22/Didar II

4.5K 172 97
                                    


❄️

Keyifli okumalar dilerim.

Hacer ortalığı topladıktan sonra yatağında uyuyan kadına baktı. Yüzünün rengi iyiden iyiye solmuştu. Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş, daha fazla dayanamayarak uyuya kalmıştı. Odayı temizledikten sonra kalkıp sessizce odadan çıkıp mutfağa annesinin yanına indi. Halise kalfa içeriye giren kızına şaşkınlıkla baktı. Ellerini beline bağladığı önüne sildi:

-Ne oldu kızım?

Hacer geceden beridir ne halde olduğunun farkında bile değildi. Didar hanımın derdine o kadar düşmüştü ki kendisini unutmuştu:

-Yorgunum biraz anne, yemekten sonra toparlanırım.

Halise kalfa inanamadı. Bir şeyler döndüğünün elbette farkında değildi fakat sesini çıkarmadı. Hacer Didar hanımın sabah yemesi için tavuk suyuna sıcak bir çorba yapıyorken kendisi de normal olarak konağın kahvaltısını hazırlamaya başladı. Çorba pişmiş Hacer çorbayı kaseye doldurup yanına da yoğurt ve su eklemişti. Kemik suyuna yaptığı çorbalarla hanımını dinç tutmak istiyordu. Zaten hacetini zor gördüğü için kendisi de genellikle katı yiyeceklerden çok sıvı yiyecekleri tercih ediyordu. Elindeki tepsiyle yukarıya çıkmak üzereyken merdivende rastladığı Osman Beyle duraksadı:

-Hayırlı sabahlar Hacer, Didar uyandı mı?

Gerildi sorulan soruyla. Kararsız kaldı. İster istemez içten içe kızdı ona. Neden evin çalışanına sormak yerine gidip karısına bakmamıştı. Halini hatırını sormamıştı:

-Hayır efendim, henüz uyanmadı.

dedi sonunda:

-Tamam akşama görürüm o halde.

Elindeki tepsiyle içeriye girdiğinde Didar yeni yeni uyanıyordu. Hacer'i görünce yorgunlukla gülümsedi:

-Hacer...yardım eder misin lavaboya gitmem gerekiyor.

Tepsiyi kenara bırakıp alelacele hanımının yardımına koştu. Sonunda odadaki rahat tekli koltuğa oturduğunda Hacer kenardaki örtüyü de karnını kapatacak şekilde üzerine yaydı. Çorbasını içirmeye başladığında Didar'ın içi gidiyordu. İştahı yoktu fakat bebek için bir şeyler yemesi, en azından sağlıklı beslenmesi gerektiğini evvela biliyordu. Gülümseyerek tekme atan bebeği okşadı. O da sanki annesinin bu yumuşak hareketine yanıt vermek ister gibi kıpraştıkça kıpraştı.

Bebeğin bu halleri onu mutlu ediyor yaşama sarılma gücü veriyordu. Hacer onu tekrar yatağına götürdüğünde uzanır halde yatırmıştı. Didar gün içinde kendini oldukça yorgun hissediyordu günden güne. Yolun sonuna gelmişti...Bazı günler bu bebeği sağlıklı doğurup doğuramayacağından şüphe ediyor, korkuyordu. Kocasının yanında olmasını, kendisini rahatlatmasını istedi bir an için. Kapısı tıklatılmadan açıldığında yorganın üzerini kapattığına şükretti. Hacer elindeki örgüyü bırakmış şaşkınlıkla bakmıştı. Gelen Osman Bey değil, Medine hanımdı.

Medine yatağın olduğu hizaya kadar yürüyüp elini karnının üzerine koydu ve odayı şöyle bir süzdü:

MAHREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin