21- Karanlık seni içine çekecek

86 18 27
                                    

Boş yatakhanenin koridordundan ana koridora çıktığında bile adımları sert bir şekilde koridoru inletiyordu. Nereye gittiğini tam olarak bilmiyordu, daha önce geminin o taraflarında sadece Florian ile keşif sıralarında bulunmuştu ama yolunu bulabileceğinden emindi. En azından artık korkmuyordu, adımları bunu belli ediyordu açıkça.

Bebeği odasında bırakmıştı çünkü onu bunlara dahil etmek istemiyordu. Neredeyse bir haftadan uzun bir sürede onunla beraber yaşıyordu ve hayatı tahmin ettiğinden daha sakin geçiyordu. Artık çığlıklar yerine daha sakin bir hayatı benimseyen bebek, Danica'nın hayatına da sakinlik getirmişti.

Annesi ve babası gittiğinde kardeşine baktığı için bebek ile ilişkisi o kadar da zorlayıcı olmamıştı. Kardeşi ona kaldığında yaşı bu bebekten daha da büyük olsa da Danica hemen kavramıştı bir bebeğe nasıl bakılacağını. Siyah ise bu konuda hiçbir şey bilmiyordu. 

Danica ilk önce bunu garip bulmuş, hatta biraz üzülmüştü ama şimdi sevimli buluyordu. Siyah ilk kez Danica'nın odasına gelip yataktaki bebeğe bakınca yüzünde garip, şaşkınlık barındıran bir ifade belirmişti. Bebeğe sanki bir canavara bakıyormuş gibi bakıyordu. Danica bunu garip bulsa da sonradan tatlı bulmuş, Siyah'ı bebek ile yakınlaştırmaya çalışmıştı ama çabaları sonuç vermeyecek gibiydi. Siyah ne zaman Danica'yı bebek ile görse aralarına mesafe koyuyordu.

Aslında Danica da bebek ile aralarına mesafe koymayı düşünmüştü ilk zamanlar fakat daha sonra bunun bencilce olacağına karar vermişti. Bebeğe yaklaşmak istememişti çünkü Kahverengi'nin bir anda gitmesi farkında olmadan onun kalbinde bir başka boşluk daha oluşturmuştu.

Kahverengi hiçbir şeye itiraz etmemişti; oylamayı kabullenerek, kendisi kapıyı açarak gitmişti. Danica kendisini suçlu hissetse de bunun Kahverengi'nin seçimi olduğunu düşünüyordu. Beyaz gitmesi gerektiği halde gitmemek için direnmiş, her şekilde karşı koymaya çalışmıştı. Kahverengi ise her zamanki sessizliği ile öylece aralarından ayrılmıştı.

Danica bunu anlıyordu aslında. Mavi cinayete kurban gittiği zaman kendini suçlamış, kendini cezalandırmak için oylamada kendine oy vermişti. Bir çok kez de, gerek bu gemide gerekse Innersloth gemisinde, hayatını bırakıp gitmeyi çok istemişti. Her şeyden kaçmak istediği zamanlarda onun yaptığı gibi yapmak istemişti. Kahverengi bu kararı aldıysa ona tüm kalbi ile saygı duyuyordu fakat üzülmeye de engel olamıyordu.

Bu yüzden de en sonki oylamada Siyah'ın kendisine oy vermesini anlıyordu. Siyah'ın ne düşündüğünü bilmiyordu, üzgün bir ruh halinde bulunarak kendisine oy vermiş olabilirdi. Kendisi de düşünmeden kendisine oy attığı için bir zamanlar, bunun iç yakıcı ve can sıkıcı hissettirdiğini çok iyi biliyordu.

Koridorda karşısından gelen kişiyi görünce kafasındaki düşünceleri kovaladı, sert adımlarını yavaşlattı. Artık gemide koridorda birileri ile karşılaşmak nadir rastlanan bir durum haline gelmişti. Eskiden ekip üyeleri her yerdeydi, yemekhanenin bir kısmı her zaman dolu olurdu, anlaşmazlıklar büyük gürültüler şekline bürünerek koridorlarda tur atardı. Artık dört kişi kalan ekip, neredeyse hiç birbirlerine rastlamıyordu; şu an dışında.

Ona doğru gelen Yeşil de adımlarını yavaşlatmıştı. Danica hem onu gördüğüne hem de onu yalnız gördüğüne istemsiz de olsa şaşırdı. Yanındaki dev koruyucusu, prensini nasıl bir kaç saniye olsa da yalnız bırakmış olabilirdi?

"Yatakhane koridorundaki ışıklar yine gitti." dedi Danica kafasını yana eğerek.

"Aklımda, merak etme. Yakında ilgileneceğim."

Gözlerini devirdi Danica. Kahverengi onları terk etmeden hemen önce olan sabotaj sonrası yatakhanedeki ışıklar hala kendine gelememişti, arada sırada gidip gidip geliyorlardı. Danica bunu ne kadar Yeşil'e bildirse de düzeltmesi için, ondan hep aynı cevabı duyuyordu. Yeşil her seferinde düzelteceğini söylese de yatakhane ışıklarında hala problem vardı.

Aramızdalar ✔ #Wattys2023Where stories live. Discover now