Kaan'la Tanışma

524 22 22
                                    

Duyduğum şeyler sonrasında masama gittim ve oturdum. Onu aramak istiyordum, bunların doğru olup olmadığını sormak istiyordum. Ama daha dün artık arkadaş dahi olmak istemediğimi söylemiştim, şimdi hangi vasıfla onu arayacaktım ki. Benim için onu kaybetmek hayatımın tüm renginin siyah beyaza dönmesi demekti. Tamam biliyorum dün onunla görüşmek istemediğimi söylemiştim ama en azından iş arkadaşım olacaktı, arada sırada da olsa iş bahanesiyle konuşacaktık. Ama şimdi onu tamamen kaybetmiştim. Bilmiyorum belki de böylesi daha iyiydi; sonuçta ben evliyim hayatımda bir insan zaten var. Hem eş hem de arkadaş isteyerek belki de aç gözlülük yapıyordum. Eşimi seviyorum ama hayatta yapmaktan zevk aldığım hiçbir şeyi eşimle yapamıyorum. İkimiz çok farklıyız ve ben sevdiğim ne varsa Kaan’la yapıyordum. İş ve ev dışında tek mutlu olduğum zamanlar onunlaydı. Eşimle de çok mutluyum ama eşimle anlaşmadığımız o kadar çok konu var ki; başlarda eşim için fedakârlıklar da bulunuyordum ama o benim için hiçbir şey yapmadığından bende artık onun için yapmaz olmuştum. Bizim evliliğimiz sıradan ve monotondu artık. Dolayısıyla hayatımda monotondu, hayatıma tek renk katansa işim ve Kaan’dı.  Bunları düşünürken başımı masaya koydum ve aklıma onunla ilk tanıştığım gün geldi…

[2 YIL ÖNCE]

Birinin “ahh” demesiyle gözümü açtım ve yanımda biri oturuyordu.  Diğer tarafa baktığımda ise servis aracının penceresi ile kafam arasında onun elinin olduğunu gördüm; özür dileyerek kafamı kaldırdım. Tekrar ona baktığımda;

-Merhaba ben Kaan, bundan sonra birlikte çalışacağız.

Dedi ama ben sadece öyle bakıyordum. Bir an ne diyeceğimi bilememiştim, şu an ki iş yerimde çalışmaya başlayalı 2 hafta olmuştu ve doğru dürüst kimseyle konuşmamıştım. O yüzden servis aracında bile hep tek başıma otururdum, kimse gelip yanıma oturmakta istemezdi. Ben onlara karşı biraz soğuktum, aslında öyle olmak istemiyordum ama henüz alışamamıştım.

-Merhaba ama elinizi neden oraya koydunuz, benim yüzümden canınız yandı.

-Ahh, şey önemli değil o yaa… Servise ilk bindiğimde sizin yanınız boş diye oturdum ama sanırım uyuyordunuz beni fark etmediniz. Sonra diğerleri sizin de yeni başladığınızı söyleyince içim rahatladı tek acemilik çeken ben olmayacağım diye. Araç birden hızlıca dönünce kafanızı pencereye çarpacaktınız bende kader ortağımı korumalıyım diyerek elimi koydum ama bu kadar acıyacağını düşünmemiştim.

-Teşekkür ederim, beni düşündüğün ve benim yerime acı çektiğin için ama neden kader ortağım dedin?

-Şey, ikimiz de henüz yeniyiz ve bu kıdemli kişilerle çalışmak ikimizi de yoracak gibi o yüzden öyle dedim.

-Anlıyorum, tamam o zaman birbirimizi kader ortağı sayalım.

İkimizde gülümsemiştik. Bu iki hafta içinde diğerleri gelip benimle sohbet etme zahmetine girmemişken; belki de benden bekliyorlardı ama bende hiç konuşmamıştım. Ama Kaan daha ilk andan benimle sohbete başlamıştı ve onu görür görmez ısınmıştım. Belki de daha hiç beni tanımadan beni korumaya çalıştığı içindi bilmiyorum ama o ilk andan itibaren hep görüşmek, konuşmak istediğim biri olmuştu. Ben yolculuk boyunca uyumayı seven biriyimdir ve yine gözlerim kapanmaya başlamıştı.

-Uykucu biriyiz sanırım?

-Şey yolda uyumayı severim, aslında müzik dinleyerek uyumayı severim ama telefonumu şarj etmeyi unutmuşum iş yerine gidene kadar dinleyemeyeceğim.

Bir çocuk gibi suratımı asmıştım ve Kaan gülmeye başlamıştı. Sonra telefonunu çıkardı ve bana uzattı.

-İstersen benim kini gidene kadar ödünç verebilirim ama karşılığında bir isteğim var.

-İstek mi, çok zor bişey değilse kabul edebilirim. Müzik dinlemeyi herşeye tercih ederim.

Göz kırpmıştım ve gülüyordum. Normalde de çok konuşan ve şakalar yapıp gülen biriydim ama bir türlü buraya alışamamıştım ama Kaan’ın gelişi ile kaybettiğim enerjim de geri gelmişti.

-Çok zor bir şey değil yaa, sadece adını lütfetsen yeter. Ben söyledim ama sen hala söylemedin.

-Ahh üzgünüm ben onu tamamen unuttum. Merhaba Kaan, tanıştığıma memnun oldum ben Sevda.

Elimi uzattım ve gülümsedim. Tokalaştıktan sonra bana telefonunu verdi ve kulaklığımı takarak radyo açıp dinlemeye başladım. Müzik gerçekten bana iyi geliyordu ve o an bambaşka dünyalara gidiyordum. En çokta kendi hayal dünyamda bir yolculuğa çıkıyordum. Çalan şarkının bitmesi ve dj in konuşmaya başlaması sonucu gözlerimi açtığımda Kaan’ın bana baktığını fark ettim, bende ona bakınca gülümsedi. Gülümseyince çok tatlı görünüyordu, gamzeleri ona ayrı bir hava katıyordu.

-Sadece kendin dinlemeyi düşünmüyorsun değil mi? Birlikte dinleyelim.

-Olmaz!!! Ben iki kulağımada takıp dinlemeyi seviyorum, ayrıca daha önce hiç tek kulaklık ile iki kişi dinlediğim olmadı, ben tek dinlemeyi seviyorum. Tek daha güzel, böyle daha kolay hayaller dünyasına girebiliyorum.

-Ahh sen çok bencil çıktın ama yaa, birlikte dinleyebiliriz bence ve bu hiçbir şeye engel olmaz. Bence hayatta iki kişiyle de bir şeyler yapmaya alışmalısın, yoksa ilerde nasıl evleneceksin. Bu şekilde tek olmayı sevdiğine göre bir sevgilinde yok değil mi?

Gülüyordu ama onu umursamamıştım, diğer şarkı çalmaya başlamıştı ve ben şarkıya odaklanmak istiyordum;

-Aslında bende uğraşıyorum iki kişi olmaya, tek olmayı bırakmaya çalışıyorum ama bunun için daha vaktim var. Ve sevgilim olmadığı konusunda yanılıyorsun ben nişanlıyım.

Omuz silktim ve gözlerimi tekrar kapatıp diğer tarafa döndüm. Ama birden kulağımın birinde ki kulaklık kulağımdan çıktı. Gözlerimi açtığımda Kaan kulaklığı kendi kulağına taktı ve;

-Bu kadar bencil olmamalısın, ben sana telefonumu verdim. Sende benimle birlikte dinleyebilirsin ve hayal dünyana bu şekilde de gidebilirsin. Eğer kabul edersen bende seninle gelebilirim o dünyaya.

-Hahh! Sana hayallerimi anlatmamı beklemiyorsun değil mi?

-Hayır, beklemiyorum. Sadece bende şarkı dinlerken hayal kurmayı severim. Farklı hayaller olsalarda, aynı şarkı ile aynı anda hayal kurabiliriz.

Gözlerini kapattı ve müziği dinlemeye devam etti. Başta şaşırsam da sonra bende gözlerimi kapattım ve iş yerine gidene kadar birlikte müzik dinledik.

Onunla arkadaşlığımız gün geçtikçe daha samimi oluyordu ve yeni işe alışmamız ikimiz içinde çok kolay olmuştu. Hep birbirimize destek oluyorduk ve zamanla diğerleriyle de kaynaşmıştık. İş yerinde bizi çok seviyorlardı ve “muhteşem ikili” olarak bahsediliyorduk. İlk zamanlar sessizliğime alışan kişiler Kaan geldikten sonra aşırı konuşkan halime alışmakta biraz zorlanmışlardı ama artık herkes birbirine alışmış durumdaydı. Bazen çok yoğun oluyordu işlerimiz ve gecelerce çalışmamız gerekebiliyordu. Üstlerimiz bizimle çalışmaktan memnundu; hem işimizde gerçekten iyiydik, Kaan zaten mimarlık üzerine eğitimini yurtdışında almıştı hem de bizimle mesaiye kalmak diğerleri için eğlenceli oluyordu. Biz resmen iş yerimizin maskotu olmuştuk. Sürekli espiriler yapan, etrafını eğlendiren ikiliydik. Normalde bir işi bitirdikten sonra hemen diğer işe geçilirmiş ama biz Kaan la bunu değiştirdik ve her iş bitimin de yeni işe başlamadan küçük eğlenceler, piknikler düzenliyorduk. Bu yüzden bizi daha da çok sevmişlerdi. Hatta diğerlerinin motivasyonunu arttırmak için küçük piyesler düzenliyor, müzikaller hazırlıyorduk.

Bütün bu etkinlikler, iş temposu derken Kaan’la çok kaynaşmıştık. Onunla vakit geçirmekten çok mutluydum ama aynı zamanda çok da yoruluyordum. Çünkü bir yandan da Hakan’ la olan evliliğimiz için hazırlıklara başlamıştık. Hatta Kaan ile Hakan ı da tanıştırmıştım ve nikah şahidim de Kaan olacaktı. Ben iş yerinde düğünden bahsettiğimde herkes çok şaşırmıştı; diğerleri ben ve Kaan arasında birşeyler olduğunu düşünmüşler taki ben onlara Hakan la evleneceğimi söyleyene kadar. Bunu duyduktan sonra Kaan da bir durgunluk oluşmuştu ama ben bunu görmeyi hep reddetmiştim. Belki de ta o zamandan beri Kaan benden hoşlanıyordu ama ben Kaan dan önce Hakan’la tanışmıştım.

Hakan’la tanışmam ise tamamen farklı bir olaydı, şimdi bunu düşünmek yerine işime dönmem gerekiyordu…

Aşk mı? Sadakat mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin