~3~

171 17 8
                                    




"Bana güvenme" yazan siyah bir gömlek, siyah pantolon ve siyah ayakkabılarını giymiştin. (how to be a baddie?) En sevdiğin şarkıyı dinlemek için kulaklıkların telefonuna bağlıydı.

Koridorda yürürken iç geçirdin. Birisi konuşurken sana bakıyordu. Müziği durdurup ne dediğini anlamak için kulaklığını çıkardın.

"Ha?"

"Ben Marco. Okulun ilk haftasında rehberin olacağım." dedi çilli çocuk gülümseyerek.

Anladığına dair başını salladın.

"Peki. Ben Y/N."

"Tanıştığımıza memnun oldum. İlk dersin nedir?"

"Hım." deyip elindeki ders çizelgesine baktın.

"Bayan Zoe?"

"Ah! Hanji!" deyip gülümsedi.

"Ne? Bu onun ilk adı. " deyip ona şaşkın şaşkın baktın. 

"Evet, bize ona adıyla hitap etmemizi söylüyor. O harika bir öğretmendir."

"Ah anladım." deyip sessizce Marco'yu sınıfa kadar takip ettin.

"Pekala, işte sınıfın." dedi çocuk.

" Eğer öğle yemeğinde bizimle oturmak istersen masamız önde ortada. Öğle yemeği bu dersten sonra. O zaman görüşürüz."

"Peki. Hoşçakal. " deyip başını salladın.

Kapıyı çalıp sınıfa girdin.

"Ah, merhaba! Sen yeni öğrenci olmalısın! Herkese adını söyle." diye bağırdı gözlüklü kadın.

"Ne? Ders vermiyor muydunuz?" diye sordun şaşkınlıkla.

"Ders bekleyebilir canım! Devam et!" dedi heyecanla.

"Pekala, tamam." deyip omuz silktin.

"Ben Y/N. Çizim yapmayı seviyorum ve aslen (nereliyseniz)'denim."

"Çok iyi! Pekala Y/N, eğer ilgilenirsen resim dersi var."

"Evet ilgilenirim." diye cevap verdin.

"Tamam. Ön sırada boş yer var oraya oturabilirsin. Ben Hanji. Resmi isimlere gerek yok." dedi Hanji masayı işaret ederek.

Masa iki kişilik olduğundan hemen boş yere oturdunuz. Yanında bir çocuk oturuyordu. Oturunca insanların güldüğünü duydunuz. Arkadaşlarının sana bakarken kıkırdadıklarını gördün. İç çekerek, hocayı canı sıkkın bir şekilde dinlemeye başladın.

'Bu olamaz. O resim dersinde olmayı tercih ederim. Aslında evde olmayı daha çok tercih ederim. Neden birinin bana ne çizeceğimi söylemesini isteyeyim ki? İstemiyorum. İçimden ne geliyorsa onu çiziyorum. Bir şeyler çizme havasına girmem gerek ya da bir fikrim olmalı...' diye içinde düşüncelere dalarken

"Yanındaki kişiyle partner olacaksın." dedi Hanji.

'Ah harika. Bu çocukla.'

Çocuğa bakarak içini çektin.

"Sanırım partneriz."

"Öyle diyebiliriz. Ben Jean." dedi partnerin.

"Y/N." diye cevap verdin.

"Tamam, açıkçası ben burada neler olduğunu kaçırdım." deyince kıkırdadı.

"Herkesin başına gelir. Basitçe, partnerimiz hakkında sevdiğimiz 199 şeyi keşfetmemiz gerekiyor. Bu bir liste halinde olacak. Neredeyse bir ayımız var tamamlamak için. Ve ben çoktan bir tane yazdım."

"Neymiş?" diye tek kaşını kaldırarak sordun.

"Sert biriymişsin gibi davranıyorsun. Hiçbir şey umurunda değilmiş gibi davranıyorsun. Ama aslında öyle değilsin." deyip sırıttı.

Alaycı bir gülüş takınarak "Evet, tam da bu yüzden senin gelmiş geçmiş en iyi insan olduğunu düşünüyorum. Sana hayranlıkla bakıyorum ve senin gibi olmak istiyorum. Jean'in beni fark etmesini umarak uyuyorum ve hatta sana adadığım bir tapınağım bile var." deyip gözlerini devirdin.

"Çok komik." dedi.

"Bir tane daha var. Alaycısın." diye elindeki deftere dediklerini yazıyordu.

"Sıra sende aptal." deyip kaşlarını çattın.

"Ne için? Konuşma sırası mı?" deyip tekrar kıkırdadı.

Ona ciddi ciddi bakınca "Tamam tamam." deyip içini çekti.

"Bunu kimse bilmiyor ama..." derken

"İşte testlerin." dedi Hanji gülümseyerek Jean'e testini geri verirken.

"Aman tanrım, yüz aldım! Evet!" diye haykırdı Jean.

"Aman Tanrım! Bu senin testin mi?! İyi sınav notları aldığın için gerçekten çok mutlu oluyorsun. Sağlıksız olduğu için çok mutlu olan insanlar gibi." diye gülüp yazdın. (orijinalinde de böyle bir şey yazıyor. mantık aramayın boşverin.)

"Bunu beğendin mi?" dedi gülümseyerek.

"Pfft, bu senin içindeki ineği ortaya çıkarıyor." diye cevap verdin.

"Herkesin bir özelliği vardır, Jean." diye de ekledin.

"Seninki nedir?" deyip sırıttı.

"Söylemiyorum. Öğrenmen gerekecek." diye gülümseyerek cevap verdin.

"Öğreneceğim." dedi.

"Öyle diyorsan öyledir Jean."

Fix Me  [Jean x Reader]Where stories live. Discover now