17.BÖLÜM

4.4K 198 11
                                    

Sabah kalktığımda araf abim yanımda değildi ve aşağıdan bağırtılar geliyordu yerimden hızlıca kalkıp koşar adım salona gittim babam biriyle telefonda konuşuyordu ben girince konuşma bitmiş ve telefonu kapatmıştı 

''Baba ne oldu?''soruyu yönelten asrın abimdi babamın gözü hepimizde gezmiş ve en son karana bakmıştı sonra gözlerini tavana çevirip derin nefes aldı ve hepimizi bozguna uğratcak o cümleyi kurdu

''Serbest kalmışlar''

Şaşkın bir şekilde babama bakmıştık herşeyi itiraf etmişlerdi hani niye tutuklanmadılar herşey ortadaydı karan herşeyi görmüştü söylemişlerdi yaptık diye aklım almıyordu 

''Nasıl olur baba herşeyi itiraf ettiler nasıl serbest kalabilirler''

''Bilmiyorum dün ertelemişlerdi rüşvet verdiklerini düşünüyoruz''

Para her kapıyı açardı hayır diyenlere inat herşeyin üstesinden parayla gelirdik küçük bir iddaya girer ve sonucuna bir ödül koyardık bu ödüller sevgi olmazdı yada küçük bir resim kimse 'kaybeden beni çizsin'diye şart koymazdı 'kaybeden bize şunu ısmarlasın ,bana sakız alsın,tatlılar ondan,yemekler ondan' hep bir para koyardık, bu devirde eğer paran varsa insanların sana bakışı değişirdi sen zengin sen fakir diye insanları iki guruba ayırırdık kimse onun insanlığına bakmaz aa sen iyisin sen kötüsün yapmazdı şimdide öyle olmuştu her şey ortadayken onlara rüşvet teklif edip serbest kalmıştı bu kadar kolay olmamalıydı olmamalıydı

''Nerdeler şimdi?''araf abim sakin tutmaya çalıştığı sesiyle konuşmuştu araf abimin sessizliği korkunçtu fırtına öncesi sessizlik gibiydi babam abime şüpheyle bakmıştı ''BABA nerdeler dedim"Arafa abimin  gür sesi odayı doldurmuştu "Gel gidelim" Babam çekinmiş bir şekilde konuşmuş ve ayaklanmıştı Araf abim ve asrın abimde kalmışlardı Araf abim geçerken yiğit ve Yağız abime gülümsemiş sonrada gelip bizim saçlarımızdan öpmüştü beni uzun bir şekilde öpüp kokumu içine çekmişti öpüşü koca bir vedayı andırıyordu beni korkutmuştu

"Abi?"

"Gelicem güzelim korkma"

Demiş ve bana sarılmıştı asrın abimde aynısını yapmış ama bir şey söylememişti acele adımlarla dışarı çıkmışlardı içeri dönüp Karana bakmıştım gözlerindeki korku kilometreler öteden anlaşılıyordu beni daha tedirgin etmişti boğazıma oturan yumruyla yutkunmam zorlaşmıştı seri adımlarla mutfağa gitmiş ve su içmiştim ama gitmemişti boğazımı ovalayıp içeri girdim annem çökmüştü yanına oturdum ve sarıldım bana sıkı bir şekilde sarıldı hani öyle bir zaman olur sanki tüm hayatınızda olan kişileri bir daha göremeyecekmişsiniz gibi hissedersiniz ya işte öyleydi kalbime kan fazla geliyordu her an patlayacak gibiydi derin bir nefes alıp ayrıldım annemden dönüp yiğit ve Yağız abime baktım sonra Karan ve kereme baktım ikisinin gözlerine uzun uzun baktım sonra uzaya gözlerimiz iç içe geçti anlasın istedim onu sevdiği anlasın yerimden hızlıca kalkıp odama gittim onların yanında ağlayıp onları üzemezdim odama girip yatağımın yanına çöktüm

Ağlıyordum ama nedenim yoktu geçmişemi ağlıyordum yoksa geleceğemi bilmiyordum ama dolmuştum çok dolmuştum ağlayışım hıçkırıklara dönüştü kendimi durduramıyordum durdurmakta istemiyordum zaten kalkıp lavaboya gittim ve duvarım dibine çöktüm ellerimle ağzımı kapatıp ağlamaya devam ettim bir insanı en çaresiz olduğu yerdeydim her çocuğun her gencin her yaşlının ağlamak güzeldi kalbi yumuşatırdı peki ya sessiz sedasız ağlamak o kalbimi yumuşatırdı yoksa çaresizliği yüzümüze daha çokmu vururdu?

Yaklaşık bir saat kadar orada oturmuş ağlamıştım yerimden kalkıp içeri girdiğimde Yağız abimin duvarın köşesinde oturmuş olduğunu gördüm ağlayışımi dinlemişti kendimden nefret ettim kapıyı kitliyebilirdim ama salak gibi kitlemedim

kod adı: karıştırılmışWhere stories live. Discover now