Buldum seni.

6.3K 378 473
                                    

Bir alfanın düşebileceği en zor durumdaydım ve bir çare bulamıyordum.

Dedikodular kulaklarıma çalınıyordu. Kralın oğlunun, ünlü prens Kim Taehyung'un iradesiz olduğunu fısıldıyorlardı. Hiçbir omegayla birlikte olamıyormuş, bir omegayı mühürlemekten dahi acizmiş diyorlardı. Kısa sürede ülkenin dört bir yanına yayılmıştı bu söylentiler, attığım her adımda arkamdan alaycıl kıkırtılar yükselir olmuştu.

Beni asıl öfkeyle kavuran, bütün bu söylenilenlerin gerçek olmasıydı.

Genç bir alfaydım. Gücüm kuvvetim pek yerindeydi, savaş meydanında üstüme tanımazdım. Ayrıca oldukça sağlıklıydım. Neredeyse hiç hastalanmaz, o bilindik kırıklığı üstümde hissetmezdim. Ve Tanrım, ben omegalara bayılıyordum! Baskın bir alfa olarak, güzel bir omega için her şeyi yapabilirdim. İçgüdüsel olarak korumak istiyordum etrafımdaki omegaları, her şeyden sakınmak ve en iyi şekilde bakmak. Ve pek tabii, birlikte olmak istediğim sayılı omegalara karşı da isteksiz değildim.

Ben değildim ama kurdum, ah kurdum...

Kurdum, birlikte olmaya çalıştığım hiçbir omegaya yanaşmıyordu. Nedenini anlayamıyordum, gerçekten. Sayısız kez iletişim kurmaya çalışmıştım kurdumla, her seferinde içsel bir kavgayla sonuçlanmıştı bu çabam. Zamanla daha da hırçınlaştırmıştı bu durum beni. Bir alfanın kurduyla sorun yaşaması başına gelebilecek en kötü vaziyetlerden birisiydi.

Bu utanç verici halimin başkalarının dikkatina çalınması ise bambaşka bir fiyasko sayesinde gerçekleşmişti. Velihat prenstim, benden beklenen aynı benim olduğum gibi yüksek konumdaki bir omegayla mühürlenmemdi. Böylece tahta çıkabilecek, eşimle beraber hakkım olan krallığı yönetebilecektim. Bu yüzden anlaşmalar yapıldı, görüşmeler sağlandı ve burjuva kesimde sözü geçen köklü ailelerden birisinin biricik omega varisiyle mühürlenmemiz uygun bulundu.

Bu omegayı küçük yaşlardan beri tanıyordum. Nerede ne yapacağını bilen, kültürlü, sayısız konuda münakaşa edebileceğim, kararsızlığa düştüğümde fikir danışabileceğim birisiydi. Oldukça olgundu, görevlerinin ve görevlerimin farkındaydı. Bunların yanında güzel, anlayışlı ve nazikti. Her yönden mükemmel bir omegaydı kısaca! Bir alfa başka ne isteyebilirdi ki?

Ona aşık olmamıştım pek tabii, o da bana aşık olmamıştı. Aramızdaki ilişki tarafların en iyi şekilde birleşmesi içindi. Çıkarlarımız doğrultusunda hareket ediyorduk ve bunda bir sorun göremiyorduk. Birbirimizden sevgi gibi bir beklentimiz yoktu, aramızda seviyeli bir saygı vardı ve bu kafiydi.

Böylece düğün hazırlıkları başladı. Halka açık şaşalı bir tören düzenlendi. Günlerce süren festivaller, karnavallar ve kutlamalar. Hepsi velihat prens hayırlı bir eş bulduğu içindi. Sonrasında soylular için devasa bir balo ayarlanmıştı. Farklı krallıklardan onlarca davetli, son on yılın en büyük balosuydu. Hediyeler dağ misali yığmıştı, tebrikler ise almış başını gidiyordu. Bütün bu kargaşanın arkasındaki tek amaç ikimizin mühürlenmesiydi.

Dürüst olmak gerekirse, bunalmıştım. Bu kadar abartıya ve süse gerek olduğunu düşünmüyordum. İnkar etsem dahi, içimde amansız bir romantiğin yattığının farkındaydım. Sevdiğim omegayla sessiz sedasız yüzük takmak, sonrasında ay ışığı altında onu mühürlemek istiyordum. Güzel hayallerdi şüphesiz ama fazla toz pembeydi. Karşımdaki omegayı sevmiyordum ve bu bir aşk evliliği değildi.

Bu durumu kabullendiğimde, nikâhlarımız henüz kıyılmıştı. Alkışlar yükseliyordu, bir tarafta da mutluluk göz yaşları. Bense kaskatıydım, karnımın içinde pençelerini çıkarmış acıyla uluyan kurdum muydu bu durumun sebebi yoksa hissettiğim yoğun stres miydi bilemiyordum. Samimiyetsiz bir gülümsemeyle tebrikleri kabul etmiş, bir damadın düğün gecesinde almasının hiç uygun olmadığı ölçüde alkol almıştım. Beni rahatlatabilecek ve gerginliğimi vücudumdan söküp atabilecek tek şeyin adımı unutturacak kadar alkol olduğunu düşünüyordum. Ne yazık ki alkole direncim yüksekti ve ben olaylara karşı farkındılığımı yitirmeden, yeni eşimle beni odamıza sürüklediler.

My Paradise ● TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin