47. Bölüm

22.5K 2.4K 1.1K
                                    

:)

Geçiş bölümü olduğu için pek uzun değil. Daha doğrusu normal bir bölüm uzunluğunda. Şimdiden söyleyeyim de.

*Yazgı Beren* 

"Yazgı?"

İkimiz de aynı anda sağ tarafımıza dönünce bize kırgın ve şaşkın bir şekilde bakan Yankıyı görünce bir an şu anın gerçekliğini sorgulamadım değil.

Rüyadayım değil mi?

Gözlerimi bir kaç defa kırpıp kendime sert bir tokat attım. 

Ama yanağım yanmaya başlayınca, olayın ciddiyetini kavrayıp bu defa daha sert bir şekilde Poyrazın yanağına geçirdim.

Beni konu ne olursa olsun ne hakla öpebilirdi? 

Gülüp elini yanağına koydu ve yüzünü buruşturdu. "Ooo bu acıttı işte." dedi alayla.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Ben kalkar kalkmaz Yankı aramızda bir kaç adım bırakacak şekilde yanımıza geldi. 

Yüzündeki o ifade o kadar tuhaftı ki nedense ben de ağlama isteği uyandırıyordu. 

"Aaa Barıncığım hoşgeldin." diyerek ayağa kalktı Poyraz da. Ama daha doğru dürüst ayakta duramadığı için tekrar yere yapışınca kolundan tutup sabitledim. 

Şu an ağzını yüzünü kırmak istiyordum ama zaten olabilecek her şey olmuştu. Kendisi dağıttırmıştı yüzünü.

"Ne işin var senin burada?" dedi Yankı sert çıkan sesiyle. 

Hangimize dediğini anlamak için ona döndüm ama bize bakmak yerine gerilmiş çenesiyle arkamıza doğru bakıyordu.

Bana hesap sorabilecek bir mevkide olmadığına göre Poyraza sormuştu büyük ihtimalle.

Poyraz elini ağzına götürüp sahte bir şekilde utanmış gibi bir şekilde gülümsedi. "Hiçbir şey düşündüğün gibi değil canım kardeşim. Yanlış anladın." dedi çekiniyormuş gibi bir sesle.

Benim kaşlarım anında çatılırken, Yankı kaşlarını 'yok ya' der gibi havaya kaldırmıştı.

"Merak etme hiçbir şeyin düşündüğüm gibi olmadığını biliyorum. Senin gibi bir şerefsiz söz konusu sonuçta." dedi ve bana döndü.

"Daha yeni ne oldu Yazgı?" dedi daha yeniye göre yumuşak ve meraklı çıkan sesiyle.

O kadar tuhaf bakıyordu ki hem bir çocuk kadar kırgın hem de baya sinirli. 

Boğazımı temizleyip Poyrazı işaret ettim elimle. "Görünen köy kılavuz ister mi sence? Şunun haline bak, aklı başında bile değil." dedim sinirle kaşlarımı daha da derinden çatarken.

"Ayıp oluyor ama Beren." 

"Kapat çeneni." Yankıyla aynı anda yüksek sesle Poyrazı uyarmamız üzerine, Poyraz kaşlarını havaya kaldırıp bize bakmaya başladı.

"Aranızda bir şey mi var sizin?" dedi birden bire.

Ne? Ne alaka şimdi? 

Ben ona boş boş bakarken, Yankı da bir şey demiyordu. 

"Basit bir soruydu. Bu kadar düşünmeye gerek yok. Evet veya hayır diyeceksiniz." dedi Poyraz aradan geçen uzun bir sessizliği bozarak. Şişmiş ve morarmış gözünü kısmış ikimize bakıyordu.

Göz ucuyla Yankıya baktım. Çatık kaşlarıyla Poyraza bakıyordu o da.

Ne onun ne de benim cevap vereceğimiz yoktu. Bunu anlayınca derin bir nefes alıp yere eğildim ve yerde ki sweati elime aldım. 

Korhanlar ||tamamlandıOnde as histórias ganham vida. Descobre agora