Bölüm 6: "Palüde."

205 11 4
                                    

Yüzyüzeyken konuşuruz - Sen varsın diye.

Ersay Üner - Seni Soruyorlar.

Beni instagram hesabım "Kbr55ky" dan takip edebilir.
Kitaplarım ve bölümleri hakkında duyuru ve kesitlerden haberdar olabilirsiniz. 😉🌺

İyi okumalar herkese. 🌺






Hayatta bazı anlar vardır. Hani tam her şey bitti, buraya kadarmış dediğinde ve kendini uçurumun kenarında bulduğunda bir el uzanır sana doğru, çeker kurtarır seni, hani berbat giden hayatına bir anda sihirli bir değnek değerde bir anda güzelleşir ya dünya, son nefeste olupta ömrüne ömür katılır da katlanır nefesin, karanlığın ortasında açar güneş, fırtınada dinginler deniz ve çölde yağar yağmur..
İşte benim hayatımda da o anlardan biri bu andı.
Tarifi imkansız, kusursuz, paha biçilmez ve hayat veren.
Kalbimin nasıl deli gibi attığını sizlere anlatamazdım. Yirmi üç yıllık yaşam serüvenimde beni hiç bir şey bu kadar yaşama bağlamamış, kalbim delicesine bu hayli atmamıştı.

Arın şu an tam karşımdaydı.
Kaderin ağlarının sıkı ve karmaşık bağlar ile bağlı olduğunu hep bilirdim. Gözlerimin bir gün onun suretinde değeceğine, onunla aynı havayı soluyacağıma inanırdım lakin bu kadar erken olacağına ihtimal veremezdim.
Onu bir kez dahi görmek için kalkıp buraya gelme cesaretini bulduğum için  şimdi çok doğru bir karar verdiğimi anlamıştım.
Yüzümde şaşkın şapşal gülümseme ile gözlerim onun suretinde gezintiye çıktı. Ne peşimde olan adamlar kaldı aklımda ne de kaybolmuş benliğim. Sadece o vardı şimdi.
Yıllardır onu görmememe nazaran onu hemen tanımıştım. Nasıl unutabilirdim ki..

Sertçe yutkunduğumda Arın, gökyüzündeki bakışlarını indirdi ve elindeki sigarasından derin bir nefes çekerek yere attı ve üstüne basarak içine hapsettiği dumanı serbest bıraktı.
Kalbim bu basit hareketinde bile cirit atmaya başlamıştı gerisini düşünemiyorum bile. Bir adım geri çekildim ama dengede duramadım, nereye tutunacağımı bilemez bir halde düşecekken son anda duvara sırtımı yasladım.
Gözlerim saniyelik onun suretinden çekilmişti. Hızla bakışlarımı ona taşıdım.
Arın, beni farketmemişti.
Etsin ister miydim bilmiyordum.
Beni tanır mıydı?
Hatırlar mıydı?
Kim bilebilirdi ki?

Ben kendi içimde ikimiz hakkında teoriler kurarken içeriden bir adam çıkageldi.
Adam İtalyanca bir şey dedikten sonra Arın tebessüm ederek başıyla adamı onayladı ve içeriye hızla giriş yaptılar.
Demir kapı kapandığında ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi serbest bıraktım ve duvara tutunarak yere oturdum.

Elimi kalbime koyarak derin derin nefesler alırken dudaklarım da tekrar  kocaman bir tebessüm belirdi.
Onu görmüştüm.
Arın'ı yıllar sonra çok yakın olmuştum.
Her şerde bir hayır vardır derler ya bu kesinlikle bu durum için geçerliydi.
İçimde tarifi olmaz bir his dört bir yanımı sarmıştı.
Ellerimi saçlarıma geçirdim ve bakışlarımı gökyüzüne çevirdim.
Gözlerim kapanırken derin bir nefes çektim içime.
Allahım sana şükürler olsun. Onu bir kez daha görmeme izin verdin. Sana minnettarım.

Zaman hızla akıp giderken ben oradan kopamadım.
Orada ne kadar kaldım onu da  bilmiyordum.
Yoldan geçen arabalar da oldu, insanlarda.
Bağırışlar da oldu gülüşmelerde.
Koşuşturmalarda.
Ben ise orada kaldım öylece.
Sanki yuvam orasıydı.
Sanki oraya aitmişim gibi kopamadım.

Şafak sökmeye başlarken oturduğum yerden yavaşça ayağa kalktım.
Bakışlarım önümdeki tabelada yazan yazıda gezindi sonra da kasvetli yapıda.
"Palüde." Diye fısıldadım.
Anlamını bilmiyordum ama garip bir şekilde bu kelime beni içine çekiyordu.
Yavaşça yerimden kalkıp duvar dibinden ayrılarak yola çıktım.
Dar sokakları aşıp ana yola çıktım.
Ellerim, elbisenin eteklerinde yavaş ve dalgın bakışlarla yukarıya doğru yürümeye başladım.
Sokak sessiz ve kimsesizdi.
Bir kaç sokak hayvanı haricinde sadece ben vardım.
Bakışlarımı yerden kaldırıp geldiğim yöne çevirdim ve gözlerim siyah, oldukça lüks yapıya çevrildi. Saçlarım hafif esen rüzgarda sessizce savrulurken kendime bir söz verdim.

GÜL BATAKLIĞIWhere stories live. Discover now