sevgilim, seni sevmek; bütün yıldızları kucaklamak gibi.

266 18 62
                                    

Evet, farkındayım sessizim. Hatta çok sessiz biriyim, o kadar ki ağzımı açıp konuşamıyorum sanki kafasına aldığı darbeden sonra kendi dilini unutan insanlar gibiyim. Gerçi ben kendi dilimi değil, ağzımın içindeki dilimin varlığını unutmuş; konuşmayı küçük yaşta bırakmıştım. Küçük dediğime bakmayın, 10-11 sene anca olmuştur, beni bu sessizliğime iten kişiyle karşılaşmam.

O zamandan beri sadece gözlerimle konuştum, göz dilinden anlamayanlarla kelimelere sığındım aynı yağmur yağarken ıslanmamak için girdiğimiz bir kafe ya da çatı altı gibi. Bu sayede Edebiyata merak saldım ve baktım ki hep aynı şekilde devam edemem, eğer konuşmama engelse dilim; yazmaya müsaitti her zaman elim. Bu yüzden gülümsemekten hiç vazgeçmedim ve hep bir defter taşıdım yanımda, ilham aldığım her sesten; her gülümsemeden ve her çiçekten yazdım.

Çünkü fark ettim ki mühürlenmiş dilim, kelimelerle dans etmeme engel değildi. Tek engel kendimi kısıtlayan bendim, zaten herkesi kısıtlayan kendisi değil midir? Bunu yapamayacağına inandırdıktan sonra kendini ne kadar istesen de yapamazsın zaten. O yüzden çıkarmak gerekir umutları toprağın altından, onlardan kaçmak sadece bir yere kadardı ve bu emin olun çok yorucuydu.

Ben de bunu bir süre sonra kavramış ve kendimi kitapların dünyasına adım atarken bulmuştum. Sıkıcı bulmayın bu o kadar güzel, hoş ve heyecan vericiydi ki, o zamana kadar kitap kapağını açıp içinde kendimi kaybetmediğim için çok kızmış, hayıflanmıştım. Ama şimdi kendimle gurur duruyordum çünkü hem yazı yazıyor, hem de kitap okuyordum.

Tabii hayat, evde oturarak ve bir kenarda sıcak kahve ile birlikte kitap okuyarak geçmiyordu. İster istemez evin içinde boğulurken buluyordum kendimi. İnsanoğlu işte kendini bir şeyle tatmin ettikten sonra daha fazlasına ihtiyaç duyuyor, duymasa da başka uğraşlar arıyordu. Eh, benim aramam da evden dışarı adım atıp bir iki arkadaş edinme çabasıydı, bir de kardeşim gibi olan Jongin'i saymazsak.

Benim aksime o, kimseyle arkadaşlık kurmamı istemiyordu çünkü biliyordu bir darbe daha alırsam kesin yıkılacağımı. Kırılgan yapımı bilen bir o vardı, bir de şimdi mezarda olan ailem. Gerçi onların dilleri yoktu, benim aksime. Benim olsa bile konuşamazken onlar varken yerin altında nasıl konuşacaklardı, öyle değil mi? Bu düşünce sinirimi bozarken ufak bir kıkırtı doldurmuştu sessiz odayı.

O sırada banyodan yeni çıkmış ev arkadaşım olan ve benden iki yaş küçük olan Jongin saçlarını kurulayarak odaya girmişti, benim kıkırdayan halimi gördüğünde ne olduğunu sorar gibi bakmıştı. Dedim size artık çözdüm insanların bakışlardan ne demek istediğini veya da ne diyeceğini. Omuz silktim, bir şey yok dercesine o da benim gibi umursamadan üstüne kıyafetlerini giymek için kapıya adımlamıştı, ta ki bir şey hatırlayana kadar.

Sanırım üstümdeki özeni fark etmiş olmalıydı, çünkü o kadar dikkatli bakıyordu ki bir an için çıplağım sandım. Kaşlarımın biri benden izin almadan havaya kalkarken yanıma adımlamıştı, yüzündeki şüphe bir şeyleri anladığını belirtiyordu. Ufaktan tırsmadım desem yalan olur.

"Junmyeon, lütfen bana bir iş bulduğunu ve çalışmak için çıktığını yazma."

Tam dediği gibi olmuştu, içimden küfürler yağdırırken arkamdaki kağıdı buruşturmakla meşguldüm. Bu uzun sürmemişti zaten sesi duyduğu gibi hızla elimden kapmış ve yazdığım yazıyı okumaya başlamıştı, kendimi şimdiden rolüne hazırlanan bir tiyatrocu gibi hissediyorum ama üzgünüm Jongin, bu işe gitmeye ihtiyacım var. Hem de olduğundan çok daha fazla.

Kağıttan kafasını kaldırıp bana onaylamayan bakışlar atarken gözlerimi doldurmuştum, ellerimi birbirine kenetlerken yalvarır bir şekilde bakıyordum. Küçük velet! O kadar dediğim dedik biriydi ki benim ondan büyük olmama rağmen sözüm geçmiyordu, bu yeterince sinir bozucu değilmiş gibi bir de küçük çocukmuşum gibi üstüme titriyordu. Sinirimi bir kenara bırakırken bütün oyunculuk hünerlerimi ortaya koyuyordum.

Gözlerinden kısa anlık geçen zayıflıkla emindim biraz daha onu zorlarsam iradesini kırıp bu işi başaracağımdan. Derin bir iç çekiş ardından, ellerini şakaklarında gezdirdi. Emin olun ki ona yük olmak istemiyordum, her zaman çalıştığı için kendini yıprattığının farkındaydım hem de fazlasıyla ama o, ona yardım etmem ve özgüvenim varken dış Dünya'ya adım atmam gereken yerde beni kısıtlıyordu.

Korumacı kardeş tiplemesinin farkındaydım ama bu da bir yere kadardı, ben de bir can taşıyordum en nihayetinde. Canım çok sıkılmıştı, ne vardı yani izin verse? Bakışları hala aynıyken kararlı halimin uçup gittiğini hissettim. Omuzlarım istemsizce düşerken tekrar dostum olan kitaplara yönelmiştim, sanırım bana düşen yine okumak ve yazmaktı.

"Tamam, kabul ederim-"

Duyduğum şeylerle yüzüm mutlu bir hal alırken hızla arkamı dönmüştüm. Sevinçten ellerimi çırpıp tepindiğimin farkında değildim ta ki cümlesini devam ettirene kadar. "Bir kaç şartım var, bunlara uyarsan istediğin gibi çalışabilirsin." Tamam, kuralları kötü değilse eğer onun kendi kafasında tartıp yaptığı kurallarla oyunu oynayabilirdim.

"İlk olarak söylüyorum, vardiyalı bir iş istemiyorum. Çünkü biliyorsun eve gelince senin yemeklerinden yemeden dinlenemiyorum, ha bir de gülümsemen tabii." Kafamı gülümseyerek salladığımda şimdiden kolları altındaki yerimi almıştım, ahh cidden onu ve güzel sevgisini seviyordum. "İkinci olarak Yunyun'dan başka hiç bir pastaneden alış veriş yapmayacaksın, işe seni getirip götüreceğim ve en önemlisi kendini yormayacak bir iş seç."

Kafamı aşağı yukarı salladığımda kollarımı beline sardım, yanımda olan tek kişiydi ve onu seviyordum. Ailem gibi olmuştu, gibi demeyeyim o, benim tek ailemdi. Tek istediğim şey şu yalnızlığından kurtulmasıydı, eğer bulacağım bir işte gözüme birine kestirirsem kesinlikle ona yapacaktım.


asla medyadaki şarkıyı dinlerken birden aklımda oluşmadı bu hikaye alakası yok..

neyse işte ya, böyle bir şey yazmaya başladım kısa hikaye olacak belki 5 bölüm belki de 10 tam olarak karar vermedim.

hatam varsa çekinmeden yazın ve eksik gördüğünüz şeyleri de mutlaka söyleyin.

ɪ'ᴍ ɢᴏɴɴᴀ ʟᴏᴠᴇ ʏᴏᴜ ✓ [sesu + tamamlandı]Where stories live. Discover now