• 15 •

5.4K 707 76
                                    

chére:
Jeongguk.

pekâlâ bu böyle olmayacak.

konuşmamız gerek, asla halledemeyeceğiz bunu.

uyku uyuyamıyorum, nefes almakta zorlanıyorum. yaptığım çok aptalcaydı ama umrumda değil engel olamıyorum.

kariyerimin zedelenmesi, işimden red yemek ya da her ne sikimse umrumda değil.

zemin katta kağıt deposundayım, dersinden çık yanıma gel.

jeongguk:
ne?

ne dediğinin farkında mısın?

ayrıca ders Kim Seokjin'in dersi çıkmam mümkün değil, birdahaki devamsızlığımda dersten bırakacağını söylemiş.

kasıtlı mı yapıyorsun?

chére:
Jeongguk.

halledeceğim, sen sadece hiçbir şey düşünmeden yanıma gel.

burası karanlık ve parıldayan gözlerine ihtiyacım var.

jeongguk:
görüldü.

Son mesajıyla midem kasılmaya başlamış ve tembelce, bilinçsizce düşünmeye başlamıştım. Dersten çıkmak normalde o kadar da önemsediğim bir olay değildi ancak dersten bırakılma korkusu ve okul birinciliğimi kaybedecek olma düşüncesi tedirgin olmama yeterdi.

Taehyung'un halledeceğim demesi kulağımda yankılanırken anlık bir ihtirasla ayaklanmış, tüm sınıfın bana dönmesini önemsemeden, Bay Kim'den mahçupça özür dileyerek sınıftan ayrılmıştım.

Kalbim deli gibi atıyordu.

Kim Taehyung'un bunca zaman tek bir adım dahi atmamasına karşın, şu son üç beş günde gösterdiği davranışlar içimi kıpır kıpır ediyordu.

Merdivenleri ikişer üçer inmiş, hızla zemine varmıştım.

Sahiden tek bir lamba yoktu.

Karanlık koridorda yavaşça adımlayarak bahsini ettiği kağıt deposuna yürüyordum. Birkaç kapı kalmasının farkındalığıyla ellerimi saçlarıma atmış, gergin bir soluk vermiştim.

Kapının önüne gelişimle kapı açılmış, bileğimden tuttuğu gibi içeri çekmişti beni.

"Taehyung, ne yapıyorsun?"

"Jeongguk, sikeyim çok özledim kokunu, dayanamayacağım. Aptalım ben, aptalın tekiyim. Bunca zaman kendime engel olmakla hayatımın hatasını yapmışım. Nasıl güzelsin aklımı yitireceğim, affet beni. Tam şurada öpeceğim seni, ne olacağı, bundan sonra ne olacağı umrumda değil."

Cümlesini bitirmesiyle belime dolanmış, bedenimi kendine sıkıca yaslamıştı. Nefesi dudaklarımdaydı. Birbirimizi görmüyorduk bile, her yer zifir-i karanlıktı. Hissettiğimiz tek şey tutkuydu. Kim Taehyung'sa dudaklarıma sarılarak bunu çok güzel belli etmişti.

Dudaklarım içinde dolanan dudakları içimi titretmiş, beklemeden vermiştim karşılığını.

Alt dudağımı hızla kavrayan üst dudağı, ıslakça tenimi emmiş, banaysa istemeden çıkarmama sebep olan bir inleme bırakmıştı.

"Dudakların..." Dedi geri çekilip alnını alnıma yaslarken. "Yaşadığımı hissediyorum Jeon. Sen benim çocuk yanımsın, içim gidiyor."

Konuşmama bile müsaade etmeden tekrar tutunduğunda belime, hızla gerilemiş, arkamda varlığını hissettiğim masaya oturtarak bacaklarımın arasına girmişti.

Elleri tişörtümün altından belimi oldukça yavaş okşarken, şimdi dudaklarının esiriydim.

Kalçama inen parmakları, pantolonumun içinden tenimle buluştuğunda, kasıklarımı kaldırarak inlemiş, tam şurada daha fazla devam etmememiz adına geri çekilmiştim.

"Olmaz." dedim hızlı soluklarımın arasından. "Burada olmaz Taehyung. Okuldayız, burada olmaz."

Söylediklerimi duymuyordu. Öyle yoğundu ki teni, titreyişlerini, sıcaklığını şimdiden hissediyordum. Şayet biraz daha öpüşmeye devam edersek, bunu durduramayacağımızı da biliyordum.

"Gidelim, evimize gidelim. Burda olmaz. Bebeğim ikimizide riske atma, sadece elimi tut ve çıkalım şuradaki yangın merdivenlerinden."

Sonrası ise bilindikti.

Sahiden de parmaklarımın arasında aşığımı tutarken, her daim onu düşlediğim kaldırımda el ele yürüdük.

Bu ya kaderin cilvesi, ya da başıma gelen en büyük şanstı.

O günün sonunda bildiğim tek bir şey vardı, o da Kim Taehyung bunca vakit saklasa da, aslında başından beri bana aşıktı.

🔓

hanimiş hanimiş aşk mı yaptı şimdi bunlar? 🤭

Thousand Miles | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin