B Ö L Ü M : 21

255 16 0
                                    

Merhabaa can içimlerimm.

Aşağıdaki yıldızlarıı boşş bırakmayalım.

Keyiflii okumalarr 💕

*

B Ö L Ü M : HIRS KURBANI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

B Ö L Ü M : HIRS KURBANI

"Bazen hayatımdaki keşkelere sığınmasaydım nasıl olurdu diye düşünüyorum." Bakışlarım usulca denizin hırçın dalgalarına ilişti. Bir sürü ucu açık kelime dilime dolandı. Söylenecek çok şey vardı. İçimde açığa çıkmak isteyen, kendini özgürce ortaya koymak isteyen cümleler. "Yine de işin içinden çıkamıyorum." Rüzgar yüzümü yalayıp saçlarıma ulaştı. Soğuk hava iyi geliyordu. Sanki beni derin bir uykudan uyandırmak için çığlık atıyor gibiydi.

Harelerimi ona çevirdim. Asi saç tutamları alnını süslemişti. Keskin yüz hatları aldığı nefesle beraber daha da belirginleşti. Uzun ok gibi kirpiklerini hızlı bir hareketle kırpıştırdı ve bakışlarını yüzüme çevirdi. Kahveleri gözlerime usulca aktı. Rüzgarın dans ettiği tutamları, saçlarına dokunmak için istek uyandırıyordu.

"Bizi şu an ki hayatımıza iten insanlar, keşkeklerimizin en büyük sebebi." Dedi duygu barındırmayan düz bir sesle.

Onun gibi olmak isterdim. Her ne kadar duygular önemli olsa da, insanı tökezleten tek şeydi.

Ne bir kalp kırıklığı.

Ne de bir üzüntü.

Çelik gibiydi kalbi.

Dışarıdan aldığı her darbe etkisiz kalıyordu. "Hiç içini yiyip bitiren bir keşken oldu mu?" Diye sordum bakışlarım gözlerinden ayrılmazken. Koca bir sessizlik oluştu. Kulağıma sadece dalgaların kumlara uzanırken oluşturduğu hoş melodi doluyordu. Kafasını denize çevirdi. Ayaklarımız metrelerce yüksekte özgürce sallanıyordu.

"Kız kardeşimi iyi koruyamamak." Sesi içimi üşüttü. Biçimli kaşları çatılmış, etli dudakları aralanmıştı.

Parmaklarını burun kemerine götürüp sıktı. Bu hareketi genellikle bir şeye sinirlendiğinde yapardı. Siniri kendineydi bu sefer. "Kendini suçlama. Seni karanlığa iten kendi seçimlerin değil." Diye mırıldandım kafamı onun gibi gökyüzüne kaldırdığımda. Ay tüm zarifliği ile karanlığa renk bulaştırmıştı.

Şimdi kaç tane hayat vardı gecenin karanlığında?

Kaç tane yorgun düşüncelere perde olmuştu karanlık?

Kaç tane hıçkırığa eşlik etmişti ay?

Kaç kalp kırıklığı haykırıyordu acı içinde?

"Saat geç oldu. Seni eve bırakayım." Dedi ayağa kalktığında. Sırtını dönüp arabaya ilerlediğinde gözlerimi devirdim. Uzun sürmüştü zaten insan gibi durmamız. Eski öküzlüğüne geri dönmüştü. Düşmemeye dikkat ederek oturduğum yerden ayaklandım.

İZBE RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin