Bölüm 4 Labirent:

18 5 51
                                    

  Korkusunu dışa vuramıyordu, ya da vurmak istemiyordu...

   Bazı gerçeklerle yüzleşmek, can acıtsa da hayatınızı ipten alır. Tüm bu olanlara dayanmak, her yiğidin harcı değildir. İşte bu yüzden gerçekler, her zaman bir adım öndedir. İstesen de istemesen de her zaman hayatının bir parçası olarak kalacaktır.

Zil sesiyle irkilmiştim. Ders bitmişti ama ben olanları düşünmekten dinleyememiştim. Yaşadığım şok hala geçmemişti yorgundum, bitkindim. Birden kevinin koluma vurmasıyla ona baktım.

"Heyy! Mara kendine misin kızım? Dersi de dinlemedin."

"Kev sabahtan beri yorgunum diyorum ya! İyiyim işte."

"Tamam be niye kızıyosun. Küserim bak!"

"Aptal, kızmadım hadi kafeteryaya inelim, çok acıktım."

"Aptal demene biraz alindim ama olsun. Hadi gidelim, kurt gibi açım."

Kafeteryaya varmıştık. Hiç olmadığı kadar garip bi enerjisi vardı. Umursamayarak yemeğimi almaya gittim.

"Mara bugün dersin var mı ya? Beni hazırlaman gerek."

"Evet var. Bayan Rachel'a gideceğim. Yetişirsem  gelirim size."

"Bayan Rachel mı dedin? O kadın hakkında garip şeyler duymuştum. Çok gıcık kadın, her şeye burnunu sokuyor."

"Ne alaka ya, nerden duydun?"

"Tüm kasabanın dilinde. Gerçekten de duymamışsın. Bak şimdi bu kadın falcı mıymış neymiş. Evine gelen ya da evine gittiği herkese zorla fal bakarmış. Ağızını hiç hayıra açtığını duymamışlar. Her fal baktığı kişinin başına iyi veya kötü bir olay gelirmiş. Korkutucu değil mi? "

" Kev saçmalama! İnandın mı buna gerçekten? Annem bile seviyor o kadını. Söylediklerinin gerçek olmasının bir imkanı yok."

" Tabii ki inanıyorum mara! Yaşayan kişiler söylüyor. Hem o kadın sizin evinize hiç gelmedi di mi? Tabii bilmez annen o kadının nasıl biri olduğunu. "

" Yok gelmedi de uzun zamandır bi tanışmışlıkları var diye biliyorum. Bugün gidince göreceğim nasıl birisi olduğunu. "

" Garip gerçekten. Ha bugün gidince sana fal bakmasına sakın izin verme tamam mı. Bak sakın! "

" Tamam kev, amma konuştun. Hem niye fal baktırmak isteyeyim ki? Saçmalık. Hadi sus da ye yemeğini."

Yemeğimizi yerken etrafta gözümü gezdirdim. Tam önüme dönecekken çaprazımıda ki masa da oturan o kızı gördüm. Gülerek arkadaşlarına bir şeyler anlatıyordu. Gerçekten hatırlamıyordu gibi. Yere düştüğünde kafasına aldığı darbe bile onu etkilememişti. Tekrar göz göze geldik. Saniyesinde kafasını geri çevirdi. Gayet mutlu gözükse de. Bastıramadığı bir şey vardı. Korkusunu dışına vuramıyordu ya da vurmak istemiyordu . O endişesi yüzünden kolaylıkla okunuyordu. Önüme dönüp yemeğimi yemeye devam ettim.

"Mara, bir şey soracağım."

"Sor."

"Sanki bir şey hatırlıyorum ama çözemedim ne olduğunu."

"N-ne hatırladın?"

" Sen vardın, karşında da bir kız. Sana seslendim ama duymadın. Bu kadar."

"Nasıl yani? Rüya filan görmüşsündür ya boşver."

"Bence de, bu aralar çok saçma rüyalar görüyorum."

Yol GösterenlerWhere stories live. Discover now