Hayır, değil

907 81 45
                                    

Not: medyaya bakın. bu şekilde uyuyacaklar.

Oy ve yorum verin lütfen. Ne kadar çok o kadar erken bölüm ciddiyim ksmfkd

Görüşürüz iyi okumalar ♡

Güzel bir çocukluk yaşamayı herkes ister, değil mi? Ileride çocuklarına anlatacak öyküler biriktirmek, oyunlar oynamak, hayatın farkına varmadan yaşadığımız  o günlere özlem duyar insan. Hayatın bir savaş olduğunu bilmeden yaşamak mutlu eder bizleri. Küçük bir çocuğun hayattan ne gibi beklentisi olabilirdi ki? Oyuncaklar, şekerler ve daha fazla parka gitmek! Jeon Jungkook bunların hepsini tam anlamıyla yaşamıştı. Bu güzel anıları biriktirmek onu mutlu ediyordu ancak onu üzen şey artık o zaman yanında olanların, şimdi sadece anılarında olmasıydı.
  Jeon Jungkook bir sonbahar gecesi değer verdiği tüm ailesini ve arkadaşlarını kaybetmiş ve ülkesini terk etmişti. Bunu yaşamak istemezdi, kim isterdi ki zaten? Buraya yeniden gelmeyi sadece Jin ve Hoseok için istemişti. Çünkü onlara da bir şey olmasından korkuyordu. (Bu detaya ilerleyen bölümlerde ineceğim. Anı olarak anlatırım. ) Artık küçük ve savunmasız bir çocuk değildi. Büyümüş ve kendini, arkadaşlarını koruyacak bir yaşa gelmişti. Önünde çizdiği resime baktı. Koca bir karanlık ve bir çocuk... Resimi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı çünkü Hoseok onu yemek için çağırıyordu. Masaya bıraktığı efsunlu yüzüğü parmağına taktı.  Hoseok tarafından verilmişti. Ellerini cebine koyarak mutfağa gitti. "Bu yemekte nereden çıktı?" Dedi yerine otururken.

"Akşam yemeği yemek istedik." Diye açıklama yaptı Jin. Jungkook kafasını salladı. "Ee hadi başlayalım." Jin  yemeğini yemeğe başlarken Jungkook gülmüştü.

"Dün neredeydin?" Jungkook Hoseoka baktı. 
"Ah, Jiminleydim." Jungkook yemeğe devam ederken Hoseok ona bakıyordu.
"Jungkook..ondan hoşlanmıyorsun değil mi?"  Jungkook yemeyi bırakmış ve ona bakmıştı.
"Bu sorun mu Hyung?"  Hoseok yutkundu. Jin aradaki gerilimi fark etti.
"Yaşadığımız bölgede elbette insanlarla arkadaş olabiliriz,onlarla bir şeyler yaşayabiliriz ama aşık olamazsın Jungkook." Jungkook güldü.

"Nereden çıktı bu! Yeni yasa falan mı?" Hoseok ona gülümsemeye çalıştı.
"Meclis kuralları belirler, biliyorsun. Ve bu yasa son on yıldır devam ediyor. Şövalye Arthur'un yaptığı şeylerden sonra meclis bu kararı aldı. "

"Arthur yattığı tüm insanları öldürdü. On insan ölümü kasabayı sarsmıştı. Meclis bizden şüphelenilmesini istemediği için bu kararı aldı." Diye açıkladı Seokjin.

"Bir kaçık yüzünden hayatım neden kısıtlanıyor?" Diye sordu Jungkook.

"Çünkü bizim varlığımız korunmalı. Safkan vampirler ne kadar azaldı biliyorsun. " Jungkook tabii ki biliyordu. Tüm dünyadaki Vampirler birbirleriyle iletişimliydi. Vampirler arasında evliliği arttırarak saf kanı korumak istiyor, varlıklarının devamını sağlamaya çalışıyorlardı.

"Jimin ile ne alakası var?" Hoseok hala onu anlamak istemeyen gence baktı.

"O bizim türümüzü biliyor, her an tehlikede olabiliriz."

"Onunla takıldık bile! Arkadaşlarıyla vakitler geçiriyoruz ya?" 

"Işte bu sorun! Jungkook anlamıyorsun. Biz onlarla arkadaşız. Siz ise..Jimine yaptığın özel muamelenin farkındayız. Onunla ilgileniyorsun."

"Jimin beni kurtardı, buraya geldi hala bir şey olmadı. O dürüst bir insan. Eğer dürüstlüğünü kaybederse."

"Kaybederse?" Diye devam etti Hoseok

Not today /Jikook Kookmin Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt