Geçmişten Esen Rüzgârlar

705 36 7
                                    

"Fer-the-man n'aber ya?"

Ferman duyduğu bu sesle elindeki şırıngayı bırakarak yanına baktı. Doruk orada ellerini kavuşturmuş ona bakıyordu.

"Gördüğün gibi nöbetteyim." Dedi Ferman derin bir nefes alarak.

"Sen kaç saattir acildesin ya?"

Ferman bir elini saçlarının arasından geçirdi ve derin bir iç çekti.

"Otuz altı olacak neredeyse."

"Acilde uzun nöbeti gerektirecek bir konu yok, bir asistan için fazla uzun bir nöbet süresi değil mi bu?" Dedi Doruk, şaşırmıştı.

Ferman da aynısını düşünerek ona baktı.

"Bana da öyle geldi ama işte...  Hakan Hoca acilde kal dedi. Sanırım bir yarım saat sonra gidebilirim, uykudan ölmeden önce." Dedi Ferman saatine bakıp.

"O zaman acilden çıkınca gel asistan odasına kahve içip ayılırsın. Bizim hastalar da şimdilik stabil zaten..."

"Ferman? Nöbette olman gerekiyor arkadaşınla lak lak etmen değil."  dedi arkadan bir ses ve ikisi de sese döndüler.

"Hocam şey acil çok rahattı zaten ben de belgeleri getirmiştim danışmaya..."

"Evet hocam zaten nöbeti bitmek üzereydi ben de merak edip bir bakayım dedim." Dedi Doruk da.

Hakan onları net gözlerle izliyordu.

"Doruk 1550 numaralı odadaki hastayı btye götür, Ferman sen de sabah altıya kadar buradasın." Dedi Hakan.

Ferman ve Doruk şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.

"Hocam kırk sekiz saat nöbet sizce de ekstrem bir durum yokken fazla değil mi?" dedi Ferman.

Hakan tek kaşını kaldırdı.

"Hocan senin sabah altıya kadar acilde olman gerektiğini söylüyor Ferman, hocana karşı mı çıkıyorsun yoksa?"

"Tabii ki çıkmıyorum hocam." dedi Ferman ama sesi gergindi.

"Güzel. Doruk, sen de çabuk fırla. Hadi." dedi Hakan ve acilin çıkışına ilerledi.

"Ne oluyor ya buna neydi bu şimdi?"

Ferman derin bir nefes aldı, gözlerini kısarak Hakan'ın silülietine baktı.

"Benimle bir meselesi var ama anlamadım." dedi Ferman.
**
Beliz yorgun bir şekilde montunu almış hastanenin koridorlarında hastanenin lobisine doğru yürüyordu. Neredeyse iki gündür Ferman'ı görememişti hastanede, ya Beliz bir yerlerde oluyordu ya o nöbette. Tam arabasının anahtarını çıkarıyordu ki biri hafifçe kolundan tutup kendine çevirdi. Beliz önce şaşırmıştı ama tanıdık mavi gözleri görünce rahatladı.

"Ferman! Seslensene ya korkuttun." dedi Beliz ama gülümsüyordu.

Ferman'ın da yüzünde bir sırıtış vardı. Beliz'i elinden daha da çekti, arada iki duvarın arasında ve bakıldığında görünmeyen bir kısma getirdi, gözleri parlıyordu.

"Kusura bakma, görünce dayanamadım." dedi Ferman.

Beliz uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurdu.

"Hep nöbetteydin bir göremedim seni." dedi Beliz bir eliyle hafifçe Ferman'ın boynunu okşarken. Ferman onu bir daha öptü.

"Hakan Hoca bayağı nöbette tuttu ancak çıktım. Çok özledim seni." dedi Ferman.

Beliz'i uzun uzun öpünce Beliz kafasını kaldırıp ona baktı.

"Ben de... Biri görecek şimdi ama." dedi Beliz

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 11, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Portakal ÇiçeğiWhere stories live. Discover now