Melez Prenses-3:Rüya Alemi

❄ 1 Yıl Sonra 🔥

Selamlar! Yine ben.Okuyucularımı bölümsüz bırakmayayım dedim ve bölüm yazmaya karar verdim.O zaman hadi başlayalım

Herkese iyi okumalar diliyorum.Sizleri seviyorum 😚😚😚❤❤❤
(Bunu yazmayı bile özlemişim)

Chionie'nin ağızından;

"Yarın,Doğa Krallığını Kralı ile konuşmaya gideceğim,Cor Natura ve Florpal bölgeleri için ağaç dikmemiz gerekecek.Net bölgeleri ben ve Kral hesaplayacağız.O yüzden beni erken kaldır Garcnor"dedim Uşağım Garcnor'a bakarken

"Ejderha Kraliçesi,Benim alarm sistemim var.İsterseniz ben sizi uyandırabilirim"diye Methias aramıza girmişti

Tam onun aynasının önünde konuştuğumuz için Methias bizi dinleyebiliyor ve anında müdahale edebiliyordu

"Güzel,olur Methias.Tamam saat 8.30'ta uyandırmanı istiyorum anlaşıldı mı?"dedim tatlı bir dille

Methias bomboş duran ancak neşesi hiç eksik olmayan gözleriyle beni onayladı.Masanın üzerindeki Hulunnu Haritasına döndüm ve parmağımı Buz Krallığının üzerinde gezdirdim

"Ondan sonraki gün ise Buz Krallığının Kraliçesi ile görüşmem var.Savaş sebebiyle dağılan ekonomik bağlarımızı yeniden güçlendirmek için planlar yapacağız.Daha doğrusu Glacies Spiritus Boğazındaki bazı yerleri tadilat edeceğiz ve ne lazım ise sonradan Hulunnu Şehirlerinden getireceğiz"

Garcnor bunları not ederken gözlerimi Buz Krallığının haritasında gezdirdim.Buz Krallığı Hulunnu Ejderha Krallığına bağlı olmayan küçük krallıktı.Tıpkı Elektrik ve Doğa Krallığı gibi.Buz Krallığı,Hulunnu'dan sonra gelen en güçlü Krallıktı ama Mosrres'in hakim olduğu 14 yıl boyunca Buz Krallığı ve Buz Krallığının baş kenti Eiramoore'da diğer krallıklar gibi çökme tehlikesine girmişti.Güçlü bir Krallık olmasına rağmen topraklarını kaybetme noktasına kadar gelmişti

Anlayacağınız Kral Mosrres devri herkes için iyi bir devir değildi

"Buz Krallığı ile işimiz bittikten sonra,Toprak Şehrine bağımlı olan Beyaz Kristal ve Kara Kristal Şehirlerine göz atacağız.Toprak Şehri ile Kristal Şehirler,Hulunnu'ya bağımlı olduğu için Doğa Krallığı veya Buz Krallığı kadar uzun sürmez.Hava Şehri,Ateş Şehri,Su Şehri,Elektrik Krallığı ve Toprak Şehrini halletiğimize göre bu üçünden sonra hiçbir Ejderha Şehri veya Krallığı kalmıyor"

"Peki,Kraliçem? Wisp Krallığı veya Kurt Krallığı ile ilgili bir şey yapacak mısınız?"dedi Garcnor

Gülümsedim ve parmağımı havaya kaldırdım

"Evet"

"Anlatın"

"Kurt Klanını,Abim yönettiğini orada pek bir sıkıntı yok.Bizzat kendi abim diyor.Wisp Krallığında ise Hulunnu,Ejderha Krallığı ve Wisp Krallığı arasından geçen tek portal bozulmuş o yüzden onu tamir edecek hangi malzemeler varsa onları temin etmek için gideceğim,aynı şekilde Buz Krallığındaki gibi iki Krallık arasındaki dostluk ve ekonomik bağlarımızı güçlendireceğim"

Garcnor,notunu tuttu ve bana baktı

"Başka var mı Kraliçem?"

"Tamamdır,Garcnor.Yazmayı bırakabilirsin"

Garcnor,elinde tuttuğu kağıdı rulo gibi sardı ve sol koltuk altına koydu.Önümde eğildi

"İzninizle Kraliçem"diyerek çıkmak için benden izin istedi

"İznin verildi,Ayrıca Garcnor! Parcifal'a söyle bana çay getirebilir mi?"

"Emredersiniz,majesteleri"

Garcnor önümde bir kez daha eğildi ve tam kapıdan çıkacağı sırada Dylan'nın gelmesi bir oldu

"Ah! Prens Dylan! Hoşgeldiniz efendim"

"Koruyucu Dylan,lütfen...Daha evlenmedik"dedi Dylan nazik bir sesle

"Ama Kraliçemizin sevgilisisiniz,efendi Dylan"

"Sen Koruyucu de yeter"dedi Dylan aynı ses tonunu korumaya çalışarak

"Emredersiniz,Koruyucu Dylan"dedi Garcnor ve odadan çıktı

Dylan yanıma yaklaşırken,gözlüklerimi gözlerimden çıkardım ve masanın üzerine koyarken gözlerimi ovaladım

"Ah...Bu kadar kitap,yazı,belge güzel gözlerimi bozdu"

Beyaz Kristal Ejderhası olmam ve kendimi son 1 yılda fazlasıyla ufak yazılara ilgilendirmem gözlerimin bozulmasına sebep olmuştu.Şimdi bunun Beyaz Kristal Ejderhası olmanla ne alakası var diyeceksiniz.Cevabını hemen vereyim.Kristal Ejderhalar doğuştan melez olduklarından dolayı,genleri birazcık bozuktur.Bu Kara Kristal Ejderhaları için de geçerlidir.Yaşlandıkça görme,duyma,kanatlarda küçülme vb. gibi sağlık sorunları ortaya çıkar ve bu genetik bozukluk gözlerime nasip olmuş

17 yaşındaki hâlimle resmen 47 yaşında gibiydim.Umarım büyüdükçe kör olmam.Şu an pek bir sıkıntı yoktu.Net görüyordum ama küçük yazılar resmen işkenceydi

Dylan,yanağıma bir öpücük kondurdu

"Buzul Kız,sana demedik mi kendini yazılarla yorma diye ama dinleyen yok ki,Ah şu kendini çok yorma huyun yok mu"dedi Dylan

"Ne yapayım,birtanem.Krallık işleri bilirsin"

"Krallık işleri,sağlığından daha mı önemli?"

"Hayır,tabii ki de ama..."diyip durakladım çünkü benimde buna net bir cevabım yoktu

"Her neyse,gel biraz bahçeye çıkalım.Kafanı dinlersin"

Dylan'ın burnuna bir öpücük kondurdum

"Elbette,Kil Kafam benim"dedim ve ayağa kalkıp Dylan'ın koluna girdim

...