4

1K 141 45
                                    

Seungmin dükkandan ayrıldıktan bir süre sonra Jeongin, yeni gelen kitapları dizmek üzere depoya yöneldi. Karanlıktı, karanlıktan korkardı Jeongin ona amcasını ve bir takım kötü anıları getiriyordu.

Hızlıca biraz ağır olan kitap kolisini taşımaya başladı.Kitapları renklerine göre-kendi alışkanlığı- dizimeye başladı. Saate baktı çıkış saati çoktan gelmişti, bu dükkanda saatleri unutuyor hatta bazen buradan hiç çıkmamak istiyordu. Chan hyunguna seslendi "Hyung işim bitti artık çıkabilir miyim?"
"Tabii saatin geldiğinde bana sormadan da çıkabilirsin"dedi Chan gür çıkan sesiyle.
"Tamam o zaman yarın görüşürüz hyung" Jeongin dükkandan tam çıkıyordu ki Chan'ın seslenmesiyle durdu. "Şey Jeongin senden bir şey isteyebilir miyim acaba?" dedi Chan ensesini hafif kaşırken."Tabii hyung yapabileceğim bir şeyse yaparım"
Çekingen bir şekilde sordu "Şey acaba bana Seungminin numarasını verebilir misin?" dedi, sesi zayıf çıkmıştı. Jeongin hafif şaşkın ve şakacı bir tavırda "Ahh hyung ahahaha Seungmine olan bakışlarından anlamalıydım" Chan hafif kızmıştı Jeongine yüz ifadesinden belli oluyordu. "Şey hyung üzgünüm...Yarın Seungmine sorar ona göre veririm ben sana" "Peki" dedi Chan. Sadece peki mi diyecek cidden diye içinden geçirdi Jeongin.Chan'ın önünde hafif eğilerek çıkış kapısına doğru yürüdü.

Yürüyordu Jeongin yaklaşık yarım saattir.
Eve gitmek istemiyordu, o evden nefret ediyordu 18 yaşına geldiği an kardeşini de alıp gidecekti o evden.

Jeonginin ailesini 3 yıl kadar önce trafik kazasında kaybetmişti. Babası Jeongini ve kardeşini, amcasına emanet etti. Amcası severek kabul ettiğinde mutlu olmuştu Jeongin ama sonradan pişman olacağını bilmiyordu. Jeonginin o tacizlere ses çıkaramama sebebi yine kardeşiydi. Amcası kardeşiyle tehtid ediyordu Jeongini. Bir kere daha lanet savurdu hayatına. Reşit olunca kardeşinide alıp gidecekti bu ülkeden veya dünyadan.

Hıncını kendine zarar vererek atıyordu Jeongin, sonrasında pişman oluyordu ama yapacak bir şeyi yoktu.

Dışarıda biraz daha oyalanmak adına markete yöneltti adımlarını. Çikolata almak için reyona gitti, aldığı çikolataların parasini ödemek için geri çekilecekti ki ensesinde hissettiği nefesle küçük bir hıçkırık ağzından. Fazlasıyla korkuyordu biri tarafından taciz edilmekten. Küçük bir kıkırtı süsledi kulaklarını biliyordu bu sesin sahibini. Yavaşça arkasına döndü. Boy farkından dolayı ona yüksekten bakan Hyunjinle göz göze geldi. Neden bilmiyordu ama birden kalbi hızlandı, panikledi. "Ne istiyorsun?"
diye söylendi Hyunjine. "Bir şey istemiyorum çikolata alacaktım çekilirsen"
Jeongin panikle kenara kaymaya çalıştı, kolunun tutulmasıyla direnmeyerek durdu.
Hyunjin başını hafif sağa eğerek sordu "Kaç para kazanıyorsun bi gecede? Bana da sürtüklük yapar mısın yokluktayım bu aralar?" Jeongin büyüyen gözleriyle Hyunjine baktı ama bu sadece 3 saniye sürmüştü. Dolan gözlerini görmesini istemedi Hyunjinin. Hiç bir cevap alamayınca daha sıkı tuttu kolunu Jeongin'in. Hafif sızlandı Jeonginin yarası, ağzından küçük bir inleme kaçtı. "Bırakır mısın kolumu" dedi hafif titreyen sesiyle.Hyunjin kolunu daha sıkı tutunca ağlayacak raddeye geldi Jeongin.
Parmaklarının altındaki hafif ıslaklıkla bakışları parmaklarına indi Hyunjin'in.
Kan görmeyi beklemiyordu Jeongin'in ağzından da küçük bir hıçkırık çıkınca saldı kolunu. Jeongin koşar adımlarla uzaklaşırken arkasında neye uğradığını bilmeyen bir Hyunjin kalmıştı.
Hyunjin bu zamana kadar Jeonginin hep sürtüklük yaptığını düşünmüştü, okulda ki dedikoduyu da o yaymıştı zaten.
Şimdi bu olay yaşanınca sorguladı Hyunjin,
böylesine güzel bir çocuğun her gece birilerinin altına gerçekten girip girmediğini sorguladı kendi içinde. Bir sonuca varamamıştı, neden bu çocuk üzerine bu kadar düşündüğünü sorguladı. Hiçbir sonuca varamamıştı.

Selam beğendiyseniz oy verebilirsiniz merak ediyorum düşüncelerinizi ♡


alone|hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin