AYPERİ/TAMAMLANDI

dört

Dört

Hello

Nasılsınız?

Dışarıda hava çoook rüzgarlı.

İyi okumalar!

Geldiğimiz yere bakıp iç geçirdim.

Amine hanım bizi zorla yemeğe davet etmişti.

Kapıyı genç kız açmıştı.

Neden bilmiyorum, kız bana fazla tanıdık gelmişti.

Yemek masasında oturmuş soru cevap yapıyorduk.

Anladığım kadarıyla 6 çocukmuşuz.

Asude, kendi ailesini istemediği ve reşit olduğu için burada kalıyordu.

Konu biyolojik babama gelişmişti.

Adamın ismini bile bilmiyordum.

"Babanın ismi Yasin Bolattı. 10 yıl önce  şehit oldu.

Cihangir tarafından kırılma sesi geldiğinde telaşla ona baktım.

Bardak kırılmıştı. Cihangir ise şaşırmış ve kitlenmişti.

"Yasin Bolat namı diğer Kurt sizin eşiniz miydi?"

Amine hanım Cihangirin onayladıktan sonra Cihangir biyolojik babamı nereden tanıdığını anlattı.

"Yasin baba, bizim eğitimimizden sorumlu kişiydi. Bizi kendi evlatları gibi severdi.
Şehit olurken yanında Bizim tim ve ben de vardım. "

Son cümlesini kısık sesle söyleyen Cihangirden sonra masada sesler kesildi.

Çaylar içilmiş hava çoktan kararmıştı.

Evdekilerle vedalaşıp dışarı çıktık.

Son anda numaramı alan Amine hanım benimle bağlantısını kesmek istememişti.

Bir anne olarak hakkı olduğu için onu onaylayıp numaranı vermiştim.

"Bebeğim, kafanı dağıtmak ister misin?"

Eğer anladığım anlamda söylüyorsa ben varım. Kesinlikle fesat değilim (!)

"Olur sevgilim,gidelim fazlasıyla ihtiyacım var."

Geldiğimiz bara bakış atıp,homurdanan Cihangire döndüm.

Cihangiri tanıdığımdan beri,bar tarzı yerleri sevmezdi.

Bense böyle yerlere fazlasıyla bayılırdım.

Garsonun getirdiği içkilerimizi içiyorduk.

Kolumun dürtülmesiyle Cihangire döndüm.

Gösterdiği yere baktığımda Asude, orta yaşlı bir adamla öpüşüyordu.

İkmizde gözlerimizi oradan çekip dans edenlere baktık.

Cihangirin ettiği dans teklifini kabul edip dans alanına geldik.

Cihangir ellerini belime dolamış beni kendine yapıştırmıştı.

Ben, ellerimi sevdiğim beyin boynuna dolayıp başımı göğüsüne bastırmıştım.

Eve gelmiş rahatlamak amacıyla banyoya girmiştim.

Üzerime şortlu gecelik takımını giyinip tıkırtı sesleri gelen mutfağa girdim.

Gördüğüm görüntüyle yüzümde sırıtma oluştu.

(Acunun bir lafı vardır. Bilir misin evlat?HOAY MAŞALLAH)

Sessiz adımlarla gidip beline sarıldım.

Ben, Cihangirin sırtına küçük küçük öpücükler kondururken, o büyük ciddiyyetle patates kızartıyordu.

Bir patates kadar olamadık be.

Neyse zaten patatesten onu yeyerek intikamımı alırım.

Yemekleri yeyip mutfağı toplamıştık.

Salonda otururken kendimi bir anda Cihangirin kucağında buldum.

Aman aman nerelere geldik!

Kafasını boynuma gömüp küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı.

Niyetini anladığımda boynumu biraz daha açıp ona yer sağladım.

O zaman gece bizim gecemiz olsun!

Hellü

Bu bölümü ikinci kere yazıyom.

İlk silindi şimdi hemen atacam. Kontrol bile etmedim.

İnşAllah yayınlanar

Oy verin

Yorum atın ayol

Görüşürüz!