3.Bölüm

9.7K 257 6
                                    

Telefonumun zil sesi ile yerimden sıçrayarak uyandığımda gözlerim yarı açık yarı kapalı şekilde elimi komodine uzatıp üzerindeki telefonumu aldım ve arayana bakmadan direkt açıp kulağıma götürdüm.

''Alo, Açelya.'' dedi Nehir.

''Alo.'' dedim uykulu sesimle.

''Uyandırdım mı?''

''Biraz öyle oldu.''

''Kusura bakma.''

''Sorun değil, bir şey mi oldu?'' dedim aramasını kastederek.

''Ha o mu? Hastaneden arkadaşlarla bir şeyler yapalım dedik de, müsaitsen sen de gelsene.''

''Kim kim olacak?''

''Ahmet, Ayaz, Elif, Emir, Zeynep ve biz.''

Söylediği isimlerden biri hariç hepsini tanıdığım için bilmediğim ismin kim olduğunu sormak amaçlı konuştum. ''Ayaz? O kim?''

''Yeni gelen doktor işte. Dün gördük ya.''

''Anladım. Bilmiyorum, annemle bir konuşayım dönerim ben sana.''

''Tamamdır, senden haber bekliyorum.''

Telefonu kapatıp saate baktığımda 18.17 olduğunu gördüm. Az da uyumamıştım aslında. Uykuculuğum tutmuştu bugün de. Yorganımı üzerimden atıp yatakta doğruldum ve ayaklarıma kapalı terliklerimi geçirip ayağa kalktım.

Odamdan çıkıp banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra ışığı yanan mutfağa doğru ilerledim. Annemi görünce yanına gidip yanağına öpücük bıraktım ve tezgaha yaslanıp konuşmaya başladım.

''Anne, az önce hastaneden arkadaşım Nehir aradı. Hastaneden birkaç arkadaş daha toplanıp bir şeyler yapalım diyorlar. Herhangi bir işimiz ya da gideceğimiz bir yer var mı?''

''Yok kızım yemekten sonraki planımız her zamanki gibi. Çay, atıştırmalık ve sonrasında yatış.'' dedi gülerek.

''Çık sen. Keyfine bak.'' diye ekledi.

Ben de gülerek karşılık verdim ve bir kez daha yanağından öpüp odama gittim. Telefonumu elime alıp son arayanlardan Nehir'in adını bulup aradım. İlk çalışta hemen açılan telefona gülümseyip konuşmaya başladım.

''Ne zaman ve nerede buluşuyoruz?''

''Geliyorsun yani?''

''Yok Nehir gelmiyorum, meraktan soruyorum. Benimle beraber bir kişi daha gelse sorun olur mu?''

''Hayır, ne kadar kalabalık o kadar iyi.'' dedi gülerek.

Ardından saati ve yeri söyleyip kapattı. Telefonu kulağımdan çekip Nil'i aradım. Çok sürmeden telefonu açınca konuşmaya başladım.

''Alo.''

''Ne yapıyorsun?''

''Şirketten çıkacağım birazdan. Sen ne yapıyorsun?''

''Tam zamanında aramışım desene.'' 

''Neden? Ne oldu ki?''

''İki saate kadar hastaneden birkaç arkadaşla bir kafede oturup bir şeyler içeceğiz de sen de gel diye aradım. İşin yoksa tabi.''

''Yorgunluktan ölüyorum bebeğim ne işi? Ama bu bir şeyler içme fikri ilgimi çekmedi desem yalan olur, sen bana kafenin ismini söyle iki saate oradayım.''

''Tamam o zaman, görüşürüz.''

''Görüşürüz.'' deyip telefonları kapattık.

Odamdan çıkıp annemin yanına gittiğimde annemin çoktan sofrayı hazırlamış olduğunu görüp babamı çağırmak için oturma odasına gittim. Televizyon izlerken uyuya kalmış babamı çok da kısa sürmeyen uğraşların sonunda uyandırıp mutfağa geçtim.

Aşka BiletWhere stories live. Discover now