KT ♣️ Bölüm 1

9.2K 399 383
                                    

Selam canlarım...

Bildiğiniz üzere yazmak zamana yayılan bir eylem ve ben bu yolda yürürken, benimle ilk günden beri birlikte olan, bir noktada sebebini bilmediğim bir şekilde yollarımızın ayrıldığı ki yazarınız üzüldü bu duruma ve bir noktada da geç tanıştığımız ama kuvvetli bağlar kurduğumuz okurlarım oldu yanımda. Ben bu hikâyemin ilk bölümünü yanımda olan, sen yaz ya ben konuyu sevmesem bile seni sevdiğim için okurum diyen canım okurlarıma ithaf ediyorum...

İyi varsınız...

Komedi yaz dediniz bana. Komedi olur mu, bilmem ama bir şeyler olacak gibi...

Ve çok iyi bildiğiniz üzere klişe başlar hikâyelerimiz ama klişe bitmez asla!!

Hazır mıyız??????



Sol çaprazında oturuyordu. Bir erkeğin eline gerçekten hiç yakışmadığını düşündüğü, pembeye yakın bir renk olan kokteyl bardağından yudumlarını alırken etrafına dikkat etmiyordu hiç. Yakışıklı sayılabilecek yüzü belki de böyle bir özgüven vermişti adama. Ona soracak olsanız öyle bir kadınla sevgili olan bir adamın beyni kıvrımlı olamazdı asla ve aslına bakarsanız konu bu da değildi kesinlikle.

Konu, o kadına bir ders verme konusuydu ve o, ders verme konusunda uzman sayılmasa da fena da değildi. Dikkat çekmenin kuralı basitti aslında. Etkilemek istediğiniz kişiye bön bön bakmamaktan geçiyordu ilk adım. O da bakmamıştı. Siyah süper mini elbisesinin altına giydiği bordo ekstra topuklu çizmelerinin, bardaki yüksek sese rağmen yankılandığından emin bir şekilde yürürken saçları da attığı her adımda beliyle temas etmişti. Adamdan daha yürekliydi kendisi, oldukça sert bir içki söylemişti kendisine ve gözlerinin kimsenin üstünde bir saniyeden fazla kalmadığına emin olarak şöyle bir göz atmıştı bara. Şimdi bekliyordu, avının kendisine geleceği o anı bekliyordu genç kadın.

Altıncı içki kadehi biterken gelmişti avı. Bekârlığa veda partisi falan yapıyor olmalıydı, böyle erkek erkeğe o sevimsiz sürtük yokken eğlendiğine göre...

İkinci kural, sarhoş görünmemekten geçiyordu. Hiçbir erkek barda kendini kaybedene kadar içen ve yürümekte zorlanan bir kadına ilgi duymazdı. Adam yanına gelip, yine barmenden pembe bir içecek alırken kasıtlı olarak düşürdü telefonunu. İkisi de aynı anda yere eğilince kafaları çarpıştı ilk önce. Ne yalan söylesin taş kafalıydı adam, resmen beynine dans ettirmişti içeride. Hala yerde ve ikisinin eli de telefonun üstündeyken sevimli bir şekilde gülümsedi önce.

"Pardon!" dedi yere düşen telefonunu alırken ve doğruldukları anda yine çarpıştı kafaları. Ne çok çalışmıştı bu sahneyi, en yakın arkadaşının görme bozukluğu başlayana dek iki gün boyunca dur durak bilmeden çalışmıştı. Hırslı değildi asla, kindarlıkla yakından uzaktan alakası yoktu ama sevgilisini en yakın arkadaşına ayarlamak için türlü numaralara başvuran o sürtük konusunda bir istisna yapmak en doğal hakkı olduğu için gelmişti buraya.

"Hala adımı hatırladığımdan emin değilim." dedi kafasını tutarken. Adam resmen süsmüştü onu.

"Ben bilseydim, kendi adımı unutur ama seninkini asla unutmazdım."

Beklediğinden de kolay olacaktı bu iş, bir barda yalnız eğlenen her erkek gibi bu adam da kendine av arıyordu ama avcı çıkmıştı onun karşısına.

"Şu an kendi adınızı hatırlıyor musunuz?"

"Josef." dedi adam elini uzatırken. Sessiz kalsa da sıktı elini. Gizemli kadınlar daha da çekerdi erkekleri.

KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin