22. Bölüm

8.7K 345 26
                                    

Multide Derya'nın giydiği elbise var.

Bir dahaki bölüm Oya'nın anlatımından ve baya olaylı bir bölüm olacak. Beklemede kalıın!

Oy vermeyi unutmayın!

Sizi seviyorum.

&

24 Saat Sonra

Her şey hazırdı. Çağlarla barışmak için her şeyi güzelce planlamıştım. Planın en kolay kısmı dış görünüşümdü. Bedenimi sarıp, dizlerime kadar uzanan askılı kırmızı bir elbise giymiştim üstüme.
Aynı renkten topuklu ayakkabılarım ve yalnızca ruj ve rimelden oluşan makyajımla gerçekten güzel gözüküyordum.

Bugün Venom'da Çağlar DJ'lik yapacaktı. Yalnızca haftada bir kez yaptığı için her çarşamba Venom her zamankinden kalabalık oluyordu. Özellikle de kızlar.

Aslına bakarsanız işim kolaydı. Yalnızca Çağlar'ın laflarıma ne kadar kırıldığını anlamam gerekiyordu. Fakat içimden bir ses 1 haftadır uzak kalmamızın kırgınlığını azalttığını söylüyordu. İhtimal yani.

Karşısındaki duruşum ve söyleyeceklerimi söyleyiş şeklim çok önemliydi.

Aşağı emin adımlarla indim ve ağzına cips atmak üzere olan Oya'nın karşısında durdum. Ağzı açık bir şekilde elindeki cipsle beni baştan aşağı süzdü. Cipsi ağzına atmayıp elinde tutarak ayağa kalktı. Yüzünde beğendiğini gösteren ifadeyle çevremde bir tur dolandı. "İnşallah Çağlardan önce başkasına gitmezsin." Dediği şeye gülüp omuzuna vurdum ve onla vedalaşarak evden ayrıldım.

Unutma Derya! Affetmesi için yalvarmaya gitmiyorsun. Yüzleşmeye gidiyorsun!


Arabayı otoparka park ettim ve siyah lüks kapıya doğru yürüdüm. Korumalar 1 yıldır beni neredeyse her gece gördükleri için tanışıyor sayılırdık. "Hoşgeldin Derya!" Sayılmazdık, direkt tanışıyorduk.

Oğulcan ve Oğuzhan'ın aynı anda konuşmasıyla gülümseyip kafamı sallayarak cevap verdim. "Kolay gelsin beyler."

Gürültüsü kısık bir şekilde kulağıma ulaşan mekana doğru dimdik yürümeye başladım. Kısa saçlarımın her adım atışımda sallanmalarıyla burnuma gelen güze çiçek kokusu gülümsetiyordu. Ellerimle saçlarımı son kez düzelttim ve merdivenlerin başında durdum.

Oradaydı. Üstünde kaslarına yapışan sıkı bir tişört vardı. Rengini ayırt edemesem de koyu bir renkti, muhtemelen yine siyah. Bir eli kulaklığındayken oldukça ciddi ifadesiyle yapıyordu işini. Aklıma onu gördüğüm ilk an gelmişti. Aynen böyle olmuştu. Merdivenin başında gözlerim direkt onu bulmuştu.

İnsanlar deli gibi eğleniyordu. Ona ulaşmanın bu kalabalıkta zor olacağına emindim. Fakat elbette yapabilirdim.

Yaptım da. Dj alanının çok yakınında, sol çaprazındaki locaya oturdum tek başıma. Bacak bacak üstüne atıp saçlarımı geriye savurdum ve çantamı ve telefonumu soluma bıraktım.

Yanıma gelen garsona "Virgin Mary getirir misin bana?" dedim. Kafasını sallayıp uzaklaştı ve 5 dakikanın ardından içeceğimi getirdi. Özellikle alkolsüz tercih etmiştim. Bi zahmet yani.

Şimdi arkama yaslanacak ve Çağlar'ın beni fark etmesini bekleyecektim. Ona en yakın masada oturuyordum şu an. Ve tahminlerime göre fark edecekti beni. Fark etmezse de kendi yöntemlerimle hallederdim.

Dj • Yarı Texting Where stories live. Discover now