. Acaba bu telefonun sahibi nerede, bir bilginiz var mı?"

Bir süre beklemiş, karşı taraftan cevap gelmeyince kaşlarını çatmıştı.

Neler oluyordu?

"Alo, beyefendi orada mısınız?"

"Hmm."

Oldukça kısık çıkan ses tonu yüzünden iyice deliye dönmüştü genç.

Resmen bu adam içine içine konuşuyordu ve o, telefondakinin derdinin ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordu.

Hayatımın Notası / Minsung Where stories live. Discover now