5.Bölüm.

187 17 0
                                    

Gerçekten de burası çok güzel bir yer. Her ihtiyacım olduğunda birşey hakkında bir karara varmak için buraya gelir ve düşünceler dünyamın kapılarını buradayken açar ve sonunda rahatlamış bir şekilde ayrılırdım buradan... Etrafımız sarı ve kırmızı renklerden oluşan lalelerle çevrili ve daire şeklindeki genişçe bir gül topluluğun ortasında bir çardak, aynı zamanda buram buram deniz kokan ve insanın kulaklarını okşayan dalgaların karaya çarpış sesleri... Geçmişten farklı olan tek şey ise yanımda bu güzeller güzelinin bulunması.
"Akşama kadar sırıtarak orada mı bekleyeceksin"
Gülümsediğimi yeni fark ettim ve hemen ciddiyetimi takınıp kendimi harekete geçirdim. Midori bir oturup bir ayağa kalkıp çocukça hareketler yapıyor aynı zamanda hayranlıkla manzarayı seyrediyor. Midori... Aynı ismin gibisin... Gece karanlığında bana yoldaşlık eden mavi ışığım evet isminin anlamı buymuş 'mavi ışık' midori... Sana sevgimi nasıl ilan edebilirim. Sen kalbime kendini her saniye daha çok yerleştirirken reddedilme korkusuyla sana nasıl itiraf edeceğim. Kızların peşinden ayrılmadığı Sasukeyi düşürdüğün hale bak... Gözlerine bakarken bile midori ismini verdiğim ve bana seni andıran o labirente her seferinde giriyorum...
"Bana çok düşünmek zararlıdır diyen sen değilmiydin. Yanılıyormuyum yomsa... Manzaranın keyfini çıkar azıcık. Tamam anladık cool çocuksun ama bu kafanı kaldırıp manzarayı seyretmene engel değil diyilmi"
Manzara... Sen yanımda olduğun sürece ben hep bakmaya doyamadığım o manzarayı seyrediyorum zaten... Keşke bunları şuan sana söyleyebilsem.
"Buranın en çok neyini sevdin midori"
Bir ara bakışlarını önümüzdeki masaya sabitledi ve sonra dönüp denizi seyretmeye başladı.
"Kokusunu ve onun varlığını"
Deniz kokusu ve denizin varlığı, çiçeklerde olabilir... Belki de toprak ve onun buram buram toprak kokusunu...
"Seni burada bulacağımı biliyordum. Bulmakta zorlanmadım.Naruto nun sesini duymamla başımı ona çevirmem bir oldu... Elinde ve bileğinde sargı bezi var.
"2. Gündür nerdesin daha doğrusu neredesiniz ve neden yaralısın"
Benden sakladıkları çok şey var. Öğrenmek istiyorum artık insanların benden neler sakladıklarını.
"Hiç işim vardı. Lütfen zorlama Sasuke özel lütfen..."
Özel demek. Bileğindeki bu sargı, özel bir işin bırakacağı türden bir eser değil. Naruto senin benden sakladığın şey ne. Ne saklıyorsunuz benden.
"Şey demek için geldim. Yarın nede olsa hafta sonu beraber sinemaya gidelim... Neyse şimdi ben gideyimde kurumlar baş başa kalsınlar"
Utancımı yüzüme yansıtmamaya çalışarak midoriye döndüm. Yüzü domates gibi olmuş. Çok tatlı... Böyle tatlı olmayı nasıl beceriyor... Yoksa sadece benmi onu her halinde tatlı buluyorum.
"N-ne bakıyorsun."
Kısa süreli ve küçük çaplı bir kahkaha attım. Midori ellerini iki yanına koyup kızgın kızgın bana baktı. Bu hali bile o kadar tatlı ki içim kıpır kıpır ediyor... Yüzünde sinsi bir bakış oluşunca ne oldu der gibi yüzüne baktım. Parmaklarını havaya kaldırıp bana doğru bir adım attı. Çardak da oturduğumuz için aramızda birkaç adım vardı zaten. Tam konuşacakken ayakları birbirine dolandı ve düşüşe geçti onu tutup kucakladım. Yüzlerimiz çok yakın. Midori nin gözleri kocaman olmuş bana bakıyor... Dudaklarımı onunkilerle birkaç saniyeliğine buluşturup geri çektim.
"Benim tikim yok sakar hanım"
Hala şaşkın şaşkın bana bakarken aniden geri çekilip arkasını döndü.
"Bir daha böyle birşey yapma sasuke"
Gerçekten istemedimi onu öpmemi. Hiç mi hoşlanmadı benden. Bukadar yakın davranması... Sadece arkadaş olarak mı görüyor beni.
"Özür dilerim mido-"
"Ben peşinde dolanan kızlar gibi değilim sasuke beni onlara benzetme"
Sözünü sinirli bir şekilde konuştuktan sonra hızla yanımdan ayrıldı... Peşinden gitmeye yüzüm olmadığı için arkasından bakakaldım... O bana karşı hiçbir sevgi beslemiyor, oysa ben ona aşık oldum, hem de bukadar kısa bir sürede. Gülüşü, kızışı, çocuk çocuk hareketleri, bakışları, masmavi saçları ve gözleri... Ben ona aşık oldum... Eve geldiğimde saat akşam on bir di. Annem telefonla konuşuyor. Kapıyı sessizce açıp kapadığım için beni duymadı.
"Hâlâ eve gelmedi Midori, naruto seninle olduğunu söylemişti"
Aslında gizlice odama gidicektim ama onun ismi adımlarımı salona çevirdi. Beni görünce telefona sessizce birşeyler söyleyip kapattı.
"Oğlum sen nerdesin. İnsan bir arar haber verir. Meraktan öldüm."
Ne diyeceğim şimdi ben anneme. Midoriyi öptüm çünkü onu seviyordum ama o sevmiyormuş bende bu yüzden akşama kadar tek kalmak istedim. Diyemezdim de.
"Hava aldım"
Sözlerimi bitirir bitirmez odama çıktım. Biraz uyku iyi gelebilir... Sabah uyandım ve duşa girdim... Dünki olanlar aklıma geldikçe üzülüyorum. Midori, gerçekten hiç mi sevmedin. Hoşlanman dahi yeterdi bana, zaten zamanla severdin. Düşünme bunları sasuke, sevmiyorsa zorla değil... Saatin erken olmasına rağmen evden çıktım. Anneme biraz gezeceğimi söyledim. Başta bir derdim olduğunu ve kendisine anlatmamı istedi ama olmaz anlatamam... Saat onbir buçuk ve etrafta kimse yok... Yemek yemediğim için bir lokantaya girip ekmek arası ve kola alıp her zamanki yerime nadir insanın gelip geçtiği ve hep rahatlayabildiğim yere geldim. Çardağa oturup aldıklarımı önüme koydum. Kolayı açıp köfte ekmek arasını paketinde çıkartıp yedim. Doyduğumda biraz ilerideki çöp kutusuna çöpleri atıp az önceki yerime geri döndüm... Çardağa uzanıp gözlerimi kapattım. Çok güzel  bir meltem var havada... İnsanın yüzüne her çarpışında sıkıntılarını silip süpürüyor adeta. Çiçeklerin ve denizin kokusu onları unutturmaya yetiyordu insana, her ne kadar buradan ayrılıp başka bir yere gidince tekrar hatırlayacak olsam da buranın güzelliği en azından acısını dindiriyor...
"Görmeyeli çok değişmişsin"
Bu ses bir kızın sesi ve bana çok tanıdık geliyor... Gözlerimi açmadan sadece ne yaptığını dinledim. Ayak seslerine bakılırsa karışıma oturdu.
"Ne istiyorsun?"
Bir sorudan çok git buradan anlamı taşısada söylediklerim onu kırıp kırmamak pek umurumda değil. Ben buyum, birisi üzülmesin diye kelime seçicek birisi değilim. O anda ne söylemek istemişsem onu söylerim.
"Bir kuzen, kuzenini uzun zamandır görmemişse ondan ne isteyebilir"
İstemsizce kıkırdadım. Mutluluktan olmasa da dudaklarımdan gülme sesi çıktı sonuçta. Bu kuzenim katara. Ne kadar uzun süre görmemiş olsakta, hatta gözlerimi açıp ona bakmamış olsamda konuşmasından tanırım. O her ortama ayak uydurabilecek biri. Narutonun yanındayken oldukça şirin, benim yanımdayken de bir okadar soğuk...
"Uzun zaman oldu. Ne zaman geldiniz"
Gözlerimi açtım ve oturur pozisyona geçtim. Dirseklerini masaya koyup yüzünü avcılarının arasına almış bir biçimde beni süzüyor.
"Bu sabah geldik. Annen canının birşeye sıkkın olduğunu söyledi. Benimde aklıma burası geldi."
Annem zaten benimle ilgili herşeyi herkese duyurmayı çok seviyor. Herkesin annesi böyle mi acaba. Sanırım evet... Katara nın annesi de böyle hele naruto nun annesinden bahsetmek bile istemiyorum...
"Beni rahatlatan sayılı yerlerden bir tanesi burası."
"Buraya gelirken az ileride bir kız gördüm. Mavi saçlı ve mavi gözleri vardı. Seni izliyordu. Sorunun omu."
Başımı olumlu anlamda salladım. Demek o burada veya buradaydı. Etrafımı süzüp onu aradım ama anlaşılan gitmiş. Demek beni izliyordu.
"Boş boş bakınma. Az önce gitti. Seni izlerken bende bir süre onu izledim... Belki şuan hala buradadır. Heeey mavi göz gelsene tanışalım"
Son cümlesini bağırarak söyledi. Tek kaşımı kaldırıp onu izleyince gülümsedi... Olanları ona anlatınca gözleri kocaman olmuş bir biçimde bana baktı. Ne var diye bakınca eski haline geri döndü.
"Kız kendisin tek kullanımlık olarak görmenden korkmuş. Önce sevdiğini söyleseydin ya şapşal"
Sen kesinlikle istediğim kişiliğe sahipsin. Kendi dünyama kapılarını mühürleyip kimsenin girmesine izin vermediğim gönül sarayıma alacağım ilk ve son kişisin... Midori, sana nasıl itiraf edeceğim bana yardımcı ol...

Wote ve yorumlarınızı bekliyorum... Ayrıca ilk bölüm hariç diğer bölümler neden bukadar ilgisiz... Yazarın sevildiğini bilmesi hayal dünyasını daha iyi yansıtmasını sağlar. Ayrıca yarın YGS sınavım var... Sizden dua etmenizi istiyorum... Teşekkürler...

Aşk'a Acımayan SırWhere stories live. Discover now