Bunu neden yapıyorsun?
"Neden bahsediyorsun?"
Daha fazla uğraşma ve şuna bir son ver.
"Ne? ne diyorsun?"
Hayatına bir son ver ve bitsin!
Felix!
Kafasındaki sesleri susturdu ve yanındaki uzun saçlı arkadaşına döndü.
Beni dinliyor musun sen Felix?
Bulunduğu duruma baktı. Yoğun serum kokusuyla kendine gelip koluna bakmayı başardı.
Artık kendine çeki düzen ver. Bu durumdan bıktım, kendini düşünmüyorsun bari beni düşün Felix! her gün ne kadar üzüldüğümü görmüyor musun? bunu neden yapıyorsun? gerçekleri kabullenmekten neden bu kadar korkuyorsun ve her gün o prova odasında kendini öldürene kadar dans ediyorsun?!
"O beni sevmiyor Hyunjin"
Ben seviyorum Felix
Felix sonunda gözlerine baktığında ve yine o mükemmel gülümsemesini gördü. Yanaklarından aşağıya doğru göz yaşlarını akıtıyordu Hyunjin
"Hyunjin"
Hyunjin oturduğu rahatsız edici sandalyeden kalktı ve elini Felix'in yanağına götürüp okşadı. Yavaşca yaklaşıp dudaklarını yanağına bastırdı. Felix iyi hissetmeliydi, hayır iyi hissetmedi berbat hissetti. Sanırım bunu Hyunjin'in bilmesini istemedi. Hyunjin Felix'i öperken Felix'in aklında hâlâ Minho olduğu için berbat hissetti, Hyunjin veya herhangi biri onu her öptüğünde başka bir Felix kulağına Minho'yu fısıldıyordu.
Bir süre sonra Hyunjin dudaklarını çekti, aralarındaki mesafeyi açıp kapıya yöneldi ve Felix'e baktı. Bir gülümseme sunup odadan çıktı.
Felix kafasını yastığa bastırdı, Hyunjin'den hoşlanmıyordu hâlâ Minho'yu düşünüyordu. Hyunjin'i göz önünde bulundurmak daha da canını acıttı.
Şeytan mısın sen?
"Sanırım"
