Hissedebiliyor musun Beni?

651 41 29
                                    

Ferman Beliz'in sesini duyunca kaldırdı başını. Kaç saattir ameliyathanenin önündeydi Ferman, Beliz de onu bir an bile yalnız bırakmamıştı. Şimdi elinde iki tane kahve tutuyordu, birini Ferman'a uzattı. 

"Al iyi gelir, açılırsın." Dedi Beliz. 

Ferman yorgun gözlerle elinden kahveyi aldı. 

"Çok teşekkür ederim." 

Beliz de kendi kahvesi elinde Ferman'ın yanına oturmuştu. Ferman'ın siyah saçı dağılmıştı, mavi gözleri kızarıktı ve önüne bakıyordu. Derin bir iç çekti Beliz, onun bu hâli çok etkilemişti onu. 

"Ferman, biliyorum aklın Ali'de ama böyle olmanın Ali'ye bir faydası yok sen de biliyorsun." 

"Ne yapayım Beliz? O hâli aklıma geliyor, kuş gibi titriyordu ya kollarımda üstü başı kan içindeydi, gözlerimin önünde septik şoka girdi ben... Beliz o benim kardeşim, ailem, dünyada en çok sevdiğim insan... Çocukken hep bana hayrandı, hep senin gibi olmak istiyorum abi derdi bana, zaten ben doktor olduğum için doktor olmak istedi aslında... Ben o üniversiteye başlayınca Amerika'ya gittim intörnlük ve asistanlık için, evet kocaman olmuştu evet o ısrar etti git diye Amerika'ya ama ben gitmeseydim Ali'yle kalsaydım, 4 sene yalnız bıraktım Ali'yi kardeşimi, Beliz ben... Ben kardeşimi bıraktım, yalnız bıraktım Ali'yi, Beliz ben kardeşime bir şey olursa ya kardeşimi bir daha göremezsem ben..." 

"Ferman."

Beliz elini Ferman'ın elinin üstüne koydu. 

"Ferman bak şimdi ben sana ne olacağını söyleyeyim. Ali o ameliyattan çıkacak, Adil Hoca diyecek ki durumu gayet iyi, sonra Ali iyileşecek sen de hep yanında olacaksın kardeşinin. Hatta bu hastanede o da asistanlık yapacak, sen de o zamana uzman cerrah olmuş olursun hatta, birlikte kutlamaya gideceksiniz, sen bunların hepsini göreceksin çünkü Ali yaşayacak, Ferman." Dedi Beliz net bir sesle. Ferman yaşlı gözleriyle onun çakır mavisi gözlerine baktı. 

"Gözlerin deniz gibi biliyor musun? Böyle hani bir sahilde yürürken başını sağa çevirirsin de sularını görünce bütün dertlerinin uçup gittiğini ve umutla dolduğunu hissedersin... Öyle bir deniz. Bana karşı ne hissedersen hisset ya da ne istersen iste sana çok teşekkür ederim... Beni yalnız bırakmadığın için Ali içerideyken yalnız olsaydım delirirdim herhalde..." 

Beliz gözlerinde derin bir bakışla Ferman'ın gözlerine baktı... Bir şey diyecekti sanki Ferman'a, ağzını açtı ama o sırada ameliyathanenin kapısı açıldı. 

Ferman ayağa fırlamıştı, Beliz'le birlikte. Adil Hoca içeriden çıkan ilk kişi olmuştu. Hakan da arkasından geliyordu. 

"Hocam A-Ali nasıl?" Diye sordu Ferman sesi titriyordu ona bakarken. 

Adil Hoca ona yorgunca baktı, elini koluna koydu. 

"Ameliyat iyi geçti. Ali'nin uyanması ne kadar sürer bilmiyorum ama iyi olacak kardeşin merak etme." 

Ferman gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, ufak bir dua mırıldandı. Sonra gözlerini tekrar açarak kırmızı gözlerde Adil Hoca'ya baktı. 

"Hocam çok teşekkür ederim, kardeşimi kurtardığınız için size ne kadar teşekkür etsem bilmiyorum..."

Adil Hoca Ferman'ın tuttuğu kolunu güvence vererek sıktı. Yüzünde bir tebessüm vardı. 

"Teşekkür etmene gerek yok evladım, benim mesleğim bu. Sen şimdi git bir yüzünü yıka, biz de Ali'yi yoğun bakıma geçirelim, anlaştık mı?" 

"Hocam Ali'yi bir görseydim..."

"Yoğun bakıma geçirelim, görürsün kardeşini. Hadi Ferman, toparlan." Diyerek gitti Adil Hoca. 

Portakal ÇiçeğiWhere stories live. Discover now