24-"İki Kelime."

861 132 378
                                    

Bölüm Şarkısı:
Eminem - Leaving Heaven ft.Skylar Grey
[şarkıyı biraz geç açın.]

✦✧✦

"Sikeyim!"

Bu onun kaçıncı küfredişiydi bilmiyordu. Tek yaptığı şey odanın köşesinde sarışın adamın hareketlerini izlemekti. Sakinleştirmeyi denemişti ama beyhudeydi. Çabalamak yerine kendi kendine öfke nöbeti geçirmesine izin vermişti. Bir iblisin sinirinin yatışmasını beklemeye hevesli olmasa da.

Odanın kendine has kokusunu sağlayan masadaki tütsüleri koluyla itti sarışın adam. Onun yerine uzun zamandır kapalı tutulan tozlu çekmeceden aldığı deri kapaklı kitabı koydu. Sayfalarını hızlıca çevirirken yeşil gözler tarafından izlenmeye devam ediyordu.

Sonunda amacına ulaşarak bir sayfada durdu. Üstündeki yazılanlardan Izuku anladı ki bu sıradan bir kitap değil, bütün yazıların el yazıyla yazıldığı bir defterdi. İçinde yazılanları oldukça merak eden Izuku sessizliğini korumak zorunda kaldı.

"Yanıma gel." dediğinde sarışın, Izuku'nun onun verdiği komuta uymasını sağladı. Otoriteyle alakası yoktu, yeşil saçlı oğlanın özgür iradesiyle verdiği bir karardı. Yavaş adımlarla yanına geldi, durdu. Deftere kafasını eğdiğinde hepsi birbirinden farklı dillerle yazılmış yazıları okumaya çalıştı. "Bunlar ne?" diye sordu parmak uçlarıyla sararmış sayfalara dokunurken.

"İlk Dünya'ya geldiğimde aldığım notlar."

"Yani... kaç yıllık?"

"Yüz elli üç." Izuku'nun yeşil gözleri irileşti. Yüz elli üç yıldır onu arıyorlardı. Ama o doğalı on sekiz yıl olmuştu. Daha doğmamış bir çocuğu mu arıyorlardı?

"Tanrı'nın mirasçısının, Gökyüzü öldükten hemen sonra doğması gerekmiyor mu?"

Katsuki, kızıl gözlerini defterin sayfalarından ayırmıyorken "Oradaki zamanla Dünya'da geçen zamanın akışı farklı. Oradaki bir saat Dünya'da yüz otuz beş yıla bedel." diye cevapladı. "Sanırım sana göre fazla yaşlıyım, hm?"

Izuku elini onun sıcak ellerinin üstüne koydu. Ellerini onunkine kıyaslarsa bebek eli kalırdı. "Tüm zamanını beni arayarak geçirmek zor olmuş olmalı. Ayrıca genç gösteriyorsun, haha!" Kıkırtısına Katsuki'nin gülüşü eşlik etti. Gülmeyi bitirdiklerinde tekrar deftere baktılar.

"Hangi dil?"

"Diller. Latince, Arapça, Grekçe, Antik Mısır Dili ve Eski Japonca. O zamanlar bildiğim dillerle yazdım. Yeni dilleri öğrenmem uzun sürmedi."

"Bir ölümsüzden beklenildiği gibi... Ne yazıyor?"

"Hangi bölgelerde aurayı ne kadar hissettiğimi not almıştım. İnsanlardan daha yoğun bir auraya sahip olduğun için hangi ülkede olduğunu bulmak zor olmadı. Fakat doğumundan sonrasında gün geçtikte aura yoğunluğun azaldı. Bu sebeple seni bulmam imkansızlaştı. Auraları sesimle kontrol edebiliyordum. Bu yüzden birçok mekanda şarkı söyledim." Izuku, Katsuki hakkında pek fazla şey bilmediğini o an fark etti. Daha fazlasını öğrenmek istiyordu. "Neden o şeytan gibi kötü işlere bulaşmadın?" diye sordu her ne kadar bu sualin onun sinirlenmesine sebep olacağını düşünse de.

"Sokak ortasında adam vurmamı, durduk yere hayvanlara işkence etmemi veya birilerini taciz etmemi mi isterdin? Ya da Şehvet İblisi gibi insan kaçakçılığı yapmamı." Izuku hemen başını sağa sola salladı. Katsuki'nin bu tür şeyleri yaptığını düşünmek bile içini huzursuzlukla doldurmuştu.

"Tabii siz insanlara göre bir şeytanın buna yapması gayet doğal olmalı." Sesi sinirle karışık alayla çıkıyordu.

"Hayır! Demek istediğim..."

Şeytan | BakuDekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin