Bölüm 2

56 5 0
                                    

"ASYA !"

Annemin bininci bağırışına bininci defa
"GELİYORUM ANNE"
Diye cevap verdikten sonra odamdan çıkıp mutfağa ilerledim. Içeri girdiğimde herkesin yemeğine gömüldüğünü gördüğümde gözlerimi devirip masaya ilerledim.

"Kızım alt tarafı üstünü değiştirecektin niye bu kadar uzun sürdü ?"
Cevap vermeye bile tenezzül etmeden kardeşim Ege'nin yanına oturdum.

Ege benden sadece 1 yaş küçüktü. Küçük kardeşten çok her şeyimi paylaşabileceğim bir arkadaş gibiydi benim için. Bu sene sınava hazırlanıyordu ve hedefi benim gibi olmaktı. Inek bir öğrenci değildim ama gerçekten başarılıydım.

Yemeğimi büyük bir istahla yerken Ege
"Yarın sevgilimle buluşucam. Benim adıma plan yapmayın lütfen." Demesi, yemeğimin boğazıma kaçırıp beni gürültülü bir şekilde öksürtmesine neden olmuştu. Dikkatleri Ege'den bana dönmüştü. Iyi olduğumu belli etmek için elimi kaldırıp suyundan bir yudum aldım.

Cinsiyet ayrımcılığı en sinir olduğum şeydi. Ben bu cümleyi kursam babam muhtemelen beni öldürüldü ama oğluna gelince
"Peki canım." demekle yetinmişti. Bu cevabı Ege'nin sorusundan daha da şaşırtmıştı beni.

Babamın iyi günü olduğuna kanaat getirip "Bugün Ceyda'larda kalabilir miyim?" diye sordum. Tamam kardeşimin bu kadar rahat benim bu kadar kasılıyor olmam çok acaipti ama hayat böyleydi. Annemlere bu ayrımcılığı her dile getirdiğimde "Biz sana güveniyoruz. Çevreye güvenmiyoruz tatlım." Derlerdi. Tamam haklılar ama beni bu kadar sık boğaz etmelerini gerektirmiyor.

Annemle babam kısa bir süre bakıştılar. "Her gün birliktesiniz zaten ne gerek var ki?" Konuşan annem olmuştu. Istemsizce ağzım beş karış açılmıştı. 'Şaka mı yapıyorsunuz?' bakışı atarak hızla masadan kalktım. Sinirimi odanin kapısından çıkararak sertçe kapattım. Yatağıma uzanıp sinirden ağlamaya başladım. Normalde sulu göz bir insan değilimdir. Duygusallık bende pek sökmez. Ama sinirlenince kendime hakim olamıyordum.

Telefonum çalmaya başlayınca burnunu çekip telefonu açtım.
"Kızım nerdesin ya?" Arayan Aslı'ydı.
Hafif ağlak bir sesle "Annemlerle tartıştık da."
Atay ailesinin kavgaları meşhurdur zaten.
"Anladım. Haber verirsin öptüm." Tamam deneme fırsat kalmadan telefonu kapattı.

Yatağımda oturup yastığımı sıkıca kendime sardım. Kapı yavaşça tıklanıp açıldı. Ege başını kapıdan uzatıp "Gelebilir miyim ?" diye sordu. Hafifçe başımı salladım. Gelip yanıma oturdu. Elini omzuma atıp sıktı. "Bana mı kızdın abliş?" Sırıttım.  Aramızdaki yaş farkı az olduğundan bana genelde Asya falan derdi. Benden bir şey isteyecek olsa ya da kötü bir şey yapsa abla derdi ve bu beni güldürürdü.

Kafamı çevirip yüzüne baktım. Gerçekten yakışıklı bir çocuktu. Kendimi güzel bulmazdım. Yani ortalama bir güzelliğim vardı. Bunun yanında obur olmam benim için dezavantajdı. Hafif kilolulardandım ama bunu kafama takamayacak kadar yemek için yaşıyordum. Benim yanımda Ege çizilmiş gibiydi. En çok burnunu beğenirdim. Bu özelliğini de annemden almıştı zaten. Bense daha çok babam gibiydim.

"Sana niye kızıyim şapşal. Tabi ki Duru'yla buluşucaksın bu senin en doğal hakkın. Benim kızdığım şey sana tamam bana hayır denmesi. Her konuda." dedim. Haklısın der gibi baktı. O sırada açık kapıdan babam kafasını uzatıp "Ege'cim bizi ablanla yalnız bırakır mısın ?" Dedi. Ege başını sallayıp ayağı kalktı. Babam da içeri girdi ve geçmesi için Ege'ye yol verdi. Babam karşıma geçtiğinde Ege çoktan çıkmış ve kapıyı çekmişti.
"Tatlım .." sözünü kesip
"Yine 'Tatlım biz sana güveniyoruz çevreye güvenmiyoruz' edebiyatına gireceksen hiç başlama."
Bu sözünün ardından biraz durdu. Muhtemelen bu kadar sinirlendiğimden  haberi yoktu ya da kapıyı dinleyip bana hak vermişti. O bir Murat Atay'dı. Dengesiz ve bir o kadar kararlı bir adam.
"Bu kadar gitmek istiyosan git sonra konuşuruz bu konuyu." Dedi ve çıktı. Sanırım abarttıklarını fark etmiş ve bana hak vermişlerdi. Olmasa bile böyle düşünmek her zaman iyi geliyordu. Alt tarafı bi alt katımızda oturan arkadaşıma gidecektim. Tabi ki ben haklıydım.

Babam odamdan çıktıktan sonra göz yaşlarımı silip dolabıma yöneldim.

"UZUNER" yazan 36 numaralı kapının ziline bastım. Bir süre sonra Betty Boop'lu pijamalarıyla Ceyda kapıyı açtı. Beni beklemediği her halinden belliydi. Bir an gözleri parladı ve
"Seni beklemiyordum ama iyi ki geldin. Sana müthiş bombalarım var." diyerek beni içeri çekti.

Multimedya Ege
-Z

DomuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin