𝐒𝐢𝐱𝐭𝐞𝐞𝐧

7K 469 350
                                    

Bu bölüm saygıdeğer kovidli arkıdışımız pinkhotchilipeppers dostumuz karfeşimize gelsin. Daha nice kovitli günlere inş🧚

Başıma saplanan ağrı ile ne halde olduğumu anlamadan yattığım yataktan doğruldum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Başıma saplanan ağrı ile ne halde olduğumu anlamadan yattığım yataktan doğruldum. Elim anında şakaklarıma gittiğinde kısaca ovalayıp uyuşuk zihnimi toparlamaya başladım. Başım çatlamak üzereydi.

Ağrıyan kirpik diplerim hiç açılmak istemesede göz kapaklarımı zorlayarak araladım gözlerimi. Baş ağrım o kadar şiddetliydi ki, resmen saç uçlarıma kadar sıçrıyordu sızı. Etrafıma bakmayı akıl edebilecek kadar ayıldığımda ise şaşırmak istemiş ama son zamanlarda tek durağım haline gelmiş şu malikane yüzünden malasef ki şaşırmamıştım.

Tilki gibi yine dönüp kürkçü dükkanıma gelmiştim.

Aynı pozisyonda kalmaktan uyuşan bacaklarımı hareket etmeye zorlayıp, büyük yataktan aşağıya sarkıttım. Hala dağınık zihnim dolayısıyla şimdi farkettiğim bir gerçek vardı ki, üstümde bana ait olmayan çuval büyüklüğünde siyah tişört ve bir bacağına, iki bacağımın kolaylıkla sığacağı gri eşofman ile duruyordum. Bunu sorun etmedim, beni ilk giydirişi değildi.

Ayağa kalktığımda, kararan gözüm ve birbirine dolanan ayaklarım ile sendelemiş, düşmekten son anda kurtulmuştum. Dağılan saçlarımı parmaklarım ile geriye tarayıp, boş odada gözlerimi gezdirdim. Çantam ve kıyafetlerim cam kenarının yanındaki krem renkli koltuğun üstündeydi.

Aniden bastıran esneme isteğine karşı koyamadan esnemiş ve ilerleyerek telefonumu aldım. Kızlar kendilerine geldiği gibi beni merak etmiş olacaklardı. Onları haberdar etme amacı ile mesajlar kısmına girsemde, bunu benden önce düşünen Jungkook ortak grubumuza mesaj atmıştı benim adıma.

İçim rahat bir şekilde telefonu bu kez dağınık yatağın üstüne atıp, çıplak ayaklarımın önüne gelen eşofman paçalarını yere sürüyerek odadan çıktım. Bu eve dair bildiğim yerler yatak odası ve alt kattaki mutfak-salon ikilisiyle sınırlıydı. Birgün her tarafını gezmeliydim bu göz kamaştırıcı evin. Temizliği falan da zor oluyordur şimdi?

Pelte aklımla düşündüğüm şeyleri görmezden gelip merdivenleri sakinlikle inmiş ve etrafa göz atmıştım. Jungkook, ufaktan gelen seslere bakılırsa mutfakta olmalıydı. Önüme gelen saçlarımı yeniden geriye atıp mutfağa girdim. Karşılaştığım manzaranın; çıplak göğsüne kırmızı mutfak önlüğü giymiş Jungkook olması, zar zor topladığım dengemi ayaklarımın altından çekip almıştı. Bu adamın sırt kasları neden bunca zaman sonra şimdi dikkatimi çekiyordu? Kızgınlığımı atlatalı birkaç gün olmuştu halbuki.

"Günaydın." seslenişim ile beni fark eden adam, elindeki tabağı önümdeki mutfak adasına bırakıp genişçe gülümsedi. "Sanada günaydın." üstümü süzüp gülmemek adına dişlerini alt dudağına geçirdiğinde ona aldırmadan bar taburelerini andıran tabureye oturdum.

broken moonWhere stories live. Discover now