4.1 :: holy shit, vampire?!

330 29 28
                                    

kolyesi 😍😍😍😍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

kolyesi 😍😍😍😍

•••

"Yaklaşık 15 kişiyi öldürmüş, Stefan. Bu hiç normal değil."

"Şaka mı yapıyorsun sen? 15 kişiyi nerede öldürmüş?"

Ağabeyimin sesini duyduğumda kafamı kaldırdım. Theo ile telefonda görüşüyorlardı ve yaptıklarımı dinliyordu.

"Ormanlık bir alan," dedi Theo bakışlarıyla etrafı incelerken. "Şu sizin konuştuğunuz Meclisteki herkes. Onları öldürmüş."

Karşı taraftan bir küfür duydum. "Yani... Kai'ı da mı?"

"Evet." Theo üzgün gibi gözüktü gözüme, neden anlamadım. "Onu da."

"Lanet olsun... Theo, Kai'ı da alın hemen buraya gelin." dedi Stefan ve arkadaşımın kaşları çatıldı.

"Ne diyorsun amına koyayım? Cesedi ne yapacaksın? Ölmüş işte." derken bakışları bana kaydı ve sonra Stiles'ın ona birkaç el hareketiyle susmasını belirttiğini anladım.

Telefonun diğer ucundaki ağabeyim bir şey söyledi, doğru olup olmadığını anlayamadım. Doğru duyup duymadığımı da.

"O ölmedi." demişti. Evet, aynen bunu söylemişti. "Vücudunda benim kanım var."

O. Ölmedi.

Stiles'ın kollarından kurtulup Theo'ya atıldım ve telefonu elinden kaptım.

"Stefan, ne diyorsun sen?"

"Ellie! İyi misin, iyi misin bebeğim?" diye sorsa da onu umursamadan bağırmıştım. "Kanını ona mı verdin?"

"Evet. Tanrım, şu an anlatacak vaktim yok. Onu buraya getirin."

"Bir vampire dönüşecek." diye mırıldandım kendi kendime ve arkadaşlarım aynı anda resmen çığlık attı.

"Hasiktir, vampir mi?!"

Telefonu Stefan'ın yüzüne kapatıp tekrar arkadaşımın eline tutuşturdum ve yerde yatan Kai'ı kucağıma almaya çalıştım. Vücut ağırlığı normalde olduğundan kat kat fazlaydı.

Zar zor arabanın arka koltuğuna oturtturdum onu, Stiles sürücü koltuğuna geçerken ağır travma yaşamış gibiydi.

Eh, belki de yaşamıştı.

"Hızlı sür arabayı." dedi Theo ve dağılmış durumda olan bana baktı. Bir şey demedim, konuşmak şu an istediğim son şeydi.

20 dakikalık bir sürenin sonunda beni büyük evimiz karşıladı. Stiles'ın durmasıyla arabadan atladım ve Kai'ı tekrar kucağıma aldım.

Kendimi zor taşıyacak durumdaydım fakat umursamadım, kapıyı çaldığım gibi açan ağabeyime Kai'ı işaret ettim.

"Taşıyamıyorum..."

Onu kollarımdan alınca kapı pervazına yaslandım, pek gücüm kalmamıştı. "Gel buraya."

Theo beni kucağına aldı ve salona girip, koltuğa oturtana kadar bırakmadı.

Öksürerek şakaklarımı ovaladım ve konuştum. "Bana ne halt yediğinizi anlatın. Hemen."

Stefan karşımdaki tekli koltuğa oturup başını elleri arasına aldı. "Yukarıdaydım, aşağıdan kavga sesleri geldi..." diye başladı konuşmasına.

"...Damon ile kavga ediyorlardı. Ne için olduğunu bilmiyorum ama yüksek ihtimal senin içindi. Damon ona epey bir zarar vermiş, aslına bakarsan Kai onu öldürebilirdi ama yapmamış. Neden çözemedim, aşağı indiğimde berbat hâldeydi,"

Derin bir nefes alıp yatan Kai'a baktı. "Kanımdan verdim çünkü bayılmıştı ve çok zarar görmüştü, çabuk iyileşmesi gerektiğini düşündüm."

"Yine mi ölmedi yani?"

Hepimiz Theo'ya döndük. Bakışları en sert olan bendim, ondan hoşlanmadığını biliyordum ama böyle şeyler söylememeliydi.

"Bana öyle bakmayı kes." diyerek ofladı ve arkasını dönüp salondan çıktı. Peşinden gitmek için fazla yorgundum ama yine de kalktım.

"Derdin ne senin?"

Mutfak tezgahına yaslanmış olan arkadaşımın karşısına geçip kollarımı önümde kavuşturdum.

"Ayağa bir süre kalkmaman gerekiyor, birkaç yaran var."

Beni umursamaması üzerine kaşlarımı çattım. "Sana bir soru sordum."

"O herifle tek derdim sensin, Ellie. Bunu bilmiyormuş gibi davranma. Seni öldürmeye çalıştı ve hâlâ onun için uğraşıyorsun."

Bir şey demek için dudaklarımı araladım ve ama bunu durduran şey Stiles'ın içeriden bağırması oldu.

"Uyandı!"

---

kaç ay olmuş...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

let me love you | parkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin