Bölüm 32

992 48 63
                                    

tae;

telefonum çaldı. bilmediğim bi numaraydı. telefonu açtım.

'' merhaba?'' dedim. jungkook hala şarkıyı kaydediyordu. ona bakıp gülümsedim.

'' senin hakkında mesaj attı'' dedi adam.

'' biliyorum'' diye mırıldandım.

'' sonraki kısım için'' diye kıkırdadı adam, '' hadi başlayalım.''

patlamış mısır kabını elime aldım. içinden bi tane alıp çiğnedim. '' Hızlı yap. Bunun uzun sürmesini istemiyorum." dedim.

Adam kıkırdadı, "hamile olmaktan sıkıldınız mı?"

'' ikizler'' dedim. "çok yorucu. Bitmesini istiyorum."

"Artık kürtaj yapamazsın," diye gözlemledi adam, "bunu biliyorsun, değil mi?"

"Ailesi halledecek," diyip omuz silktim. "ya o ya da yetimhane-" derken jinin bana doğru gelmesini gördüm. "Gitmeliyim. Burası kalabalık ve aşırı arkadaş canlısı bir Jin geliyor bana." dedim.

"O zaman şimdi Jimin'i arayacağım." dedi adam heyecanla.

"Bizi çabuk çıkar, Devid."


jimin;

yoongiye gülümsedim ve bıkkınlıkla gözlerimi devirmemek için arkamı döndüm.ayağımı sinirle yere vurdum. canım sıkılmıştı. o sırada telefon çaldı.yoongiye dışarı çıkıcağımı söyledim. telefonu açıp kulağıma götürdüm.

'' sıradaki aşama? sıkıldım'' dedim direkt.

'' tae de '' diyip güldü david. '' neden bu kadar sıkıldınız?'' diye sordu.

"Erkekler sıkıcı. Seks sıkıcı. Tae hamile. Çok yorgunum. Yeni projeye ihtiyacımız var. Hadi bu davayı değerlendirelim ve devam edelim. '' dedim sakin bir tonda.

"Yapacağız," diye mırıldandı Devid, "ama önce Yoongi sana yayınlanmamış şarkılarını gösterdi mi?" dedi.

'' evet'' diyip sırıttım. "bunları zaten kopyaladı. Bazıları kayıtlı bile değil."

"Harika," dedi david. memnun görünüyordu. "harika iş, Chim."

"Mandalina feromonları için teşekkürler," derken hoseok'un stüdyoda yoongi ile konuştuğu tarafa baktım. "bu yardımcı oldu. Bunun için beni fark etti.".

"Şimdi son vuruş," diye düşündü Devid, "fotoğrafları bana gönder."

"Tabii," diye onayladım, "onları bu gece göndereceğim."

Devid'in sesi açgözlüydü, "Birkaç şarkı daha çal."

"Deneyeceğiz," diyip iç çektim, "yakında görüşürüz, Devid."


tae;

midemde bir tekme daha hissedince sıçradım. onları susturmak için ellerimle karnıma vurmak istedim ama yapamadım. herkes etraftayken bunu yapamazdım. onun yerine çayımdan bi yudum aldım. susmayı bilmeyen namjoona bakıp sertçe gülümsedim.

gözlerim jiminle buluştı ve evet o da aynı derecede sıkılmış görünüyordu.

'' yarın annemle buluşacağım'' diyip yanıma oturdu jungkook. ''gelmek ister misin?''

ölmeyi tercih ederdim. bu zahmete ihtiyacım yoktu. gülümseyerek düşündüm ve başımı salladım.

'' ne lazımsa'' dedim.

yanağımdan öptü. onun gülümsediğini görmek için jungkooka baktım. gülümsemesine karşılık verdim. gülümsememin aynı gerçek gibi görünmesini umdum.





jimin;

esnedim,yorgunluk hissettim. jin ve namjoon'a baktım. namjoon'un yüzünde yumuşak bir ifade vardı, Jin ise vahşi jestler ve acele sözlerle bir şeyi tarif etti. namjoon derinden muazzam görünüyordu.

mutlu bir şekilde çiftleşen veya çıkan çiftlere baktığımda ne düşüneceğimi bilemedim. hayatımda hiç böyle olmamıştım. omuzlarımı dikleştirerek içimi çektim. ne ise o olmak için büyüdüm. Kaybedecek ve onu geride tutacak hiçbir şeyi olmayan. her şeyi ve her şeyi para için yaptım. Tek zayıflığım taehyung'du.

birinin yüzümü avuçlayıp dudağımdan öptüğünü hissettiğimde neredeyse bağıracaktım. ama yoongi olduğunu görünce ona karşılık verdim. herkesin bize mırıldandığını duydum. geri çekildiğimde, yoonginin bana gülümsediğini gördüm.

ama bu gülümsemeye karşılık veremedim.

PREGNANT// taekookWhere stories live. Discover now