'Vingtcinq'

218 23 11
                                    


San geldikten sonra hiçbir şey konuşmadan sadece sarılıp uyumuştuk. Arada saçlarımı okşamıştı bide.

Sabah kalktığımda banyoya gidip aynaya baktığımda ruhu bedeninden çekilmiş biri olarak göründüğümü fark ettim, yalan da değildi. Sanki içi tamamen boş bir insan gibiydim.

San bir şeyler yemediğimi fark ettiğinde zorlukla vitamin hapları içirmeye çalışmıştı. Tabii bunlar da sadece birkaç saatliğine idare edebilmişti beni. Vücudumu asla aç bırakmadığım için bünyem açsızlığa tamamen yabancı ve hazırlıksızdı.

İki gündür neredeyse hiçbir şey yemediğim için bayılmıştım ve San beni acile götürmüştü. Yediğim serumlardan sonra az da olsa kendime gelebilmiştim.

Eve geldiğimizde San yine bir şeyler yemem için beni zorluyordu ama onu ikiletmeden yiyordum. Yemek yemekten başka çarem yoktu. Eğer yemezsem olacakları bugün deneyimlediğim için biliyordum. Güçsüz kalmamalıydım.

San'ın bugün annemin vasiyetnamesini teslim etmesinin ardından resmi olarak kayıtlara geçilmişti. Annemin öyle çok büyük bir mal varlığı yoktu ama hayatı boyunca çalışmasından dolayı birikimi vardı artı olarak oturduğumuz evde anneme aitti. Bunların hepsi ben resmi olarak on sekiz yaşına girdiğimde benim olacaktı ama buna daha bir sene vardı ve henüz yetişkin olmadığım için ve bir ebeveynim öldüğü için diğeri bana bakmak zorundaydı. Babamın bana bakmayacağının hayli hayli farkındaydım. Beni nasıl başından savacağını merakla bekliyordum.

Ne olurdu sanki on yedi değil de on sekiz yaşında olsaydım? Bir kerede bir iş rast giyseydi ne olurdu hani?

Kapı çaldığında zorla yürüyüp açmıştım. Karşımda babamı görünce şaşırmamıştım. San babamı görünce yanımızdan ayrılıp odama geçmişti.

"Kim o? Arkadaşın-"

"Niye buradasın? Mümkünse kısa kes."

"Bu terbiyesizliği kimden aldığın belli olduğu için şaşırmayacağım."

"Evet bir babam olmadığı için böyle başıboş büyümem son derece doğal ama neyseki annem vardı da hak edene hak ettiği gibi konuşmayı öğrendim."

"Direkt konuya gireceğim ilk olarak bu ev annenin olduğu gibi benimde evim bu evi alırken ben de paramı ortaya koydum yani güzel oğlum bu evi babasına verecek ve bundan başka çaresi yok."

"Evi bırak buradan sana bir çöp bile vermeyeceğim gerçeğiyle yüzleşmek ister misin? 'Kişi karşısındakini kendi gibi görürmüş' derler sanırım sen o kadar aptalsın ki beni de öyle görüyorsun ama üzücü haber ben senin gibi aptal değilim. Bu evde hakkının olduğunu düşünüyorsan yasalara başvurabilirsin ayrıca henüz yetişkin olmamış bir çocuğu tehdit etmek çok düşük bir hareket, tam size yakışacak türden."

"Böyle bir çocuk benim çocuğum olamaz."

"Zırvalıklar, zırvalıklar, zırvalıklar...lütfen son diyeceklerinizi de söyleyip defolur musunuz?"

"Şu an yasal olarak benim sana bakmam gerekiyor ama bırak seni beslemeyi bu saatten sonra yüzüne dahi bakmam."

"Aynı duyguları beslememiz göz yaşartıcı."

"Kısaca bir sene sonra zaten on sekiz yaşına giriyorsun bu süreç zarfında benim sorumluluğum altındasın ve başka bir şehirde yatılı okula gönderiyorum seni, orada ne bok yersen ye yeterki benden uzak ol. On sekiz yaşına girince lisenin son senesini yarılamış olacaksın, liseni bitir. Okulun bir buçuk yıllık parasını ödedim. Okulu bitirip ayrıldıktan sonra seninle olan son bağımızda kopmuş olacak, demem o ki şu an seni son kez görüyorum elveda canım oğlum."

Vécues • woosanWhere stories live. Discover now