❉ Yabani| Bölüm 10 ❉

85K 2.9K 589
                                    

Yüzümü sıcaklığın işgal ettiğini hissediyordum. Yanaklarımın al al olmasını izledi bir süre. Yüzünde alaycı bir ifade ile bakıyordu.

"Gerek yok." Dedim kekeleyerek.

Yüzündeki ifade biraz daha utandırdı beni.

"Emin misin?"

"Elimi kırmadın. Gerek yok." Dedim iğneleyici bir ses ile.

Alayla güldü, birkaç saniye uzanmış olan bedenime bakıp ardından odadan çıkmıştı.

Rahat bir nefes alıp  biraz daha rahat bir pozisyon aldım.

Yatarken sürekli hareket eden biriydim. Benim için bu çok zor olacaktı, bu gece.

Bunalmış gibi hissettiğim bir geceydi bugün. Yoksa hep bu kadar sıcak mıydı?

Keşke, en azından bana dolaptan bir kıyafet çıkarmasını isteseydim. Şimdi pişman olmanın sırası değildi.

Sıcak havayla birlikte, yavaş yavaş terleyen tenime aldırmayarak gözlerimi kapattım.

Gecenin sessizliği, ara sıra duyulan uğultularla bölünüyordu sanki. Ay ışığı, perdelerin arasından süzülerek odanın içinde hafif bir parıltı yaratıyordu. Ağrıyla gözlerimi araladım. Ayağımdaki sızı, daha fazla canımı acıtıyordu. Uykumu mahvedecek kadar.  Acı ile inleyerek doğrulmaya çalıştım ama olmadı.

Ağzımdan acı dolu bir inleme kaçarken, saçım boynumu ıpıslak etmişti. Bu beni daha da tahammülsüz bir hale getirmişti. Nerdeyse kendi saçımla bile kavga edecektim.

Kapının yavaşça açılması ile, bir anda duraksadım. İçeriye Şirvan'ın siluetine benzer biri girdiğinde, tam çığlığı basacaktım ki ışık açıldı. Şirvan'ın uykulu gözlerini görmüştüm. Yavaşça, yüzümde dolaştı gözleri ardından bana doğru yürüdü. 

Ben ise hala saçımı, boynumdan çekmeye çalışıyordum. 

Yatağının kenarında, Şirvan'ın silueti belirginleşti. Yatağın ucuna oturmuştu. Gözleri endişeyle dolu, elini alnımda dolaştırdı. 

''Vicdan azabı çekmeye mi başladın?" diye fısıldadım yavaşça.

Dudağının kenarı yukarı kıvrılırken ''Ateşin yok.'' dedi. Elimi saçlarımın arasında dolaştırdım. Gözlerim ise dolmuştu.

''Niye ağlıyorsun?'' Şimdi tamamen yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. Ayağımdaki ağrı, beni şimdi böyle ağlak bir insan olmaya zorluyordu sanki. Bu ben değildim ama ağrılarım psikolojimi bozmuştu.

''Çok sıcak...''

''Sıcak olduğu için mi ağlıyorsun?''

Burnumu çekerken, komidinin üzerinde toka var mı diye baktım. Bulamayınca, ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.

''Bana bir tane toka bulabilir misin? Ben ölüyorum sıcaktan.. Çok sıcak, yanıyorum..''

Yine ağzımdan bir ağlama sesi çıkarken, Şirvan şaşkınlıkla baktı suratıma. Ben ise elimi boynumda gezdiriyordum. Gözlerimdeki yaşları yine şaşkınlıkla izlerken, kafasını sallayıp çekmeceleri karıştırdı.

Yoktu, ardından bakışları bana döndü. 

''Birazdan geliyorum. Bekle kızım.''

Sabrım kalmamıştı ki. Ciddiyim. Sıcaktan ölüyordum. Yaklaşık on dakika içinde Şirvan odaya girdiğinde elinde iki tane toka olduğunu görmüştüm. Bunları ne yapacağını bilmeyerek bana uzattı.

YABANİ Where stories live. Discover now