16

136 15 4
                                    

Felix; gözlerini, batmakta olan güneşten çekip adım seslerinin geldiği tarafa çevirdi başını. Hyunjin sakin ama hızlı adımlarla yanına geliyordu. Felix oturduğu yerden kalktı yavaşça, kalbi hızlanmıştı.

Sahi, ne zaman olmuştu bu olay. Ne zaman kaptırmıştı kendini ona. Aylar önce ilk karşılaştıkları dergi çekiminde mi? Ya da sürekli birbirlerini gördükleri zamanlarda mı? Bunun farkına varamamıştı bile. Başını eğdi ve bekledi.

Hyunjin, Felix'in ayak uçlarına kadar geldi. Hala kafasını kaldırmadan duran çocuk minicik duruyordu önünde. Uzun boyunu avantaja çevirerek çocuğun saçlarından yayılan o eşsiz kokuyu içine çekti, çekebildiği kadar.

"Neden gelmek istedin?" diye sordu Felix yumuşak bir sesle, başı hala eğikti.

"Neden bana bakmıyorsun?" diye cevap verdi Hyunjin. Onun sesi ise gizli bir kırgınlık barındırıyordu.

Hızlıca başını kaldırdı Felix, gözleri dolmuştu çoktan. Felix'in gözlerindeki yaşı görünce kalbi tekledi, Hyunjin'in.

"Neden mi? Soruyor musun gerçekten bunu?" dedi sinirli ve üzgün çıkan sesiyle, bir adım geri çekilirken.

"Farkında mısın bilmiyorum Felix ama benden kaçıyorsun. Kötü bir şey yapmadığım halde benden kaçıyorsun."

Felix, gözlerini Hyunjin'in gözlerine sabitledi. Sanki içinde kopan fırtınayı ona da hissettirmek ister gibiydi.

"Kötü bir şey yapmadığın halde öyle mi? O şey olduktan sonra sevgilin olduğu çıktı ortaya, Hyunjin. Ne demek kötü bir şey yapmamak?"

"O andan beri kaçıyorsun benden, beni gördüğün an geldiğin yolu bile geri gidiyorsun." Derince bir nefes aldı Hyunjin.

"Hem ne sevgilisinden bahsediyorsun sen, bana sormadın bile. Sadece kuzeniyle arası iyi olan cinlerden birisiyim. Ya sana ne demeli, o yorumları gördüm, beni istemediğini daha fazla belli edemezdin."

Felix kafasını iki yana salladı hızlıca, kafası çok karışmıştı. Boşuna mı üzülmüştü yani onca zaman.

"Changbin hyungdan bahsediyorsan sen de yanlış anlamışsın. O abimin sevgilisi. Üzgün olduğum için yanımdalardı."

Hyunjin biraz durakladıktan sonra gülümsedi. Felix'in geri çekilerek açtığı boşluğu tekrar kapattı.

"Yani yanlış anlaşılmalar yüzünden miydi bütün bunlar?"

Felix, yakınlıkları yüzünden nefesini tuttu, Hyunjin'in gözlerinden başka bir yere bakamıyordu.

"Neden benden kaçtın peki?" Meraklı çıkan sesinde hafif yaramaz bir tını da vardı.

"Şey olunca birazcık utandım, nasıl davranacağımı bilemedim işte." dedi Felix neresinden çıktığını bilmediği sesiyle. En azından sesini çıkarabildiğine şükür etti.

"Ney olunca?" diye sordu Hyunjin, yan gülümsemesiyle. Elini Felix'in çenesine koyup iyice yaklaştı.

Felix, etkilenmemiş gibi bir sesle konuşmaya çalıştı. "İşte, sen beni öptükten sonra-"

Aniden dudaklarına kapanan dudaklar yüzünden susmak zorunda kaldı. Karşısındaki uzun çocuk o kadar zarif bir şekilde öpüyordu ki kendisini. Kumlara vuran denizin sesi eşliğinde, aklından şöyle bir düşünce geçti:

Belki de bu 'susmam', hayatımın en güzel 'susmasıdır'.

model |hyunlix|Where stories live. Discover now