☆11☆

890 68 37
                                    

"günaydın kacchan!"

"leş gibi kokuyorsun git duş al."

midoriya yanağını şişirerek geldiği gibi lavaboya gitti ve bakugo'yu mutfakta yeniden tek başına bıraktı.

katsuki, diğer günlere kıyasla bugün biraz daha erken kalkmıştı. normalde izuku ondan daha önce kalkardı ve koşuya çıkardı, katsuki de o gelene kadar kahvaltıyı hazırlar ve gilber'a yemeğini verirdi fakat bugün özeldi.

shoto todoroki ile buluşacaktı.

ilk buluşmaları değildi tabii ki ama katsuki yine de gergin hissetmeden edemiyordu. gerçek hâli instagramdaki bütün fotoğrafları ezip geçiyordu ve her seferinde nefesini kesiyordu. shoto sanki her buluştuklarında daha da güzelleşiyordu.

katsuki tabağı masaya koyarken tüyleri ürperdi ve kalbi çarpmaya başladı. mükemmel. tamamen dümdüz bir erkeğe düştün, helal olsun katsuki. annen seninle gurur duyardı (!)

kafasını iki yana sallayarak sofrayı kurmaya devam etti. ancak aklının diğer tarafı kavga etmeye devam ediyordu. düz olduğunun bir kanıtı yok oysaki...

hadi diyelim düz değil, bana mı bakacak cidden?

"AAAAGH DEKU!"

izuku, şimdi yıkanmış bir şekilde, sofraya gelirken aniden kendine bağrılmasıyla yerinden sıçradı. gilber ise yüksek sesten hiç de korkmayarak yemeğini yemeye devam etti.

"ne oldu kacc-" sorusunu soramadan katsuki sinirle sandalyeye oturdu ve çorbasını içmeye başladı, hâlâ ofkeli bir şekilde. izuku içinden istemsizce dua etmeye başladı ve yavaşça diğer sandalyeye oturdu.

°°°

hassiktir.

shoto todoroki cidden mükemmeldi.

kızıl-gri saçlı gencin kendine ait bir aurası vardı ve bu aura katsuki'yi içine çekmekte bir ustaydı. bu adam hiç uğraşmasa bile yakışıklı durabilirdi, o kapasiteydeydi. ve o kadar da katsuki onun liginde kesinlikle değildi. kendi kıyafetine ne kadar dikkat etmiş olsa da onun yanında cidden bir hiçmiş gibi geliyordu.

onun yanında olmak instagram'da konuşmaktan çok ama çok farklıydı. mesajlaştıkları gibi konuşmayı kendinde bulamıyordu. her ağzından çıkan kelimeye dikkat etmesi gerekiyormuş gibi hissediyordu.

"katsuki."

çöpstiklerle oynayan eli durdu. ne zaman gözlerini kaçırmaya başladığını bilmiyordu. bacağını gergince salladığını da farketmemişti. shoto'nun kendisine seslenmesiyle duraksadı.

gözlerini yemeğinden çekerek karşısında oturan uyumsuz gözlere baktı. kendisine düz bir suratla fakat yine de endişelenmiş bir şekilde bakıyordu. katsuki nefesini vererek gözlüklerini titreyen elleriyle çıkardı, en azından daha az kötü görünmek için.

"iyi misin? dışarı çıkabiliriz istiyorsan," shoto sordu dirsekleriyle karşıya doğru yaslanırken. katsuki nasıl hissettiğini bilmiyordu. niyeyse, bugün için heyecanlıyken bir anda o heyecan kendini gerginliğe vermişti. ama bu gerginlik shoto ile buluşmadan önceki gerginlik gibi değildi.

katsuki kendini shoto karşısında yetersiz ve eksik görüyordu. bu, bünyesine uygun bir şey kesinlikle değildi. her zaman kendine güvenen biri olmuştu. o zaman niye şimdi─

shoto'nun yanındaki sandalyeye oturduğu elinde hissettiği omuzla farketmişti. "katsuki," seslendi yine. sonra parmaklarını burnunun altına koyup nefesini hissetti. "dışarı çıkalım. hadi."

idiot ⊹ todobakuWhere stories live. Discover now