0.9

445 35 1
                                    

Bir süre oyun oynamaya devam ettik. Benim sorum hariç herkes klasik sorular soruyordu , bu yüzden gayet sakin devam ediyorduk. Şişe Taehyung ve benim ortamda durdu. Kurala göre Tae soracaktı.

"D mi , C mi?"

"Doğruluk"

"Son iki aydır birine karşı bir şeyler hissettin mi?" Ne biçim bir soruydu bu böyle! Hayır, normal zaman olsa takmam ama bunu eski kocamın yanında sorması biraz abes kaçmıştı. Madem sorduğu sorunun abesliği umrunda bile değildi , o zaman bende gıcıklığına bir cevap verecektim.

"Evet , hissettim." Tüm gözler cevabımın ardından bana çevrildi. Özellikle Jungkook şaşkınlığını gizleyemiyordu.

"Kim peki?" Taehyung Jungkook'a bakarak sorduğu soruyla sırıttım.

"Yanlız canım , sadece bir soru..."

"Offf , haklısın unuttum." Taehyung'un ardından Jungkook konuşmaya başladı.

"Hadi ama Rosanne! Buradaki herkes bu şanslı kişinin kim olduğunu merak ediyor. Bizden saklayacak değilsin ya!" Sözlerine vurgu yapması gülme isteğimi getirmişti.

"Yoo , belki de saklamak istiyorumdur? Olamaz mı?"

"Olamaz!" Bu sefer gözler Jungkook'a çevrilmişti ki hemen toparladı. "Yani , olur... Olur tabi de... Ben , merak ettim sadece."

"Bu kadar meraklı olmak kimseye iyi gelmez Jungkook. Hem zannettiğiniz kadar büyük bir durum söz konusu değil."

"Peki , sustum ben." Dedi ağzına hayali bir fermuar çekerek.

Oyundan bıkmış bir vaziyette hepimiz koltuklara dağıldık ve film izlemeye karar verdik. Oylama sonucu gerilim ve aksiyon filmi izlemeye başladık. Film Lisa'nın ani bağırışları ve Taehyung'un da ona eşlik etmesi dışında sakin ilerliyordu. Aslında bazı yerlerde filmin gereği geriliyordum. Ama belli etmek istemiyordum pek.

Bir anda yanımdaki boşluğun dolmasıyla başımı o tarafa çevirdim. Jungkook gözlerini filmden ayırmadan yanıma sinmişti. Korkuyor muydu yoksa korkuyor numarası mı yapıyordu anlayamamıştım.

"Jungkook?" Onun duyabileceği şekilde fısıldadım .

"Hm?" Bilerek gözlerini ayırmıyorum ekrandan.

"Napıyorsun acaba şu an burada?" Sonunda gözlerini ekrandan çekip benimkilerle buluşturdu.

"Ha ben mi? Ya şey , kusura bakma. Ben biraz gerildim de... Hem ne var canım? Arkadaş değil miyiz? Sen diyordun. Al işte arkadaşlar yanyana da oturur , korkarken dipdibe olur ve daha sayamayacağım bir çok şey. Lütfen yani. Sende istersen başını omzuma yaslayabilirsin." Nefessiz kurduğu cümleye karşılık başımı salladım hızlıca.

"Tamam ya! Ayy , ne dil varmış be sende? Baya bir değişmişsin demiyorum boşuna. Evliyken hiç böyle değildin." Bir dakika! Ben bunu şu anda konunun baş karakteri olan şahsın yanında , içimden geçirmem gerekirken sesli mi söylemiştim? Güzel batırdım.

"Sen bana hiç değiştin demedin ki? Ne demek evliyken böyle değildin? Aaa! Kavgalarda ne kadar konuşkan olduğumu biliyorsun."

"Anlamadım? Sen ve konuşkanlık. Sen anca toplantılarda... Lütfen konuşturma beni."

"Tamam , susuyorum. Bence filmi izlemeye devam edelim. Bu arada tekrardan söylüyorum başını omzuma yaslayabilirsin."

"İyi , uykum gelirse koyarım." Başını sallayıp beni onayladığında bende filmi izlemeye devam ettim.

Filmin sonlarına geliyorduk. Saate baktığımda oldukça geç olduğunu fark ettim. Bu esnada uykumda gelmişti zaten. Jungkook'un hala büyük bir dikkatle filmi izlediğini görünce , çekinsemde başımı omzuna yasladım. Sonuçta kendisi teklif etmişti.

Everything is Fake / Rosekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin