0.5

597 23 0
                                    

Altay'dan

Arkadaşıma, onun gelmemi istediği bir restorana gideceğime dair söz vermiştim. Restoranın sahibi gerçekten değer verip sevdiği biri olduğundandır herhalde ki ismi geçen kişiyi öve öve bitiremiyordu. Restoranın yemeklerinin ne kadar güzel olduğundan ve çalışanlarının da çok düzgün insanlar olduğundan bahsediyordu. Eğer kendi restoranında çalışan kişilerden ve restoranın yemeklerinden bahsetseydi, bu kadar iyi anlatabilir miydi bilmiyorum. Çünkü bir an önce oraya gitmek ve anlata anlata dilde tüy bitirten yemeklerden yemek istiyordum. Hazırlıklarımı yaptıktan sonra birkaç arkadaşım ve ben hep beraber yola koyulduk.

Aslında sadece belli başlı yerlerde yemek yerdim çünkü gittiğim yerlerde rahat bir biçimde hareket edebiliyordum, aksi taktirde çekilecek olan fotoğraflardan, atılacak olan imzalardan yemeğimi yemem biraz uzun sürüyordu. İnsanların beni sevmesi ve benimle fotoğraf çekinmek istemesi çok güzel bir şey tabii ama bazen sadece yemek yemek istersiniz.

Nihayet varmıştık. Küçük sayılamayacak kadar büyük, büyük sayılamayacak kadar küçüktü.
Restoran dışarıdan gayet tatmin edici bir güzelliğe sahipti. İçeri doğru tam adımımı atacaktım ki, arkamda bana seslenen ve imza isteyen insanlarla karşılaştım. Yanımdaki arkadaşlarım beni içeri doğru sürüklüyor ve kalabalığı bu şekilde geride bırakacaklarını sanıyorlardı. Lakin tahmin ettiğim gibi ben nereye gidersem insanlar da oraya geliyordu. İstediklerini yapmam gerektiğini düşündüğümden onlara istediğini vermiştim. Yanıma bir beyefendi geldi. Bizi beklediğini söyledi ve hoş geldiniz diyerek bizim için ayrılmış olan masayı göstererek masaya doğru ilerledi. Arkadaşımın sözünü ettiği kişi bu beyefendi olmalıydı. Geldiğimiz anda tokalaşıp birbirlerine selam vermişlerdi, çok samimi gözüküyorlardı. Ondan başkasının olması beklenemezdi.

"Altay bak bu benim sözünü ettiğim Ahmet abim. Bu kadar iyi yürekli, kaliteli insan zor bulursun. Zamanında bana en çok yardım eli uzatanlardandır kendisi, üstelik beni hiç tanımadığı halde. Ahmet abi sana Altay'dan söz etmiştim zaten."

Benim hakkımda söylemiş olduklarını merak etmiştim. Ama sevdiği bütün insanlar hakkında aynı şeyleri söyleyecek olduğunu düşündüğümden bu konunun üzerinde durmadım.

"Biliyorum canım bilmez olur muyum hiç? Hakkında kendi oğlunu anlatır gibi konuştuğun kişiden başkası değil. Tekrardan hoş geldiniz oğlum. Kusura bakma seni görünce doğal olarak peşinden geldiler. Bunu engellemek adına da bir şey yapamadık."

"Hoş bulduk, merak etmeyin engellemeye çalışmanıza gerek yok. Bu beni mutlu ediyor, kendinizi kötü hissetmeyin."

"Düşünceli davranışın için sağ ol oğlum." diyerek yanımızdan ayrıldı.

Birkaç kişi daha bulduğumuz masaya doğru gelmişti, aslında pek çok kişi desem daha doğru olurdu.

"Altay Abi fotoğraf çekinebilir miyiz?"
"Bir imza atabilir misiniz?"
"Yeğenim sizi çok seviyor onun için şurayı imzalar mısınız?"
"Çocuklarla bir resminizi çekebilir miyiz?" "Sizin çok büyük hayranınızım lütfen bir fotoğraf çekelim."
"Benim için de burayı imzalar mısın lütfen?"

Gibi istekleri yerine getirişimin ardından nihayet kalabalık dağılmış ve yemek yiyebilecek duruma gelmiştim. Ahmet Abi de tekrar yanımıza geldi. Tam o anda menüye uzanacaktım ki, dün mağazada gördüğüm kız ile göz göze geldim. İlk başta yanlış gördüğümü sandığımdan ona bakmayı sürdürüyordum ki kafasını çevirdi. Oydu, gerçekti.

Dün konuştuğum kızdan başkası değildi karşı masada oturan kişi. Neden bilmiyorum ama ona bakmadan duramıyordum.

"Merhaba hoş geldiniz. Ne alırdınız?" sorusu ile ancak bakışlarımı onun üzerinden çekebilmiştim.

whitelotus | altay bayındır Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin